Rant projesine son! İşçi ve emekçiler için insanca yaşam alanları!

Sermayenin en büyük rant kapılarından biri de yıkımlar. Bu rant bazen savaşlar ile sağlanmakta -ki halen Irak’ta, Kürdistan’da, Filistin’de, Afganistan’da bunu yaşıyoruz.

Kâra doymayan para babaları bu sefer bu yıkımları “kentsel dönüşüm” adı altında yapıyor. Yoksul emekçi halkın evlerini, yaşam alanlarını çeşitli hilelerle, hilenin işe yaramadığı durumlarda zorla ellerinden alıyorlar. Emekçiler kaderlerine terk edilip, insani koşulların bulunmadığı bir hayata zorlanıyor.

Sözüm ona “kentsel dönüşüm projesi.” Devleti arkasına alan birçok para babasının rant kapısı bu! Bugün yoksul halkın bulunduğu bir çok bölgede bu proje çerçevesinde yıkımlar oluyor ya da olacak.. Ayazma, Sulukule ve Kartal’da yaşayan halkın evleri ellerinden zorla alındı. Bu insanlar ya kendi kültürlerine ve yaşam tarzlarına ters yerlerde ikamet etmeye zorlandı ya da sokaklara terk edildi.

Bugün Ayazma mağdurları şehrin dışına, iş olanaklarının olmadığı, ulaşımın neredeyse yok dendiği bir bölgeye taşınmak zorunda bırakıldılar. Yine aynı şekilde Sulukule halkı on binlerce lira borçlandırılarak zorla TOKİ’nin yaptığı dairelere taşındılar. Bugün yaşadıkları yer dolayısıyla çalışamıyor, borçlarını ödeyemiyorlar. Yakın bir zaman içinde TOKİ’nin, bu insanların ellerinden konutlarını alması sürpriz olmaz. Anlayacağınız; hem zorla evlerinden, yerlerinden ve yaşam alanlarından çıkarıldılar hem de aynı yıkım projesi kapsamında -buna artık “rantsal dönüşüm” diyelim- borçları ödeyemeyecekleri bilindiği halde, on binlerce lira borçlandırıldılar, bu emekçi yoksul insanlar…

“Kentsel dönüşüm projesi”ni sürdürenlerin çeşitli argümanları var: Suçu engellemek, yoksulluğu ve görüntü kirliliğini ortadan kaldırmak! Oysa proje dediklerinin para babalarının sermayelerine sermaye katmak olduğu açık. Emekçi yoksul halk sermayenin doymak bilmez hırsına kurban ediliyor… Özellikle sömürülen sınıf ve ezilen ulusun yaşam alanlarını hedef almaları dikkat çekici. Bilhassa Romanların yüzyıllardır yaşadıkları yerlerden göçe zorlanmaları… Bir yandan sermayeye yeni rant alanları sağlamak, bir yandan egemen olanın dışında olanı parçalayıp yok etmek. Bir taşla birçok kuşun vurulduğu bir sermaye politikası bu!

Şimdi “kentsel dönüşüm”den bahsedenler seçim döneminde oy fırsatçılığıyla tapusuz, ruhsatsız inşaatlara göz yumdu., Seçimlerden sonra ise bu yapıları yıktılar…

Bugün Sulukule ve Ayazma gibi yoksul mahallelerinin yıkılması, yine aynı şekilde Okmeydanı halkının yıkımla tehdit edilmesi şunu gösteriyor; artık evlerimiz, yaşam alanlarımız bile sermayeyi sarhoş edecek derecede bir rant kapısı. Yerel yönetimlerin desteği ile evlerimize kadar girdiler… İnsanı değil sermayeyi temel alan kentsel dönüşüm projelerine son! Tüm işçi ve emekçiler için insanca yaşam alanları!

Yazan: Ayşe Kaya (31 Mayıs 2009)

Yorumlar kapalıdır.