İşsizlik kader değil!

Geçtiğimiz günlerde TÜİK 2022 yılının ilk çeyrek işsizlik verilerini açıkladı. Buna göre 2022 yılı ilk çeyreğinde işsizlik oranı geçen yılın ilk dönemine göre %0,1 puan arttı, işsiz sayısı ise 50 bin kişi artış kaydetti. Böylece işsizlik oranı %11,4’e; işsiz sayısı da 3 milyon 845 bin kişiye yükseldi.

TÜİK’e göre son üç yıldaki işsizlik verileri şu şekilde:

 202020212022
1. Çeyrek12,913,111,4
2. Çeyrek13,412,3 
3. Çeyrek13,111,3 
4. Çeyrek13,111,3 

TÜİK verileri ne kadar güvenilir?

Ülke özellikle son bir yıldır büyük bir krizin içindeyken, enflasyon son 20 yılın zirvesine gelmişken TÜİK verileri işsizliğin düşme eğiliminde olduğunu gösteriyor. Bu da bizlere TÜİK verilerinin ne kadar güvenilir olduğunu bir kez daha sorgulatmakta. Enflasyon verileri ile istediği gibi oynayan ve enflasyon rakamlarını bağımsız kuruluşların tespit ettiği rakamlardan aşağı göstermeyi bir marifet sayan TÜİK, işsizlik rakamları ile de oynuyor. Nitekim aynı dönem için yaptığı araştırmaları açıklayan DİSK-AR çok farklı rakamlara ulaşıyor.

DİSK-AR’a göre çalışabilir durumdaki 64 milyon kişiden sadece %20,8’i kayıtlı ve tam zamanlı olarak istihdam ediliyor. Geniş tanımlı işsizlik oranları ise %41 civarında. Bu da gösteriyor ki TÜİK verilerini toplarken her zamanki gibi rakamlarla oynama yoluna gidiyor. İşsizlik verilerini açıklarken “dar tanımlı” işsizlik verilerini baz almakta. Böylelikle TÜİK, AKP iktidarının gerçekleri çarpıtma aparatı olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Gerçek işsizlik rakamları açıklanandan kat be kat fazla

Ülke 2001 krizinden bile büyük bir kriz ile karşı karşıya kalmışken işsizliğin artması kaçınılmaz bir sonuçtur. Döviz kurundaki oynaklık, enflasyonun her ay artması, ülkenin içinde bulunduğu siyasi iklim, ekonomik çarkları da etkilemekte. Her ne kadar ihracat rekorları kırıldığı belirtilse de emekçilerin alım gücü düşerken birçok işyeri işçi çıkarma yoluna gidiyor.

Göçmen ve kayıtdışı işçiler

İşsizliğin artmasındaki en büyük gerekçelerden birisi olarak son dönemde yaşanan göç dalgası gösterilmekte. Suriye’deki yıkımın sorumlularından AKP iktidarı göçmenleri dış politikada bir koz olarak, içeride ise ucuz işgücü deposu olarak görüyor.

Toplumun genelinde ortaya çıkan göçmen karşıtı tepki, açıktan açığa faşist eğilimlerin de yükselmesine neden oluyor. AKP iktidarı ise bu tepkiler karşısında kendisini dinsel ve “insani” referanslar ile savunmaya çalışmakta. Oysa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun mayıs ayı başında bir televizyon kanalında yaptığı Fabrikanda Suriyeliyi çalıştır, sömür, sigortasını yaptırma. Sonra ayak ayaküstüne at, ‘Ne olacak bu Suriyelilerin hali’ de. Bir milyon insan gidecek. Kim isyan edecek biliyor musun? O iş sahipleri.” açıklaması AKP iktidarının göçmen politikası ile neyi hedeflediğini açıkça göstermekte: kayıtdışı, sendikasız, sigortasız, açlık sınırının altında ücretlerle çalışan milyonlarca işçi yaratmak. Yine son dönemde AKP şeflerinin sıkça söylediği gibi Çin tipi ekonomik kalkınma…

İşsizlik sorunun çözümü planlı ekonomidir

Görülmektedir ki ülkemizde ve dünyanın pek çok yerinde süreğen bir işsizlik sorunu vardır. Bu işsizlik sorunu burjuva iktidarlarının iddia ettiği gibi emekçilerin “iş beğenmemesinden” kaynaklı değildir. İşsizlik sorununun tek nedeni kapitalizmdir. Kapitalist ekonomi plansız ve kâr mantığı ile hareket eden bir ekonomidir ve istenilen kârın tek kaynağı emek sömürüsüdür. Emekçilerin emeğinin değersiz hale gelmesi için de kapitalistler işçiler arasında sürekli bir rekabet yaratır ve de çalışan işçileri işsizlikle tehdit eder. Emeği sömürebilmek için sürekli bir işsiz ordusuna ihtiyaç duyar. Dolayısıyla işsizlik sorununun tamamıyla çözülebilmesi için kâr mantığına dayalı kapitalist ekonominin alaşağı edilip planlı bir ekonomi olan sosyalist ekonomiye geçmek gerekir. Ancak bu nihai çözüme kadar işçi ve emekçiler açısından yakıcı bir sorun halini alan işsizlik ile mücadelede öne çıkarabileceğimiz belli başlı acil talepler etrafında ortaklaşabilir ve bu mücadeleyi sermaye düzenine karşı mücadelemizin merkezine yerleştirebiliriz.

Bu acil talepler:

– İşten atmalar kesinlikle yasaklanmalı.

– İş saatleri azaltılarak tüm işler çalışabilir nüfus arasında dağıtılmalı.

– Özelleştirilen tüm kurumlar tazminatsız tekrar kamulaştırılmalı.

– İşyerleri ve tüm ekonomi işçi denetimine girmeli, iş planlaması işçiler tarafından yapılmalı.

Yorumlar kapalıdır.