Ek bütçe ve zamları kimler finanse edecek?

Yaşanan hayat pahalılığı ve ardı arkası kesilmeyen zamlar işçi ve emekçileri açlık ve sefalete iterken, iktidar batan gemiyi seçime kadar yüzdürmenin yollarını arıyor. Uygulanan politikalarla ülke ekonomisi iflasın eşiğine getirilirken, yapılan zamlarla bu akıl almaz tablo işçi ve emekçilerin ceplerini boşaltmak suretiyle sürdürülmeye çalışılıyor. Nitekim yılın başında “6 ay sabredin ekonomi düzelecek” diye savunulan bu politikalar sonucunda enflasyon resmi olarak yüzde 78’e tırmandı. Gıda enflasyonu yüzde 100’e yaklaştı, ulaştırmadaki yıllık fiyat artışları yüzde 105’in üzerine çıktı. Dar gelirlinin, asgari ücretlinin gıda enflasyonu yüzde 130’a yaklaştı. Dolar 17 lira civarında seyrediyor.

İktidar, krizi başta zamlar yoluyla olmak üzere toplumun tüm kesimlerine fatura ederek aşmaya çalışıyor. Son 1 yıl içerisinde benzine yüzde 235, motorine ise yüzde 350 oranında zam geldi. Benzer şekilde son altı ayda doğalgaz yüzde 120, elektrik yüzde 151 oranında arttı. Resmi enflasyonun yılın sonu gelmeden yüzde 100’ü bulacağı tahmin ediliyor. Uygulanan fahiş zamlar ve sürekli artırılan vergi kalemleri göz önüne alındığında iktidarın faturayı düzenli olarak toplumun sırtına yıktığını görüyoruz.

Saray iktidarı geçen yılın sonunda, yaşadığı çoklu krizi aşmak ve seçmen erimesini engellemek amacıyla yüksek büyüme illüzyonu yaratma gayretiyle faizleri düşürmeye girişmişti. Bu politika döviz kurunu patlatmış ve kur korumalı mevduat gibi araçlarla Hazine’ye milyarlarca liralık faiz yükü getirmişti. Nitekim Hazine borçluluk oranlarını bankalardan aldığı kredi ile aşmaya çalışırken bankalar enflasyonla birlikte aldıkları faizlerin de hızla artması ile kârlarını yılın ilk iki ayında yüzde 323 oranında artırdı. Ve tüm bu politikalar sonucunda bütçe yıl ortasında neredeyse sıfıra indi. Sadece yılın ilk altı ayında elektrik, doğal gaz ve akaryakıta art arda gelen zamlar nedeniyle 9 bakanlığın ek bütçesi 6 milyar 303 milyon 836 bin lirayı buldu. Enerji ve personel giderlerini karşılayamadığını söyleyen iktidar 2022 ek bütçesini meclise kabul ettirerek bu faturayı da toplumsallaştırmaya devam etmekte.

Taksicilerden üniversite emekçilerine, fabrika işçilerinden esnafa yurdun çeşitli yerlerinde zamlara karşı irili ufaklı protesto eylemleri yapılıyor. Son bir ayda Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Eskişehir Tramvay Hattı’nda (EsTram) çalışan işçiler, İstanbul, Adana, Ağrı, Mersin ve pek çok ilde taksiciler, DİSK üyeleri, İBB’ye bağlı Ağaç A.Ş., Alpin Çorap işçileri, kuryeler, Türk Metal’e bağlı Yazaki işçileri ve daha pek çok sektörden emekçi zamları protesto ediyor. Artan hayat pahalılığının açıklanan enflasyon farkı zammıyla karşılanması mümkün değil. Zira artan enflasyon karşısında emekçiler ezilmeye ve iktidarın yarattığı enkazı sırtlamaya devam ediyor.

Yapılacak şey ücretlerin her üç ayda bir emek örgütleri tarafından belirlenen gerçek enflasyon oranında artırılması; faturanın bankaların, YİD işletmelerinin kamulaştırılarak finanse edilmesidir. Soru, iktidara talip hangi kesimin bu çözümü yerine getirebilecek olmasıdır… Emekçilerden yana adil bir düzen ancak onların bağımsız politikaları ve örgütleri ile sağlanabilir.

Yorumlar kapalıdır.