Türk kadınlar en az 3 çocuk yapsın, Kürt kadınlar dinî eğitim alsın!

Başbakan Erdoğan’ın söylediği “Türk kökünü kazımak istiyorlar… En az üç çocuk yapın!” çağrısının şokundan henüz kurtulamamışken, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun da katıldığı Diyarbakır’da gerçekleşen 29 Şubat-2 Mart 2008 tarihli ‘Aile Hizmetlerinde Sivil Toplum Kuruluşları ile İstişare Toplantısı’nın raporu geçtiğimiz günlerde yayımlandı ve içeriğindeki saçma çözüm önerileri ile dikkat çekti.

Bunlardan bazıları;

• Kürt kadınların az çocuk doğurması için halka belli bir çocuk sayısından sonra sağlık hizmeti vermemek

• Dinin kadına bakış açısının bilinmesi için doğru dinî bilgilerin verilmesi, medyanın bu yönde kullanılması

• Din eğitimi kapsamında siyer (peygamberin hayatı) dersinin daha etkin ve kapsamlı olarak anlatılması;

• Töre ve namus cinayetlerine ilişkin kullanılan feminist dilin azaltılması ve hukukun öne çıkarılması gibi kararlar var.

Yalnızca bunlar değil diğer bakan ve yöneticilerin de açıklamaları incelendiğinde AKP’nin kadına bakışı açık bir şekilde görünüyor. Erkeğin soyunu devam ettiren ve itaat eden kadın! Din ise bu itaatin en büyük aracı rolünü oynuyor.

Zaten burjuvaların bir sorunun üstünü kapatmadaki, özellikle sınıflar arası gerginliği örtmek için başvuracakları en öncelikli şeydir din.

Tabii bir de Erdoğan’ın çağrısında açık seçik duran “ötekileştirme” var. Bir panik hali yaratmak ve ortamı karıştırmak çoğu zaman gerçek gündemi örtmeye ve işçi sınıfını bölmeye yarar.

Bunun tezahürünü yakın zamanda Kürtlerin çok çoğaldığı ve sayılarının Türklerinki kadar olacağı, bu yüzden Türklerin genç nüfusunu korumak amaçlı çoğalması gerektiğiydi.

Tabii bu durumda kadınların rolü daha feci bir hal alıyor. Sadece çocuk doğurmak ve hizmet etmek için yaşayan kadınların artık herhangi bir hayvandan ya da eşyadan farkı kalmıyor. Bugün birçok kadın hareketinin temelini bu aşağılanma ve ırkçılık yüzünden ezilmiş, yaralanmış, sevdiklerini kaybetmiş Kürt kadınların oluşturduğu bilinmekte.

Bu silkelenip kendine gelen ve gücünün farkına varan kadınların din ile yola getirilmeye çalışılması çok da şaşırtıcı değil. Mesele kimin sayısının çok olduğu değil ki burjuvalara karşı sayımız oldukça üstün, mesele kadınıyla erkeğiyle sınıfımızın saflarında yer alabilmemiz.

Yazan: Rukiye B. (25 Nisan 2009)

Yorumlar kapalıdır.