Panama: Yaşasın Panama halkının mücadelesi! Kahrolsun Mulino’nun, patronların ve IMF’nin işçi karşıtı, halk düşmanı ve Amerika yanlısı saldırısı!
Sosyalist Öneri, İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE) Panama Seksiyonu
24 Mayıs 2025
Yaklaşık bir aydır Panama, emekçi ve yoksul halkın büyük eylemlerine, eğitim emekçilerinin ve güçlü inşaat işçileri sendikası SUNTRACS’ın grevlerine sahne oluyor. Mücadele, ülkenin tüm eyaletlerine ve yerli bölgelerine yayılarak büyüyor; Río Indio Havzası’nda direnişteki topluluklardan Bocas del Toro’daki muz işçilerine kadar halk kesimleri ayağa kalkıyor. Gençlik lise ve üniversitelerdeki öğrenci gösterileriyle mücadeleye katılıyor, kadınlar güçlü eylemler düzenliyor ve mücadele için örgütlenmeyi sürdürüyor. Bir kez daha görüyoruz ki bu mücadele tek bir halk kesimin değil, hepimizin mücadelesidir.
Halk seferberliği ve bu meşru ve kahramanca grevler, José Raúl Mulino’nun Amerika yanlısı hükümetinin, Donald Trump gibi aşırı sağcı ortaklarının, ABD emperyalizminin ve IMF’nin gerçekleştirmekte olduğu saldırılara karşı yoksul ve emekçi halkın cevabıdır. 9 Nisan’da ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, hükümetle sözde bir “Mutabakat Zaptı” imzaladı. Bu anlaşma, Panama’nın egemenliğini ihlal ederek ABD askeri ve ticari gemilerine ayrıcalıklı muamele tanımak, doğal kaynakların yağmalanmasını kolaylaştırmak ve ABD’nin askeri nüfuzunu artırmak anlamına geliyor. Trump ve kabinesi Panama’nın ve Kanal’ın kendilerine ait olduğunu sanıyor, Mulino hükümeti ise bu teslimiyeti kabul ediyor!
Mulino’nun patronlardan yana hükümeti, geçmişte emekçi ve yoksul halkın, yerli halkların, kadınların ve gençlerin mücadelesiyle geri püskürtülen yağma projesini tamamlamak üzere geldi. Yükselişteki aşırı sağcı dalgaya katılan Mulino hükümeti, Trump ve IMF’nin taleplerini yerine getirmek için işçi sınıfı ve halkların sendikal, ekonomik, sosyal ve demokratik haklarını budamak adına açık bir saldırı başlattı.
Bu saldırıyı gerçekleştirebilmek için Mulino sert bir baskı politikası uyguluyor. SUNTRACS sendikasının mücadeleci önderlerini takibe alıp tutukluyor, grevleri yasadışı ilan ediyor ve Bocas del Toro’daki 5000 muz işçisini işten çıkarıyor. Öğretmenlerin grevini kırmak adına maaşlarda kesinti uyguluyor.
Tüm tutuklananların serbest bırakılması, baskının sona erdirilmesi, 462 sayılı yasanın iptali, Mulino’nun ABD ile yaptığı anlaşmaların geçersiz kılınması, Río Indio baraj projesine ve First Quantum Minerals’ın madeninin yeniden açılmasına karşı doğayı savunmak için kamu ve özel sektörde genel grev ilan edilmesini ve ülke çapında seferberliklerin sürdürülmesini gündemine alacak, tüm mücadeleci sektörlerin dahil olacağı bir ulusal buluşma acil bir zorunluluk.
Sosyal Güvenlik Kurumu (CSS)’nu özelleştiren 462 Sayılı Yasa derhal iptal edilsin!
Emeklilik ve kamusal sağlık hakkı, tüm hükümetlerin – Arjantin’deki Milei’den Fransa’daki Macron’a kadar – büyük şirketlerin ve bankaların çıkarları için yağmalamak istediği bir savaş ganimetine dönüşmüş durumda. Hükümetin ve IMF’nin amacı, Peru’daki Fujimori ve Şili’deki Pinochet diktatörlüklerinin uyguladığı gibi bir “bireysel emeklilik” sistemi dayatmak. Yani yalnızca sefalet düzeyinde bir yaşlılık maaşına izin veren bir sistem getirmek.
