YGS: Bu bir skandal değildir!

Son aylarda Türkiye gündemini çokça meşgul eden bir konu: “YGS’deki şifre skandalı”. Konuyla biraz yakından ilgilenenler, KPSS ile başlayan YGS ve ALES ile devam eden skandalların aslında birer skandal olmadığını da fark edeceklerdir.

İlk olarak; herkese eşit, parasız ve anadilde eğitimin sağlanmadığı bir ortamda “adil” bir sınavdan söz edilemeyeceğini söyleyelim. Bununla beraber; bir bütün olarak, eğitim sisteminin piyasaya açıldığı, sermaye çevrelerinin üniversitelere girdiği, stajların, kariyer günlerinin gündelik hayatımızın bir parçası haline geldiği; bütün bunlar yetmiyormuş gibi, hayatımızın -üniversite öncesi ve sonrasında- sınavlara endeksli hale getirilmesi hiçbirimizin reddedemeyeceği birer gerçek. Peki, ne anlama geliyor bütün bunlar? Bir insan hangi sebeplerden ötürü bütün hayatını “iyi” ve sonunda hiçbir işe yaramayan/yaramayacak bir özgeçmişe sahip olmak için harcar? Bütün özgeçmişler işe yarıyorsa, neden üniversite mezunu bunca işsiz var? Arap Dünyası’ndaki devrimi ateşleyen Muhammed Bouazizi’nin üniversite mezunu bir işsiz olması tesadüf müdür?

Bütün bu sorular Türkiye’deki liseli ve üniversiteli gençlerin de kafasını kurcalıyor olmalı. Zira son birkaç ayda öğrenci eylemlerinde hatırı sayılır bir artış gerçekleşti. Örgütleniş biçimi açısından yer yer Arap Dünyası’ndaki hareketlere benzerlik gösterdiğini de not düşerek belirtmeliyiz ki; bu eylemler henüz eğitimin piyasaya açılması olarak özetleyebileceğimiz ve bütün Avrupa’da yürürlüğe konmaya çalışılan Bologna sürecini karşısına almış durumda değil. ÖSYM içindeki olası cemaatçi örgütlenmelere ve AKP karşıtlığına kilitlenmiş durumda.

Ancak, “seçme ve yerleştirme” merkezince seçilen ve yerleştirilenlerin, hâlihazırda paralı hale getirilmiş eğitime ulaşabilen kesimden olduğunu görmek gerekir. Dolayısıyla, bu kesimin dışında kalanlar, üniversiteye girmiş olsalar dahi, çok ciddi bir işsizlik tehdidiyle karşı karşıya. Bu pencereden bakıldığında; cemaat içinde, sadece paralı eğitime ulaşabilecek durumda olan bir kesimin bu “şifreden” faydalanmış olabileceğini söyleyebiliriz. Çok yakın zamanda, çocuğunu dershaneye gönderemediği için intihar eden anneyi de hatırlayalım. Bütün bunları yan yana getirdiğimizde ortaya çıkan fotoğraf gösteriyor ki, bu bir şifre skandalı değildir. Yapısal bir çöküşün işaretidir.

Yorumlar kapalıdır.