THY grevi büyüyor, baskılar ters tepiyor!

THY işçilerinin grevi büyürken, THY yönetimi skandallara imza atıyor, insanların can güvenliğini hiçe sayıyor. Polis ve yasaklar ise işçileri yıldırmıyor.

THY grevine destek için havalimanının dış hatlar terminalinin önüne gittiğinizde dikkatinizi ilk olarak hemen yanınızda biten iki sivil polis çekiyor. Önce bir şey demiyor, öylece bakıyorlar. Eğer ki, grev gözcüleriyle “istenilenden” fazla konuşursanız, ‘kibarca’ uyarılıyorsunuz. Uyarıyı dinleyip dinlememek size kalmış. Ha arkada 4 tane polis panzeri, yüzlerce çevik kuvvet, gaz bombaları var ama olsun. Seçim sizin. Ne de olsa demokratik (!) bir ülkedeyiz. Bizim gördüğümüz polislerin ve panzerlerin sayısının, grevin ilk günündekiyle karşılaştırılamayacak derece az olduğunu söylüyor işçiler. Şaşırıyor muyuz? Pek sayılmaz.

THY işçilerinin direnişi THY Genel Merkezi’nin önünde sürerken, grev gözcüleri havalimanında ablukaya rağmen grev için canla başla çalışıyor. Gözcüler arkadaşlarını greve çağırmakta kararlı. Sayılarının sınırlandığını, biriyle konuşmalarına sürekli müdahale edildiğini, “oturun bekleyin şurada, sonra da gidin” tarzı bir grev sözcülüğünün dayatıldığını söylüyorlar. Ama pes etmiyorlar, süreklilikle ve azimle çalışmaya devam ediyorlar. THY işçileri işyerleri olan havalimanına alınmaz, sendikalar, sıradan yolcular dahi potansiyel “grevci” olarak görülüp her türlü baskıya maruz kalırken grev için çalışanların azminin yüksekliği dikkat çekici.

THY direnişi, THY Genel Merkezi’nin önüne, polis bariyerlerinin arasına sıkıştırılmaya çalışılmakta. Ama ne fayda! İşçiler, sloganlarla THY Genel Merkezi’ni inletiyor. İşçiler arasındaki dayanışmanın, THY’nin her baskısıyla daha da arttığı görülüyor. Grev alanında sloganların sesine ara ara türküler ve alkışlar karışıyor. Demokratik kitle örgütlerinin desteği zayıf da olsa sürüyor. On binlerce üyesi olan sendikalar, partiler 5-10 kişiyle desteğe geliyor. Ancak işçiler hiç şikayet etmiyor, direnişin büyüyeceğini, direndikçe desteğin artacağını gayet iyi biliyorlar. Şunu vurguluyorlar: Grev büyüyecek çünkü öncelikle yurtdışındaki uçuşlardaki arkadaşlarımız mecbur olarak dönene kadar greve katılamaz. Arkadaşlarımız dönmek ve greve katılmak için sabırsızlar. Ayrıca, ek personelle, “ürün müdürü”nü uçuş personeli yapmakla THY’nin bu işi yürütemeyeceğinin farkındalar. Grevde olmayan uçuş personeli de dinlenmek zorunda. O zaman eksikleri kim kapayacak?

İşçilerin en büyük tepkisi ise burjuva medyaya. Greve katılım yokmuş gibi göstererek THY ile işbirliği içinde çalıştığı gözlerden kaçmayan burjuva medyanın yalanlarına inanmayın diyor işçiler. Biz buradayız, gelin görün kaç kişiyiz, grevde kimler var. Gelin size anlatalım THY’nin nasıl eğitimsiz insanları uçuş görevlisi yaparak insanların hayatını tehlikeye attığını, greve katılınmaması için nasıl bir baskıyla karşılaştıklarını ve nasıl bir terörizasyona karşı direndiklerini.

İşçiler direnişlerini Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali ve THY Genel Müdürlüğü önünde sürdürüyor. Görünen o ki metal işçilerinden asistanlara, havalarla beraber direnişler de ısınıyor. Birilerinin suyu ise çoktan ısınmaya başladı.

Yorumlar kapalıdır.