Mulino, işçilerin emeklilik ve sağlık gibi kazanılmış haklarını yok ederek Sosyal Güvenlik Kurumu’nu özelleştirmek istiyor. Bunun amacı büyük finansal sermayeyi, bankaları ve sigorta şirketlerini kurtarmak ve giderek büyüyen, yasa dışı ve gayrimeşru dış borcu ödemek için kaynak yaratmak. Bu dış borç miktarı 54 milyar doları, yani GSYH’nin %61’ini, aşmış durumda. Sadece 2024 yılının borç ödemeleri 7 milyar dolara ulaştı. Kitleler tarafından tepkiyle karşılanan, hükümet ve patronlarla suç ortaklığı içerisindeki Ulusal Meclis tarafından Nisan ayında onaylanan 462 sayılı yasanın asıl amacı budur.
462 sayılı yasa derhal iptal edilmelidir!
Çünkü bu yasa, kaynakları finans sistemine devrederek işçi ve emekçilerin hakkını gasp ediyor. Sosyal Güvenlik Kurumu işçilerinin grev hakkını ortadan kaldırıyor. Sağlığı kamusal bir hizmet olmaktan çıkartarak özelleştirmenin, taşeronlaştırmanın ve kitlesel işten çıkarmaların önünü açıyor. Ayrıca bu yasa, hastalanan ya da iş kazası geçiren işçilere ve sağlık hizmetlerini Sosyal Güvenlik Kurumu üzerinden alan nüfusun %90’ına sağlık hizmeti verilmesini fiilen reddediyor.
Baskılara son! Tutuklanan SUNTRACS liderleri derhal serbest bırakılsın! Chiquita tarafından işten çıkarılan tüm muz işçileri işe geri alınsın!
Sosyal Güvenlik Kurumu’nu savunma ve 462 sayılı yasaya karşı kararlı mücadele, ülkenin tüm işçi ve halk örgütleri tarafından sahiplenildi. Ancak mücadeleyi bastırmak için Mulino hükümeti, demokratik haklara saldırmakta ve giderek artan bir otoriterlikle, kendi politikalarına karşı çıkan örgütleri baskı altına almaya ve yıldırmaya çalışıyor.
Mulino, Martinelli döneminde Güvenlik Bakanı iken baskı politikalarını öğrenmişti. O dönemde aynı zamanda, Panama İş Yöneticileri Derneği (APEDE) ve Ulusal Özel Sektör Konseyi (CONEP) temsilcisi sıfatıyla, büyük sermayenin çıkarlarını vahşice koruma görevini üstlenmişti. 2010, 2011 ve 2012’de Bocas del Toro, Colón’daki muz işçilerine ve yerli halklara yönelik baskının baş sorumlusuydu.
Bugün ise siyasi gücü de elinde tutarak adaleti, şahsi avukatı tarafından yönetilen Başsavcılığı, polisi ve diğer tüm baskı aygıtlarını mücadele edenleri susturmak için kullanıyor. Hedefi, işçi sınıfı düşmanı saldırısını ve egemenliğimizi, Kanal’ı teslim eden politikalarını hayata geçirmek için baskı politikalarını daha da artırmak. Bu şekilde, demokratik hakları, örgütlenme, toplanma, protesto ve grev özgürlüğünü yok ediyor.
Muz işçilerini tehdit ediyor ve Chiquita Panama şirketinin patronlarıyla anlaşarak, Çalışma Bakanlığı aracılığıyla grevleri yasa dışı ilan ettikten sonra 5000 işçinin işten çıkarılmasına destek veriyor. Grevdeki öğretmenlerin maaşlarından kesinti yapıyor, sendika liderlerini yargı yoluyla takip ediyor ve hapse attırıyor, topraklarını savunan yerli topluluklara ise sert baskılar uyguluyor.
