Demokrasi için devrim

İşçi Demokrasisi Partisi’nin siyasal programında, başlığı “Demokrasi için devrim” olan bir bölüm var. Partimiz bu başlığı, kulağa hoş gelen bir slogan olduğu için seçmedi ve bizce bu başlıkta ifade edilen öneri, 24 Haziran seçimleriyle birlikte daha da güncellik kazandı.

Şunu demek istiyoruz: Türk soluna hakim olan genel kanı, sosyalizmin ancak demokrasiden sonra kurulabilecek oluşudur. Bu kanıya göre, sosyalizme varılmadan önce geçilmesi gereken aşamalar vardır ve bu aşamalardan birisi de, egemen burjuva sınıfların egemen bir burjuva demokrasisi kurmasıdır. Böylece işçiler bu demokrasinin kendilerinin demokrasisi olmadığını iyice anlayacak ve ancak ondan sonra sosyalizme geçilebilecektir.

Biz bu aşamacı kanıya katılmıyoruz. Bunun birkaç sebebi var. Öncelikle bizim için sosyalizmin koşulu demokrasi değil, demokrasinin koşulu sosyalizm. Yani işçiler açısından adil, eşitlikçi ve özgür bir toplum ancak sosyalizmle yaratılabilir. İkincisi, biz burjuva sınıfların demokratik atılımlar gerçekleştirebileceğine, onların demokrasiyi tesis edebileceğine inanmıyoruz. Ancak bu bir inanç meselesi değil; kapitalistler doğaları gereği demokrasiye düşmanlar çünkü o olmadan, daha çok kâr ediyorlar. Üçüncüsü, tarihte bir örnek yoktur ki, demokrasiden sosyalizme otomatik olarak geçilmiş olsun. Aksine genellikle demokratik haklarını elde etmeyi dileyen toplumlar, var olduğu iddia edilen bu burjuva demokratik aşamayı “atlamışlar” ve doğrudan sosyalizme ilerlemeye yarayacak olan konseyler-meclisler-sovyetler kurmuşlardır.

Şimdi gelelim Türkiye’ye… İlk sorumuz şu: Türkiye’ye demokrasiyi kim getirecek? TÜSİAD’ın, MÜSİAD’ın, patronların ve onların siyasal temsilcileri olan Saray ile sistem partilerinin bunu yapamayacağı ve yapmayacağı açık. Görüyorsunuz ya işte, onlar başkanlık rejimi istiyorlar, onu bina ediyorlar! Zaten yarım yamalak olan demokrasinin son mevzilerine de saldırıyorlar. Hayır, Türkiye’de demokrasinin temsilcisi ancak işçi sınıfı olabilir çünkü demokrasiden, özgürlükten çıkarı olan tek sınıf işçi sınıfıdır. İkinci soru şu: İşçi sınıfı demokrasiyi nasıl getirecek? Patron partilerinin belirlediği idari kurallarla mı? Yüzde 10 barajıyla mı? Türkiye İşçi Partisi’ni tekme tokat salondan kovan meclis yapısıyla mı? Soma madeninin sahibini aklayan, Somalı madencileri tekmeleyenlere dava açmayan, işten atmalarda ve taşeron çalıştırmada patronların safını tutan hukukla mı? Hayır, bunların hiçbirisiyle değil. İşçi sınıfı demokrasiyi ancak devrimle getirebilir. Devrim, patron yanlısı sistemin işçi yanlısı bir sisteme dönüşmesinin ismidir. İşte bu sebeple “demokrasi için devrim” diyoruz.

Yorumlar kapalıdır.