Necmiye Baran cinayeti ve devlet şiddeti

Geçtiğimiz günlerde, 10 Mayıs’ta bir kadın cinayeti işlendi. Yoğun gündem nedeniyle pek dikkat çekmemiş olsa da, Türkiye’de sürmekte olan savaşın kadınlar üzerindeki olumsuz etkisini göstermesi açısından önemliydi. Hakkari’de Özel Harekât Polisi olarak çalışan Batuhan Hergül, izinle geldiği gün ayağının tozuyla eski sevgilisi Necmiye Baran’ı beylik tabancası ile vurdu, daha sonra kendisini de vurarak öldürdü.

Çoğu kadın cinayetinde olduğu gibi burada da fail kadının tanıdığı bir erkekti. Kadınlar, devlet korumak için yeterli önlemleri almadığı, yasaların uygulanması için yeterli denetimi sağlamadığı için öldürülüyor. Kürt illerinde uygulanan devlet şiddeti ise kadınlar üzerindeki baskı ve şiddetin her geçen gün artmasına neden oluyor.  Yasakların kalktığı Cizre, Nusaybin gibi illerdeki yıkımın yanında, devletin militer kuvvetlerinin cinsiyetçi uygulamaları da açığa çıkıyor. Duvarlara ve eşyalara yazılan “kızlar biz geldik siz yoktunuz” gibi kadınları tehdit edici ya da onur kırıcı yazılamalar ve kadınların kişisel eşyaları kullanılarak yapılan taciz amaçlı uygulamalar, savaşın sadece topla tüfekle yapılmadığını, psikolojik savaşın ise kadın bedeni üzerinden yürütüldüğünü gösteriyor. Halihazırda ailelerin yerlerinden edilmesi, kalabalık ailelerin tek odada 7-10 çocukları ile yaşamak zorunda kalmaları, inşaatlarda ya da sokaklarda çadırda kalmak zorunda olmak, aylarca gelir kaynağından mahrum kalmak kadınların üzerindeki bakım sorumluluklarını ezici bir biçimde arttırmışken, kadınlar yasaktan sonra evlerine döndüklerinde taciz amaçlı yapılmış, onur kırıcı uygulamalar ile yüzleşmek zorunda kalmışlardır. Ülkenin bir bölümünde kadınlar üzerinden çirkin bir politika devletin militer kuvvetlerince yürütülürken, sosyal medyada bu davranışlar ödüllendirilirken batıda da kadınlara yönelik şiddetin ve baskının artacağını söylemek yanlış olmaz.

Bir özel harekât polisinin izne gelir gelmez eski sevgilisini öldürmesi kasıtlı olarak yaratılan şiddet ortamının nasıl bir ruh hali yarattığını da gösteriyor.  Bu nefret ve şiddet söylemlerinin tüm ülkeyi etkisine aldığı, kadınların hayatını her yerde tehdit ettiği aşikârdır. Bu durumda devletin Kürt illerindeki operasyonları derhal sonlandırması ve kadınlara yönelik onur kırıcı, taciz amaçlı davranışlarda bulunan asker ve polisleri cezalandırması gerekmektedir.

Yorumlar kapalıdır.