TEKSTİL – Yılmayacağız!
Düzenli olarak çalışmaya 21 yıl önce başladım. Ondan önce de okuldan arta kalan zamanlarda yarı zamanlı olarak çalıştım. İlk çalıştığım tarihten bu yana tam 26 yıl geçti. İnşaatlarda, atölye ve fabrikalarda çalıştım. Çok değişik işler yaptım.
Türkiye bütün bu yıllar boyunca birçok kriz yaşadı. Her krizde birçok işçi kardeşim gibi ben de mutlaka fatura ödeyenlerden oldum. 1989’da, 1992’de, 1994’te 2000’de işten çıkarıldım. İkisinde kıdem ve ihbar tazminatımı aldım. İkisinde ise hiçbir hakkımı alamadım. Şubat 2001 krizinde işten atılmadım ama yarı zamanlı ve eksik ücretle çalışmak zorunda bırakıldım. Ve geldik bugünlere…
Şimdi bütün dünyayı etkileyen bir krizi hep birlikte yaşıyoruz. Ben henüz işten atılmadım ya da şimdilik herhangi bir hak kaybına uğramadım. Ama onlarca arkadaşım işten çıkarıldı. En son 2001 yılında birkaç gün içinde 600 kişi işten çıkarılmış ve benim gibi birçok kişi de yarı zamanlı esnek çalışmaya mecbur bırakılmıştı. Bugün birçok sektörde, birçok işyerinde böylesi kitlesel işten çıkarmaların da yaşandığını biliyoruz…
İşsizliği yaşayan ne demek olduğunu çok iyi bilir. Yılların bize öğrettiği bir şey varsa o da korkunun ecele faydasının olmadığıdır. Ağzınızla kuş tutsanız patronun sizle işi bittiğinde sıkılmış portakal gibi bir kenara atılmaktan kurtulamazsınız.
Ne yazık ki her bir işçi kardeşim bunu kendi hayatıyla yaşayıp öğrenir. Tabii bu arada nice zaman yitirilir, nice darbeler de yenir…
Yılların bize öğrettiği tek bir ders var; o da, işçinin, emekçinin, ezilen ve sömürülenin birbirlerine kenetlenmekten, safları sıklaştırmaktan başka bir çarelerinin olmadığıdır.
Bugüne kadar döktüğüm alın teriyle bir göl olurdu. Hep çalıştım, kimseye muhtaç olmamak için didindim, asla dilenmedim, boyun eğmedim ve kendi ekmeğimi hep taştan çıkardım. Çalışmaktan utanmadım. Üçkâğıtçılıktan, hileli hurdalı işlerden utandım, korktum, uzak durdum. İyi ki de böyle yaptım. Asla pişman olmadım. Belki bu satırları sizler okurken işten atılmış da olabilirim. Ama asla doğru bildiğim yoldan ayrılmayacağım.
Tecrübeyle biliyorum ki birleşen işçiler yenilmezler. Dalaverelerle, zorbalıkla yenilseler bile çocuklarına bıraktıkları onurlu bir gelecek olur. Ve o umut bir gün mutlaka onların da kendi çocuklarına aktaracağı mücadele dolu, onurlu bir hikâyeye dönüşür. Bu dünyayı ellerimizle bizler inşa ettik. İnşa etmekten de asla vazgeçmeyeceğiz…
Yorumlar kapalıdır.