Ah benim işsizlik oranım

Temmuz ayı işsizlik oranı yüzde 10.7 olarak açıklandı. Okunuşu saniyeler süren bu cümle bize tam olarak neyi anlatmaktadır? Ya da iktidarın ve muhalefetin sürekli bahsettiği işsizlik oranları şu an dillense bize ne derdi hiç düşündüğünüz mü?

Kısaca olayı anlatırsak; her şey başkanlık referandumu öncesi “milli istihdam seferberliğiyle’’ başladı. Amaç işsizlik oranlarını düşürmek ve başkanlık seçimi öncesi göz boyamaktı. Türkiye tarihinde eşi görülmemiş teşvikler yapılmaya başlandı. Tamamen patronlara yarayan bu teşvikler bile istenilen başarıyı sağlamadı. Bu sefer, teşvik miktarını artırıp bir de işçi almayan patronlar tehdit edilince işsizlik, referandum sonrasında sadece yüzde 1.5 azaltıldı. Ancak Temmuz ayında bu azalış yerini tekrar yükselişe bıraktı.

Hadi o zaman söz şimdi yıllardır sürekli konuşulan işsizlik oranında:

“Yıllardır benim adıma açıklanan rakamların hepsi sahtedir. Ülkemizde, bir insanın işsiz sayılması için kâr karşılığı, yevmiyeli, ücretli ya da ücretsiz olarak hiçbir işte çalışmayan, son dört hafta içinde iş arama kanallarını kullanmış ve iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda bulunan, 15 ve daha büyük yaşta olması gerekmektedir. Esasında oranımın en az 2 katıdır bu.  Ayrıca, İŞKUR programına katılan insan sayısı Haziran 2016’ya göre yüzde 467 artarak 1 milyon 689 bine yükselmiş. Bir de kışın azalacak olan mevsimlik işçi sayısını da düşürsek benim oranımın sahteliği daha net anlaşılır.

Benimle ilgili söyledikleri oranların gerçekte bir anlam ifade etmediği ortada; etrafınıza bir bakın, işten çıkarılmış veya çıkmış arkadaşlarınızın kaçı herhangi bir işe girmiş? Kaçı istediği işe girmiş? Kaçı işten atılmama konusunda ya da iş hayatıyla ilgili geleceğinden umutlu? İşte bu oranları düşünün gerçek oranımı siz de aşağı yukarı görürsünüz.”

Türkiye’de işsizlik oranı verileri, gerçeği yansıtmıyor; ayrıca istihdam artıyor diye söyledikleri olay sadece İŞKUR’un eğitim programlarına katılanların artması. Bu durum, kağıt üzerinde istihdamda bir artış sağlarken gerçek hayatta pek de önemli değil. Yüzde 5 büyüme arttığında zafer çığlıkları atılırken, esasında bu büyümenin işsizlik artıran büyüme olduğunu da ortaya çıkmış oldu. Erdoğan iktidarı işsizliği patronlara zarar gelmeden azaltmanın çözümünü ararken; diğer yandan verdiği teşviklerin bütçedeki deliğini kapatmaya çalışarak yurttaşlarına vergi yükü getirmektedir. Bu süreç bu hızla giderse Erdoğan iktidarının de işsiz kalacağı günler yakındır.

Yorumlar kapalıdır.