Esenyurt belediye işçileri direniyor

Aziz Nesin bir yazısında kapitalist sınıfın psikolojisini analiz ederken onu “korkudan korku üreten zümre” olarak tanımlamıştır. Onun korkusu işçilerin yaşadığı haksızlığın bilincine varıp bu hale karşı tavır alma ihtimalidir.

Korkusunun üstesinden gelebilmek için de işçilere var gücüyle baskı uygulayıp, bizi kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmemiz için gözetim altında tutar. Bu korku öyle bir hal alır ki onun desturuyla yasa yapan meclisinden geçen işçi haklarını dahi, sudan ve asılsız nedenlerle yok sayabilir. Tıpkı sendikalaştıkları için işlerine son verilen Esenyurt Belediye İşçileri gibi.

Esenyurt Belediye İşçilerinin direniş süreci, AKP hükümetinin yerel seçimler öncesi bazı belediyeleri birleştirme ve kapama yasasıyla başlamıştır. Özünde rant olan yasanın uygulamaya alınması ile şu an direnişte olan işçilerin çalıştığı Yakuplu Belediyesi kapatılır ve işçiler önce Beylikdüzü Belediyesi’ne sonra da Esenyurt Belediyesi’ne aktarılır. Bu aktarım işçilerin özel durumları dikkate alınmadan yapılır. Yani daha işin başında mağduriyetle başlar süreç. Bu süreci yaşayan işçilere AKP’li Esenyurt Belediye başkanı Necmi Kadıoğlu, üyesi oldukları Belediye-İş’ten istifa etmeleri yönünde baskı yapar. Sendikalı olmalarına rağmen karşılaştıkları durumu bilen işçiler, sendikasız oldukları takdirde karşılaşacakları hali tartarlar ve tüm tehditlere aldırış etmeden sendikalı kalmaya karar verirler. İşçilere diş geçiremeyen belediye yönetimi onları caydırmak için olmadık işlerde görevlendirir. Hatta direniş sırasında belediye başkanı ve onun güvenlik birimi tarafından darp bile edilmişlerdir. Fakat tüm bu baskılar birlikte hareket eden bilincin karşısında çaresiz kalınca, yönetim acizliğinin bir göstergesi olarak 16 işçinin işine son verir. Gerekçe olarak da, iş kanununun 25. maddesince ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık gibi asılsız bir nedeni sebep göstererek, gerçeği gizlemeyi amaçlamıştır.

İşçiler dayanışma içinde

Yaşamış oldukları haksızlığa karşı belediye önünde nöbet tutan işçilere ne “halkçı” CHP, ne “kul hakkından korkan” AKP ne de burjuva basın ilgi göstermiştir. Esenyurt Belediye işçileri kendileri gibi aynı durumdan muzdarip olan direnişteki Sabiha Gökçen Havalimanı işçilerini, SSK Okmeydanı işçilerini ve Sinter Metal işçilerini yanında görmüş ve onların da yanında yer almıştır. Sınıf dayanışmasının gerekliliğini bilen Esenyurt işçileri dayanışma gecelerinde de işçi kardeşlerince yalnız bırakılmadı. Öte yandan hükümetin bu dayanışma gecesine temsilci olarak, gecede satılan biletlerin sayısını tutacak ve satılan biletlerden alınacak verginin muhasebesini yapacak maliyecilerini göndermesi emekçinin emekçiden başka dostu olmadığını göstermektedir.

Bugün Esenyurt Belediye işçileri haftanın 6 günü işyerlerinin önünde nöbet tutarak ve çarşamba günleri Esenyurt Köyiçi Meydanı’ndan belediyeye yürüyüş düzenleyerek emekçi düşmanı rantçı belediyecileri rahatsız etmekte ve onları diken üstünde oturtmaktadır. Nitekim emek düşmanları bu korkusunda da gayet haklıdırlar. Esenyurt Belediye işçileri sendikalı olarak görevlerine iadelerini istiyorlar. Bu haklı direnişe İşçi Cephesi olarak biz de ses olup seni desteğe davet ediyoruz…

Yazan: İC – Haber (30 Kasım 2009)

Yorumlar kapalıdır.