Yolsuzluktan hüküm giymiş eski başkan Martinelli, cezasız bir şekilde Nikaragua ile Kolombiya arasında dolaşırken, Mulino’nun kontrolündeki Başsavcılık, SUNTRACS sendikasının lideri Jaime Caballero’yu yüksek güvenlikli bir cezaevinde önleyici tutuklulukla cezalandırdı. Yine bu süreçte, SUNTRACS’ın ofislerine baskın düzenledi, sendikanın kooperatifi yasa dışı ilan edildi, banka hesapları önce donduruldu ve sonrasında iptal edildi. Böylece iktidar, sendikanın günlük işleyişini engellemeye girişti. Şimdi ise genel sekreter Saúl Méndez, hayatının tehlikede olduğunu belirterek Bolivya büyükelçiliğinde siyasi sığınma talebinde bulundu.
Biz, Sosyalist Öneri olarak, hükümetin bu siyasi baskısını ve sendika önderlerine yönelik kirli yargı oyunlarını kınıyor, gözaltına alınan, tutuklanan tüm mücadeleci liderlerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Emekçi halkın sosyal ve demokratik haklarını savunmanın tek yolu, diktatörlüğün ve Amerikan işgalinin yenildiği yoldan geçer: örgütlenme, seferberlik, mücadele ve birleşik grev!
Kapitalist yağmanın karşısında çevrenin savunusu için
Mulino’nun planı son derecede karanlık ve tehlikeli. Yalnızca emekçilerin sosyal, demokratik, ekonomik ve siyasi haklarını gasp etmekle kalmıyor, aynı zamanda doğal kaynaklarımızı yok eden kapitalist ve emperyalist talanı daha da derinleştirmeyi hedefliyor. Bu nedenle, 13 Mart Perşembe günü yaptığı klasik basın toplantısında, emekçi halkın büyük mücadelesi sonucunda ve Anayasa Mahkemesi’nin 25 maddeyi ihlal ettiği gerekçesiyle sözleşmesini anayasaya aykırı ilan ettiği Kanada merkezli First Quantum Minerals şirketine ait açık ocak bakır madenini yeniden açma girişimini duyurdu. Mulino, 3 milyar ton rezerv barındıran bu madeni, halkın sağlığı, yaşam alanı ve çevresi pahasına adeta hediye ederek, GSYİH’nın %5’i kadar gelir elde etmeyi ve bu geliri yoksul ve emekçi halka değil, emeklilik fonlarını alıp götüren IMF’ye aktarmayı planlıyor. Bu yağmacı çokuluslu bakır şirketi, Mulino’yu bu açıklamasından dolayı kutladı ve saldırıya yeniden başlamadan evvel, 31 Mart’ta Panama’ya karşı açmış olduğu uluslararası tahkim süreçlerini sözde bir “iyi niyet göstergesi” olarak askıya aldığını açıkladı.
Mulino’nun hedeflediği sömürgecilik düzeyi akıl almaz boyutlarda. Sadece bakır madeninin yeniden açılmasını değil, aynı zamanda Río Indio havzasında yeni bir baraj inşa edilmesini de planlıyor. Bu baraj, bölgenin %8’ini sular altında bırakacak, orada yaşayan 500’den fazla köylü ailesinin yaşam alanlarını ve kaynaklarını yok edecek. Amaç, gelecekteki kuraklık dönemlerinde Panama Kanalı’na milyonlarca litre su sağlayarak daha fazla deniz trafiği garanti etmek. Gerçek bir çılgınlık! İklim krizi, kapitalist sömürünün bir ürünüdür ve yapılan tüm yatırımlar yalnızca kâr ve aşırı kazanç amacı gütmektedir. Bu barajın inşası, çevreyi daha da tahrip edecek ve orada yaşayanların emeğini, onurunu yok ederek, ABD’nin ve dünya ticaretinin lojistiğine hükmeden tekellerin çıkarlarına hizmet edecektir. Buna izin veremeyiz!
