Hep beraber Siyonizme hayır, antisemitizme hayır diyebilecek miyiz? *

Yıllar önce “Getto” adlı oyunu kaleme alan İsrailli yazar Sobol ile yazışma sürecim aklıma geldi. Bir Filistinli olarak ‘ben muhalif bir Yahudiyim’ diyen bir İsrailli ile nasıl bir tartışma zemini yaratabilirim diye bir hafta süren tedirginliğimi anımsadım… Ve en sonunda elim kalemi aldığında: “Hep beraber Siyonizme hayır, antisemitizme hayır diyebilecek miyiz?” cümlesi çıkıverdi.

Ayrılık dizisi ile ilgili, Şalom Gazetesinde yayınlanan “Ayrılık Zamanı” makalesini okuyunca, bir yanlışın yanlış üzerine bindiğini fark ettim. Makale, dizinin Yahudi düşmanlığına yol açma tehlikesiyle başlarken, makalenin sonunda yazar, Yahudi düşmanlığının somutlanması, İsrail-Türkiye ilişkilerinin kesilmesinde bulur. Antisemitizm ile anti-Siyonizm kavramlarının karıştırılması, sadece İslami kesimlerde değil, Yahudi kesimlerde de bulunması şaşırtıcı olmalı. Belki de, her iki tarafta, özellikle karışmasını isteyenleri bir şekilde uyarmayı dert edinmem, Filistinli olmam itibarıyla, pek garip olmaz diye düşündüm. Ateist olmam bir fark yaratmaz: çünkü Filistinli olmam, “sorunun” bir tarafı olmam anlamına gelmektedir.

Ayrılık dizisi savunuculuğu yapmak için yazmıyorum elbet, aksine, dizide olma ihtimali [1] olan antisemitizme karşı nasıl harekete geçebiliriz diye bir yöntem önermek için kalemi aldım elime. Tabii, bir başka neden de “Leonard Cohen Tel Aviv`e gitme” diyenlerin arasında olmam ve Haymi Behar’ın yazdığı “Ayrılık Zamanı” makalesindeki “nerdesiniz” sorusuna [2] cevap oluşturabilir miyim kaygısı.

İsrail dünya Yahudilerini temsil ediyorsa “Jewish Voice for Peace” (Barış için Yahudilerin Sesi) ya da “International Jewish AntiZionist Network” (Uluslararası Anti-Siyonist Yahudiler Ağı) gibi çeşitli İsrail karşıtı Yahudi grupları ne olarak sınıflandırmamız gerek? Yahudi düşmanlığını bitirmenin bir yöntemi dünya Yahudilerinin Siyonizme ve İsrail’in yasadışı uygulamalarına karşı çıkmak olmalıdır diyenler? Ya da Ilan Pappe ve Neve Gordon gibi İsrail pasaportlu Yahudilerin “İsrail’i boykot edin, gerekirse bizi de boykot edin” söylemini nereye yerleştirmemiz gerek?

Filistinlilerin haklarını savunmak uğruna Yahudi düşmanlığını kışkırtmak doğru olmadığı gibi İsrail’i savunarak Yahudi düşmanlığına karşı çıkmanın da yanlış bir yöntem olduğu kanaatindeyim. Kürt halkına eziyet edip, Ermeni aydınları öldürüp “ezilen Filistin halkının yanındayım” demek ne kadar ikiyüzlülükse İsrail’i savunarak (ilişkilerin kesilmesini doğru bulmayarak [3]) Filistinli mültecilerin dönüş hakkını, Filistinlilerin bağımsız bir ülke kurma hakkını, yerleşim bölgelerinin olmadığı bir toprakta yaşama hakkını görmezden gelip “ezilen Yahudi halkını” savunmak da o kadar ikiyüzlülük olmalı. Asıl yapılması gereken açık ve nettir; ikisine de karşı çıkmaktır. Yani Siyonizme hayır derken antisemitizme de hayır demek; ya da tersi.

Filistinli mültecilere haksızlık olacağı düşüncesiyle İsrail vatandaşı olmayan Yahudileri kutlama ve desteklemenin, Filistinlilerin haklarını savunmanın önemli bir yöntemi olduğunu savunduğum gibi, Yahudi halkını savunmanın, İsrail’in yasadışı ihlallerini durdurmakla (ya da Siyonizm ile Yahudiliğin farklı olduğunu vurgulamakla) önemli bir başarıya ulaşacağını düşünüyorum. Türkiye Yahudilerinin İsrail-Türkiye ayrılığını savunması Türkiye halkları ile Türkiye’de yaşayan Yahudiler arasındaki ayrılığın kapanmasında önemli bir adım olacağı kanaatindeyim.

Yazdıklarım Haymi Behar’ı incitmek için değil kendisine bir çağrı ulaştırmak içindir. Bu meseleyi daha ayrıntılı konuşmak gerek, biraz daha fazla kafa yormak, öteki ile olan diyalogumuzu geliştirmek. Belki her iki halka bir faydası dokunur, belki hep beraber TRT önünde (dizide antisemitizm vurgusu varsa) ve de Dışişleri Bakanlığı önünde “Siyonizme son; Antisemitizme son” yazılı bir pankartın arkasında kol kola yürüyebiliriz.

Nikola Saafin – BDS Girişimi Türkiye Temsilcisi

Ekim 2009

 

Notlar:

* Bu yazı, Ayrılık Zamanı makalesine bir cevaptır. Makaleye şu linkten ulaşabilirsiniz: http://www.salom.com.tr/news/detail/13323-Ayrilik-zamani.aspx

[1] Makalede, dizinin nasıl bir Yahudi düşmanlığı yaratığından bahsetmediği için ‘ihtimal’ olarak kalması gereklidir diye düşünüyorum.

[2] “Gerçekten, nerede o “hepimiz Ermeniyiz” diyenler? Leonard Cohen’in kapısında Tel Aviv’de konser vermesin diye boğaz patlatanlar, o açılımcı hümanist, demokrat aydınlar, her fırsatta sokaklara dökülen sözde sivil gençler?” Ayrılık Zamanı makalesinden alıntı.

[3] “Gelelim Türk-İsrail ilişkilerine… Velev ki iki ülke arasındaki güvenliğe dayalı stratejik ilişki son bulmuş, Türkiye makas değiştirmiş ve nihayet İsrail “hak ettiği tokadı” yemiş olsun, o zaman İsrail’i devletlerin ötekisi yapan, ulusların Yahudisine dönüştüren bir yayının ne amaç taşıyor? Bu dizi Ortadoğu’da barışa nasıl katkı sağlar? Yoksa amaç yaklaşan ayrılık zamanını haber vermek midir?” Ayrılık Zamanı makalesinden alıntı.

Yorumlar kapalıdır.