Küresel sermaye ve ranta karşı “Emek” direnişi!

İstanbul’da Beyoğlu Yeşilçam Sokak’taki Emek Sineması bir süredir kapatılmış bulunmaktaydı. Bu kapatılmanın ardındaki nedenlere bakınca ortaya neoliberal politikalara bağlı olarak gelişen kentsel dönüşüm adı altındaki ‘proje’ler çıkıyor. Bu projeler ve ‘yenileme’ler ile bölgenin tarihi alan, kamusal alan olup olmadığına bakılmadan küresel sermayeye açılması kolaylaşıyor. ‘Emek Sineması’ projesi ise ne ilk proje, ne de sonuncu olacağa benziyor.

86 senelik bir bina olan Emek’in yıkılıp, yerine bir alışveriş merkezi yapılması planlanıyor. Sinema ise alışveriş merkezinin üst katına taşınacak. Tarihi ve kültürel bir miras olan Emek, bizzat Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurulu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi’nin ortak projesi kapsamında yıkılacak. 2005 yılında kabul edilen 5366 nolu yasaya göre bir yerde ancak kamusal yarar amacı güdülecekse değişim yapılabilir. Özellikle bu yasanın kabulünden sonra kentsel dönüşüm projelerini hayata geçirmek daha da kolaylaşmış, kamusal yarar olarak ‘tarihi korumak’ neden olarak gösterilerek projelerin arttığı görülmüştür. Emek’le ilgili proje Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından da onaylanarak yasal altyapısı hazır halde önümüzde durmaktadır.

İşte bütün bu planlı şekilde ilerleyen, devlet eliyle sermayeye açılmış sürece karşı olan muhalif sesler Nisan ayı boyunca isyanlarını her fırsatta dile getirdiler. İlk kez bu sene Emek sinemasının dâhil olmadığı 29. İstanbul Film Festivali’nin açılış töreninde konuşmasını yapan Bülent Eczacıbaşı ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay canlı yayında İstanbul Kültür Sanat Varyetesi eylemcileri tarafından protesto edildi. Aynı Varyete 3 Nisan günü “Emek Benim, İstanbul Benim, Yıktırmıyorum” sloganıyla Emek önünde bir eylem gerçekleştirip sokakta kendi filmlerini gösterdiler. 14 Nisan’da Emek’e sahip çıkmamakla eleştirilen İKSV kamuoyunu bilgilendirmek amaçlı yaptığı toplantıya akademisyenler, eleştirmenler, yönetmenler, sendikacılar katılarak bu projenin yanlışlarını dile getirdiler. Emek Sinemasını Yıktırmayalım Platformu, içinde bir grup sinema emektarının da bulunduğu bini geçen katılımcıyla 18 Nisan’da Taksim Meydan’dan Emek’e kadar “İstanbul bizimdir defol sermaye” sloganlarıyla bir gösteri yürüyüşü gerçekleştirdi.

Biz biliyoruz ki Emek bu yoketme projesinin tek kurbanı değil. Süleymaniye, Sultanahmet, Yedikule, Samatya, Fener, Balat, Ayvansaray… Bu yıkımlarda hedef sermayenin her alana rahatça girmesi, bu ‘soylulaştırma’ projeleri ile kapitalizmin ‘elit’ sınıfın alanının genişletilmesi ve bu yapılırken emekçi kesimin kentlerin dışına atılmasıdır! Kentsel rantın, kültürün endüstriyelleştirilmesinin engellenmesi için “Emek Bizimdir” diyelim!

Yazan: Çiçek N., 2 Mayıs 2010

Yorumlar kapalıdır.