Antalya 19 Aralık’ı protesto etti!
19 Aralık tarihi, bu topraklarda burjuva devletin; işçilere, emekçilere, Alevilere ve devrimcilere karşı gerçekleştirdiği iki büyük katliamın yıl dönümü olarak anılmaktadır. Bu iki katliam Türkiye’nin hemen her yerinde olduğu gibi Antalya’da da yaklaşık 170 kişinin katılımıyla Kapalıyol Halk Bankası önünüden Kışlahan Oteli’ne yapılan meşaleli yürüyüşle protesto edildi.
Bu katliamların ilki bundan tam 32 yıl önce Maraş’ta devlet güçlerinin provakasyonu sonucu sivil faşislerin devrimci ve Alevi insanlara saldırması ile gerçekleşti. Bu saldırılarda onlarca Alevi ve devrimcinin evleri yakıldı, işyerleri talan edildi ve onlarcası katledildi. 1980 askeri darbesini toplum nezdinde meşrulaştırmak için devletin güvenlik güçlerinin bizzat içinde bulunduğu ve sivil faşistlere gerekli muhimmatı sağladığı bir dizi katliamdan biri olan Maraş katliamının failleri bugün hala yakalanabilmiş değil. Faillerin ortaya çıkarılması bir yana, Alevilere yönelik karalamalar ve çeşitli saldırılar hala devam etmektedir. 19 Aralık tarihinde Maraş’ta yakınlarını kaybedenlerin ve Alevi derneklerinin Maraş’a gidip katliamda yitirilenleri andığı sırada, ülkücü faşistlerin 2. Maraş katliamını yapmak istercesine attıkları sloganlar ve sergiledikleri tavra karşı devletin kolluk kuvvetlerinin takındığı nazik tutum, 32 yıl önce yaşanan katliamın kardeş katillerinin kimler olduğunu kanıtlar niteliktedir
19 Aralık’ta gerçekleştirilen 2. katliam ise 10 yıl önce hapishanelerde F tipi hücrelere karşı direnen ve tecriti reddeden onlarca devrimci militan kadroya, devlet güçlerinin pervasızlca saldırmasıyla gerçekleşti. 19-22 Aralık tarihleri arasında gerçekleşen ve devlet güçlerinin 20 hapishanede eş zamanlı olarak başlattığı saldırılar sonucunda 28 devrimci katledildi. Saldırılar sırasında kullanılan kimyasal silahların etkileri, bu saldırılardan sağ çıkan devrimcilerin üzerinde hala sürmektedir. Bu insanlık dışı katliamın emri bizzat Ecevit hükümeti tarafından verilmiş ve dönemin içişleri Bakanı Saadettin Tantan, devletin bu katliama maketler üzerinde prova yaparak hazırlandığını itiraf ederken dönemin “solcu” başbakanı Bülent Ecevit, devlet güçlerinin devrimcilere karşı gerçekleştirdiği bu katliamın ardından devletin gücünü gösterdiği söyleyerek böbürlenmiş, utanmadan bu operasyonlara “Hayata Dönüş Operasyonu” diyebilmiştir
Hapishanelerde gerçekleşen bu katliamların ardından yaşanan “ölüm orucu” sürecinin sol içerisinde yarattığı fikir ayrılıkları, günümüzde bu katliamın protestosu için kurulan eylem birlikteliklerini de etkilemektedir. Antalya’da yaşanan ayrışmaların sonucunda KESK, Sosyalist Parti, EMEP, ESP, Halkevi, TKP ve ÖDP’nin gerçekleştirdiği ortak eylemde, bu katliamlar protesto edilerek, AKP hükümetinin demokrasi yalanlarına kanılmaması gerektiği vurgulandı. Ancak Bülent Ecevit’in başarısız bir kuklası olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun solda ve işçi-emekçi kitlelerde yarattığı tehlikeli yanılsamaya dair herhangi bir açıklamanın yapılmaması, Antalya solu için vahim bir durumdur. Özellikle CHP’nin etkisi altındaki Antalya işçi ve emekçilerine Orijinal Ecevit’in devrimcilere, işçi-emekçilere kitlelere karşı tumunun açıkça teşhir edilip, onun başarısız kopyası Kılıçdaroğlu’ndan umulacak bir medetlerinin olmadığını anlatma fırsatı ne yazık ki tepilmiş oldu.
Yorumlar kapalıdır.