Panama halkının hafızası güçlü ve tazedir. First Quantum Minerals’a karşı kazanılan zaferi hâlâ hatırlamakta ve şimdi, topraklarını ve çevresini savunma mücadelesini, emekçilerin ve halkların yürüttüğü mücadeleyle birleştirerek yeniden başlatmaya hazırlanmaktadır.
Krizin faturasını işçilerin değil, kapitalistlerin ödemesi için: İşçiden emekçiden yana bir acil eylem programı
Panama, son derece zengin doğal kaynaklara ve güçlü bir işçi sınıfına sahip bir ülke. Ancak bu zenginlik emperyalizm, yerel kapitalistler ve onların hizmetindeki tüm patron hükümetlerince talan edilmektedir. On yıllardır süren bu politikalar, nüfusun yarısını etkileyen iş güvencesizliğini artırmış, düşük ücretler nedeniyle halkın %30’undan fazlası temel ihtiyaçlarını karşılamak için ağır borç yükleri altına girmek zorunda kalmıştır. Farklı araştırmalar (CEİP / ceips.org.pa), son 20 yılda üretimden elde edilen gelirden işçilere düşen payın GSYİH’nin %50’sinden %30’un altına gerilediğini ortaya koyuyor. Zenginlik hızla artıyor: En zengin %10, ulusal gelirin %37,3’ünü alıyor; bu da, en yoksul %40’ın kazandığının neredeyse 13 katı anlamına geliyor.
Mulino, ekonominin durmaksızın büyüdüğünü ve 2025 Nisan’ında GSYH’nin %7,8 oranında arttığını iddia ediyor. Ancak, 2024 yılında vergi gelirlerinin GSYİH’nın sadece %6,6’sına ulaştığını, bunun Latin Amerika ülkelerindeki en düşük oran olduğunu ve 2022’nin yarısı seviyesine düştüğünü gizliyor. Yani GSYİH büyürken, devletin gelirleri giderek azalıyor çünkü kapitalistler vergi muafiyetleriyle büyük miktarda gelir elde ediyor ve vergi kaçakçılığı GSYİH’nın %4’ünü oluşturuyor. Ülkede son 10 yılda 35 milyar dolardan fazla vergi kaçırıldı.
Bugünkü ve geçmişteki meşru mücadeleler, tüm hükümetlerin sorumlusu olduğu ekonomik, sosyal ve siyasal krize karşı bir yanıt arayışıdır. Mulino ise, milletvekillerine, adalete ve farklı isimler alsa da politikası hep aynı kalan sermaye yanlısı, sahte bağımsızlıkçı siyasi partilere karşı duyulan hoşnutsuzluğu bastırmanın tek yolu olarak daha fazla baskı uygulamayı hedeflemektedir.
Bu felaket boyutundaki sosyal ve politik durum karşısında, emekçi halkın egemenliğini ve refahını güçlendirmek adına acil önlemler alınmalıdır:
Biz, Sosyalist Öneri olarak krizin bedelini işçilerin değil, kapitalistlerin ödemesi için işçi sınıfı ve emekçilerden yana bir acil eylem programının hayata geçirilmesi için mücadele edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunun için derhal yapısal tedbirler alınmalıdır:
Emperyalizmle yapılmış olan ve ülke egemenliğine zarar veren tüm anlaşmalar, mutabakatlar ve protokoller derhal iptal edilsin! Cristóbal ve Balboa limanları derhal kamulaştırılsın! Elektrik enerjisi, telekomünikasyon ve ulaşım sektörlerinde tüm imtiyazlar iptal edilsin! Ayrıcalıklar kaldırılsın! Havalimanları devlet işletmesinde kalsın, Mulino’nun halktan gizli şekilde Fransız şirketlere yaptığı imtiyaz görüşmeleri durdurulsun! Bu adımlar sayesinde ulusal kaynaklar yabancı şirketler ve çevre yıkımı için değil, emekçi ve yoksul halk yararına kullanılsın!
