Örgütlü kadınlara yapılan polis baskısına son!

14 Ekim günü Alibeyköy’deki işlek bir caddede takip edilen Yeni Demokrat Kadın Hareketi’nden (YDK) Deniz Gülünay, polis olduğunu söyleyen kişilerce kaçırılmak istendi. Evine giderken arkasından gelen aracın kendisini takip ettiğini fark ettiğini, arkasını döndüğü sırada ise araçtan sarkan bir kişinin kendisini tutup kaçırmaya çalıştığını anlatan Gülünay, Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Başına gelecek herhangi bir olaydan Emniyet Müdürlüğü’nü ve İstanbul Valiliği’ni sorumlu tutacağını açıkladı.

24 Ekim Pazar günü YDK, Taksim Tramvay durağında basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında söz alan anne Gülünay, eşinin 20 Temmuz 1992’de kaçırılarak gözaltında kaybedildiğini, babasınınsa 1977 1 Mayıs’ında polis tarafından öldürüldüğünü söyleyerek kızı Deniz’in de aynı şekilde kaçırılmak istendiğini belirtti. “Soruyorum şimdi sıra kimde? Deniz’e de aynı şeyler uygulanmak istendi. Katil devletten hesabını soracağım. Taciz politikasına karşı sessiz kalmayacağız” dedi.

YDK adına açıklama yapan Songül Araç, Gülünay’ın zorla araca bindirilmeye çalışıldığı yerde, bir Mobese kamerası bulunmasına ve çevredekilerin tepki göstermesi ihtimaline rağmen kaçırma girişimlerinin ve tacizde bulunmalarının polisin rahatlığının göstergesi olduğunu belirtti. Araç, “Erkek egemen düzenin kadını ‘elinin hamuru’ ile evine hapseden anlayışına karşı sokağa çıkan örgütlü kadının, bu eril düzene karşı örgütlenmesine tahammül edemeyen devletin kolluk kuvvetleri, düzenli olarak taciz saldırısıyla kadını ‘evine geri göndermeye’ çalışmaktadır” dedi. Açıklamada, daha önce polis tarafından kaçırılıp, işkence gören DÖKH üyesi K.S. de hatırlatılarak, bu olayların münferit olmadığı ifade edildi. Örgütlü kadınlara karşı polis baskısına karşı sessiz kalınmayacağı belirttildi.

Açıklamada, “Kadına yönelik şiddete hayır”, “Ne tacize tecavüze ne de kaçırma girişimlerine sessiz kalmayacağız” yazılı pankart ile “Babasını kaybettiniz şimdi sıra Deniz’de mi?” yazılı dövizler taşındı.