Marmara’da Sel Felaketi! Kapitalizm Öldürüyor!

Tekirdağ, Silivri ve Çatalca’da sele neden olan sağanak yağış, İstanbul’da da sel baskınlarına neden oldu. Ayamama, Tavukçu ve Papaz dereleri taşması ve aşırı yağış, başta İkitelli Basın Ekspres Yolu olmak üzere, Arnavutköy, Sultangazi, Bağcılar, Eyüp, Esenler, Bahçelievler, Başakşehir, Büyükçekmece ilçelerinde su baskınlarına ve sele neden oldu. Şu ana kadar gelen haberlerde ölü sayısı 32, kayıp sayısı ise 8. Şimdi bunun “çevresel felaket” olduğu açıklaması yapılıyor. Yalan! Sözgelimi İstanbul’un bu tip durumlar için bir risk haritası yok!

Başbakan, “Dere yatağında yapılanmaları yaygınlaştırırsak, derenin intikamı ağır olur. Dere yatağında akar” diye konuştu. İyi de, İstanbul’u 15 yıldır kimin kadroları yönetiyor? 8 yıldır kim hükümette? Bu yüzden felaketin sorumlusu hükümettir, başkası değil. Bu yüzden, Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Vali Muammer Güler ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş istifa etmelidir.

Ölenler hep yoksul. PAMEKS Tekstil’de yük bölümünde taşınan servis aracındaki 7 kadın işçi katledildi bu selde. Bunun sorumlusu kim? Onlarca kurumdan sürekli açıklamalar yapılıyor. Sade laf! Tüm bu kurumların tek bir merkezde halkın denetimine açık TMMOB, Tabip Odası ve sendika temsilcilerinin de yer aldığı bir üst konseyde derhal birleştirilmesi gerekiyor!

Evet, çok yağmur yağdı, Eylül ayı ortalaması 45 iken saatte metrekareye 90 kilogram yağış düştü. Ama hayır, felaketi bu yağış yaratmadı. Daha geçen ay Bartın’daki sel felaketi için de aynı şeyi söylemişlerdi. Oysa Bartın’da 2004, 1998 ve 1991 yıllarında da sel ve su baskınları olmuştu! Unutmamızı istiyorlar, önlem almadıklarını, iyi bir şehir planlamacılığı uygulayamadıklarını unutmamızı istiyorlar. İstanbul’da da, Trakya’da da aynı şey söz konusu, 1995’te yine Ayamama’nın taşmasıyla Sabah gazetesi ve ATV binasını su basmasını unutmamızı istiyorlar. 16 yıldır ıslah edilemedi bu dere. Hayır, yönetemiyorlar! Şimdi bu son felaketten de nemalanmaya çalışacaklardır. İşçileri, yoksul halkı kent dışına atmanın, kentsel dönüşüm adı altında gerçek kapitalist yağmanın meşrulaştırılmasına gayret göstereceklerdir. Oysa biz diyoruz ki, Tüm zararlar derhal karşılansın, herkese sağlıklı yaşam konutları!

Yazan: İşçi Cephesi (10 Eylül 2009)

Yorumlar kapalıdır.