OSTİM’de cevapsız kalan sorular

Ankara Ostim Organize Sanayi bölgesinde 4 katlı bir iş merkezinde meydana gelen patlamada ölü sayısı 7’ye ulaştı, onlarca kişi yaralandı. Yenimahalle’deki OSTİM Sanayi sitesinde bulunan Mega Center içindeki jenaratör üretim tesisinde meydana gelen şiddetli patlama sonucu, dört katlı binanın iki katı tamamen çökerken, üretim tesisinde çalışan 40-50 kadar işçinin de enkaz altında kaldığı öne sürüldü. Patlamanın gerçek sebebi hâlâ bilinmiyor.

Alanda incelemelerde bulunan Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın yanı sıra, olay yerine gelen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek gazetecilerin soruları üzerine patlamaya doğal gaz sıkışmasının neden olmadığını belirtti. Gökçek: “Burası hidrolik makine üreten bir sanayi kuruluşu. Burada özellikle oksijen tüpü ve normal tüp kullanıyorlarmış. Kesin doğru olmayabilir, ama büyük bir ihtimalle işçilerin yanlış bir uygulamasından tüp patlaması olabilir ve patlayan tüp diğer bir tüpü etkilemiş olabilir.” dedi. Belediye başkanının olaylar karşısında suçu işçilere atıyor olması akıllara başka bir soruyu getiriyor: Doğru söylüyor olsanız dahi, işçilerin çalışma koşulları ve bilgilendirmesi konusunda sorumlu olan Mega Center Jenaratör üretim tesisi yöneticilerinin patlama konusunda hiç mi ihmali yoktu? Ölen 7 kişinin yakınlarının ve yaralanan 50 kişinin bundan sonraki süreçte hayatlarını nasıl idame ettirecekleri sorusuna ise herhangi bir cevap alamıyoruz.

Bilindiği gibi tersane işçileri, kot taşlama işçileri ve daha niceleri de güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle hayatını kaybediyor. Ağır çalışma koşulları ve yaşam standartları hâlâ aynı. Yetkililer bu konuda da suskunluğunu sürdürüyor. Çok ağır koşullarda ve hayatları hiçe sayılarak çok düşük ücretlerde çalıştırılan işçiler, tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de suçlu durumuna sokulmak isteniyor. İşçilerin bu durum karşısında yaslanabilecekleri yasaların yokluğu da bir diğer sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Kendi varlıklarını devam ettirmek isteyen işverenler ve bunun en büyük koruyuculuğunu yapan devletin bu konudaki suskunluğu bu sistemde işçilerin hayatlarının anlamı olmadığı gerçeğini bir kez daha gösteriyor. Böylesi çarpık ve çürümüş bir düzenin devamı için tek bir hayatın bile kaybedilmesine göz yummak, sessiz kalmak imkânsız. Sermayesini büyütmekten başka bir derdi olmayan işverenden ölümlerin hesabını sormak yerine, suçu işçiye yükleyen devlet yetkililerine söyleyecek bir sözümüz var: Tüm bu ölümlerin hesabını işçi sınıfı sizden soracak ve tüm suskunluğunuzu bozacaktır!

Yorumlar kapalıdır.