Formasyon Hakkı (!)

YÖK Eylül ayında Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde yaptığı toplantıda, fen-edebiyat fakültelerine lisans eğitimi sırasında formasyon eğitiminin tanınmasını kararlaştırdı. Formasyon, bu fakültelerde okuyan öğrencilerin öğretmen olabilmesi için almaları gereken eğitim sürecidir.

Beş yıl önce YÖK bu uygulamayı kaldırmış, onun yerine bu belgenin para karşılığında (2500-3000 YTL) tezsiz yüksek lisans adı altında bazı okullardan alınmasını şart koşmuştu. Bu durum, belli okullarda yığılmalar yaratmış ve bu okullara rant sağlamıştı. Örneğin İstanbul Üniversitesi’nde tezsiz yüksek lisans için başvuru yapan öğrencilerin sadece yüzde 25′ i kabul edilirken, başvuru sırasında 100 YTL ödenmesi gerekmektedir.

YÖK’ ün formasyon eğitimini yeniden lisans eğitimi kapsamında vermesinin sebebi ise, fen-edebiyat fakültelerinin eski cazibesini yitirmesidir. Bu cazibenin önemini anlamak için, biraz tarihe bakmakta fayda var. Bu fakülteler, 1980 darbesi sonrası her üniversite için zorunlu hale getirildi. Bunun işlevi ise İnkılâp Tarihi, Türk Dili ve Edebiyatı gibi dersleri, üniversitelerdeki tüm bölümlere verecek insanların yetiştirilmesi, T.C.’nin baskıcı ve şovenist ideolojisinin sürekli kılınmasıdır.

Aslında, fen-edebiyat fakültelerinin, üniversitelerin bütün birimlerine fen ve sosyal bilimler eğitimi vermesi, bilim insanı ve araştırmacı yetiştirmesi gerekir. Kapitalizm ise bilimi kendi amaçları doğrultusunda geliştirdiği için temel bilimlere ihtiyaç duymaz. Bölümlerimizin burjuvazi için kârlılık getirmeyişi de bu fakülte öğrencilerine öğretmen olmaktan başka bir çare bırakmaz.

Formasyon hakkı fen-edebiyat fakültelerinin yanı sıra ilahiyat fakültelerine de tanındı. Bu, öğretmen yetiştiren eğitim fakültelerinin işlevsizleştirilmesi anlamına geliyor. Bu da demek oluyor ki, paralı eğitim kıskacında yıllarca okuyan yüz binlerce öğrenci yarının diplomalı işsizi olacak. Bu yüzden aç kalmamak, hayatımızı sürdürebilmek için iş bulmamız gerekiyor. Bu sebeple öğretmen olabilmemiz için formasyon almak zorunlu bir tercih haline geliyor.

Şu anda sadece 4 üniversite formasyon için başvurmuş durumda. Fakat bu yasanın geçmesine rağmen her üniversite bu hakkı tanımıyor. Çünkü rektörlükler buna bütçe ayırmak istemiyor. Bizim yapmamız gereken ise rektörlüklerden bu hakkı talep etmek ve üniversitelerimizde bunun mücadelesini vermek olmalı. Unutmamalıyız ki gelecek, bizim geleceğimizdir ve kendi geleceğimizin mücadelesini de ancak biz verebiliriz.

Yazan: Ebru Sarin (27 Ekim 2009)

Yorumlar kapalıdır.