Yağmayı sonlandırmak için IMF’ye olan gayrimeşru ve hileli dış borçlar reddedilsin ve ödenmesin! Büyük kapitalistlere tanınan tüm vergi muafiyetleri ve imtiyazlar iptal edilsin! Bankalar ve dış ticaret kamulaştırılsın! En zenginlerden daha fazla verginin alınacağı bir vergi reformu yapılsın! Bu sayede ülkeden sermaye kaçışının önüne geçilecek, yoksul ve emekçi halkın çektiği açlık sonsuza dek son bulacaktır!
Temel bir hak olan suya erişim hakkı üzerindeki ayrıcalık ve imtiyazlar son bulsun, tüm Panama halkı için temiz içme suyunu garanti altına alacak kamusal altyapı projeleri hayata geçirilsin! Barbarlık düzeyindeki gayrimenkul spekülasyonuna, lüks ama boş kalan konutların inşasına, emekçi halkın onurlu bir barınmadan mahrum bırakılmasına son! Emekçi halk için sosyal konutlar inşa edilsin! Emekçi halkın yaşam koşullarının iyileşmesi adına ülke genelinde toplu yol onarımı ve inşası yapılmalı, kamu hastaneleri inşa edilmeli! Kırsal bölgelerdeki köylülerin ürettikleri ürünleri şehirlere ulaştırabilmesi için ulaşım altyapısı güçlendirilmeli! Bu sayede yalnızca çok uluslu şirketleri zenginleştiren ithalata olan bağımlılık sona ermeli, ulusal üretim desteklenerek emekçi halkın gıda ürünlerine erişimi sağlanmalı!
Ülke kaynakları emekçi halka geri verilmelidir! Sağlık ve eğitimde bütçe artırılsın! Tüm işçi ücretlerine derhal zam! Sosyal Güvenlik Kurumu’na acil kaynak aktarımı yapılsın! İşçi sınıfını ve yoksulları koruyan dayanışmacı bir sistemin güçlendirilmesi bir zorunluluktur.
Sıraladığımız tüm bu acil önlemler birer hayal değil. Bunlar, emekçi halkın krizden çıkabilmesi için acil olarak ihtiyaç duyduğu somut çözümlerdir. Bu talepler, ancak bir işçi-emekçi hükümetini de hedefleyen örgütlenme, mücadele ve seferberlikle gerçekleşebilir. Bu hedefler uğruna mücadele etmek için, Sosyalist Öneri’ye katıl!
Genel grev acildir!
İktidarın baskı, şiddet ve yargı yoluyla kriminalize etme çabaları karşısında seferberlikler bir aydır devam ediyor ve şimdi mücadeleci birçok kesim şu soruyu soruyor: Mulino’yu yenmek için nasıl örgütlenmeye devam edebiliriz? Sosyalist Öneri olarak, mücadele halindeki kesimler ve mücadeleci örgütlerce demokratik bir biçimde tartışılması ve birleşik bir mücadelenin örülebilmesi adına bazı düşünce ve önerilerimizi paylaşıyoruz.
Hükümete karşı yürütülmekte olan bu mücadelenin, en geniş birlik çabasını gerektirdiğine inanıyoruz. Tüm konfederasyonlar, sendikalar, federasyonlar ve ulusal işçi örgütlerinin, öğretmenlerin, SUNTRACS’ın, muz işçilerinin, yerli halkların, kadınların ve gençlerin başını çektiği mücadeleye ulusal grevle katılması bizce hayati önemde. Onları yalnız bırakamayız!
İktidarın baskı politikalarına son!
SUNTRACS üzerindeki baskılara son! SUNTRACS liderleri derhal serbest bırakılsın!
Chiquita’nın işten çıkardığı tüm muz işçileri derhal işe geri alınsın!
Egemenliğin savunusu için: Mulino’nun ABD ile yaptığı tüm anlaşmalar ve mutabakatlar iptal edilsin!
Sosyal Güvenlik Kurumu’nu özelleştiren 462 sayılı yasa derhal yürürlükten kaldırılsın!
Río Indio Havzası’na baraja hayır!
First Quantum Minerals Panama’dan defol!
Anayasa’ya aykırı ve doğayı yok eden mega madenciliğe hayır!
Yorumlar kapalıdır.