Güçlükonak Katliamı, asit kuyuları ve JİTEM
80’li yılların ortasından itibaren Kürtlere, devrimcilere ve muhaliflere dönük neredeyse her kaçırma, işkence ve öldürme eyleminde adı geçen, bölge illerinde adı bir dönem neredeyse ölümle eş anlama gelen JİTEM (Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele), Ergenekon davasıyla birlikte bir kez daha gündeme geldi.
PKK’ye karşı mücadele amacıyla, 1985-1987 yılları arasında kurulduğu iddia edilen JİTEM’in varlığını, bugüne kadar hiçbir devlet kurumu (varlığını kanıtlayan birçok delil olmasına rağmen) resmî olarak kabul etmiş değil.
JİTEM’in Ergenekon davası içerisinde yargılanması tartışması, yakın tarihte gerçekleşen bir dizi katliamın da yeniden tartışılmasını sağladı. Bunlardan biri Asit kuyularında öldürülen insanlar, diğeri de Güçlükonak katliamı…
1990’lı yıllarda JİTEM tarafından öldürülen birçok kişi öldürüldükten ve asitle yakıldıktan sonra BOTAŞ’ın tesislerine ve Cizre-Silopi hattındaki bazı kuyulara atılmıştır. İşte Ergenekon davası ile birçok aile bu kuyuların açılmasını talep etmektedir.
Diğer olay ise Güçlükonak katliamıdır. 15 Aralık 1995’te PKK’nin tek taraflı ateşkesini bozmak isteyen devlet güçleri, JİTEM’in gerçekleştirdiği korkunç bir katliamla PKK’yi yalnızlaştırmayı denemişlerdir. 12 Ocak 1996 günü Şırnak’ın Güçlükonak ilçesine bağlı Çevrimli ve Yatağan köylerine baskın yapan askerler, PKK’ye yardım ettiklerini öne sürdükleri bir dizi korucuyu ve köylüyü gözaltına aldılar. 15 Ocak günü taburdan çıkarılan köylülerden bir kısmı, bir minibüse bindirildikten kısa bir süre sonra taranarak öldürülmüş, daha sonra araç ateşe verilmiştir. Olayın ardından, her ne kadar devlet suçu PKK’ye atsa da, öldürülenlerin yakınları ve tanıklar devleti suçlamıştır. Hatta bazı korucular, daha sonra bu katliamı JİTEM’in gerçekleştirdiğini itiraf etmişlerdir. Ayrıca Türkiye bu katliamdan dolayı AİHM’de mahkûm olmuştur.
Yakın döneme ait tüm bu gizli dosyaların tekrar gündeme getirilmesi anlamlıdır ama yeterli değildir. Devletin bir dizi korucuyu ve alt kademe subayı hedef göstermesine izin vermemeliyiz. Çünkü gerçekleşen eylemlerin gerçek failleri bu cinayet şebekelerini kuran ve besleyen, hükümetler ve ordu yönetimleridir. Bu bağlamda Ergenekon soruşturmasının genişletilmesi, JİTEM ve onun gerçekleştirdiği katliamların açığa çıkarılması, sorumluların yargılanması, gizli belgelerin kamuoyuna açıklanarak katledilenlerin yakınlarından özür dilenmesi için mücadele etmeliyiz.
Yazan: Fuat Karahan (24 Şubat 2009)
Yorumlar kapalıdır.