Savaşsız Sömürüsüz Bir Dünya İçin

“Jin Jiyan Azadi (Kadın-Yaşam-Özgürlük)”, “İnadına isyan inadına özgürlük” seslerini def ve davulların ritmine katarak “Dünya’yı değiştirmek için yürüyoruz” dedi 8 Mart’ta sokakları dolduran kadınlar.

Pippa Bacca’yı, Güldünya’yı, dinsel, cinsel, ulusal, sınıfsal her çeşit baskının kurbanı olmuş bütün kadınları da aralarına katarak, kapitalist krize karşı iş, aş, kreş, insanca bir yaşam istediler.

Dünyanın dört bir yanında sokakları fetheden kadınlar sadece, takvimlerde kadın mücadelesinin simgesi haline gelmiş 8 Mart’ı kutlamak için bir araya gelmediler. Onlar kendilerini ekmeğinden eden patronlarına; benliklerini kocalarına, ağabeylerine emanet eden devlete; hiçbir zaman kendilerinden yana olmayan adalete karşı seslerini duyurmak için bir araya geldiler. Kendi sıkıntıları için yürürken, aynı emperyalist krizin, işsizliğin, çarpık sağlık, eğitim sistemlerinin mağduru olan dünyanın bütün kadınlarıyla birlikte yürüdüler. Dünyanın başka bir ucunda silah ticaretinden döndürdüğü kârlar azalmasın diye Afganistan’a binlerce asker, İsrail’e binlerce silah göndererek çapraz ateşi körükleyen aynı emperyalizme karşı yürüdüler. O gün, Afganistan’da yaşam mücadelesi verenlerle Haiti’de bir avuç pirince muhtaç insanlarla, Kongo’da çatışmalarda ölen çocuklar ve Filistin’deki bahtsız halkla da buluştular.

Bugün, 8 Mart’ta kurduğumuz dayanışmayı, kadın, genç, işçi ayırmadan hepimizi ezen emperyalistlere karşı örgütlü mücadeleye dönüştürmemiz gerekiyor. Kadınlar olarak kurtuluşumuzun, işçi sınıfının önderliğiyle devrilecek kapitalist sistemin bittiği yerde başladığını görmemiz gerekiyor. Demir ökçenin ezdiği erkeğiyle kadınıyla, bütün ezilen halklar ve işgal bölgelerindekilerle birlikte mücadele vermemiz hayati önemde. Kocasının şiddetine karşı sığınacak yeri olmayan bir kadınla, Gazze’de bombalardan kaçacak yeri olmayan bir sürü sivilin umudu bizlerin mücadelesinde birleşiyor. Sağlık sigortası, parası olmadığı için ölüme terk edilen hastalarla, onlarca silahın aksine tıbbi malzemelerin ulaşamadığı savaş bölgelerinde ölmeyi bekleyenlerin yaşam mücadelesi bizlerin sesinde eklemleniyor. Bu nedenle Filistinlilerin özgürlük umuduyla, Kürtlerin haklı mücadelesini birleştirebilmek için uluslararası emeğin günü olan 1 Mayıs’ta da sesimizi duyurmamız gerekiyor.

Kadın olarak mücadelemiz ne Filistin’den ne Pakistan’dan bağımsızdır ve kurtuluşumuz emperyalist-kapitalist sistemin yeryüzünden silinmesiyle mümkündür.

Her günü 8 Mart kılabilmek, savaştan kâr edenlere dur diyebilmek için 1 Mayıs’ta sınıf mücadelesinin saflarına!

Yazan: Canan Yılmaz (27 Mart 2009)

Yorumlar kapalıdır.