Halk rejimin devrilmesini istiyor!

El Şeb yurid iskat el-nizam! (Halk rejimin devrilmesini istiyor!) Tunus’ta başlayan ve bütün Arap dünyasına yayılan kitlesel seferberliklerle, Arap sokağı bu sloganla yankılanıyor. Tunus’ta Bin Ali diktatörlüğünün devrilmesi ve seferberliklerin diğer bölgelere yayılmaya başlaması üzerinden yaklaşık 5 ay geçti. O günden bu yana, inişler ve çıkışlarla birlikte Arap devrimi yoluna devam ediyor. Devrimin bugünkü odak noktası ise, Suriye.

Suriye’de seferberliklerin başlamasından bu yana yaklaşık yedi hafta geçti ve o günden bu yana protestolar, Suriye’nin bir ucundan diğerine, bütün bölgelerine yayılmış durumda. İlk etapta rejimden demokratik reformlar talep eden ve Esad’ı doğrudan hedef almayan kitleler, barışçıl gösterilerin üzerine ateş açılmasıyla tutumunu değiştirdi ve temel talep Esad’ın gitmesi ve Esad rejiminin yıkılmasına dönüştü.

Devrimci sürecin Tunus ve Mısır’da gelişmesi ve diğer bölgelere yayılmasıyla, Suriye’nin de bu süreçten muaf kalmayacağı, en başından beri ortadaydı. Hatta bizzat Beşar Esad, Mısır’da seferberliklerin en yoğun olduğu dönemde, Bölgede artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylemiş ve reform sözü vermişti. Fakat, bu dönemde reformlar, kuşkusuz gerçekleştirilmedi. Devrim ise, Suriye’yi es geçmedi.

Suriye’de seferberliklerin başlamasıyla Esad rejimi, kitlelere karşı ağır bir devlet terörü uygulamaya girişti. Esad’ın kan akıtmaya bu kadar kolay vermesinde, Kaddafi’nin Libya devrimini boğmak için katliamlara girişmesinin, kuşkusuz önemli bir moral desteği de vardı. Rejimin kitlelere ateş açması ve katliamlara girişmesi ise, Suriye halkının öfkesini büyüttü ve eylemleri yaygınlaştırdı. Yaygınlaşan eylemlere karşı, diktatörlük daha fazla şiddet uygulamaya başladı. Bu kısır döngü içinde, kesin olmayan rakamlara göre 500’den fazla kişi, rejimin kurşunları altında can verdi, 2500’den fazla kişi tutuklandı.

Son olarak, ayaklanan şehirleri abluka altına alarak ve şehirlere tanklarla saldırarak, seferberlikleri sonlandırmaya çalışan rejimin uygulamaları, korku eşiğini yitirmiş Suriye halkının rejime karşı daha fazla seferber olmasından başka sonuç vermiyor. Öte yandan, bazı kaynaklara göre, Suriye ordusu içerisinde de bölünme emareleri baş göstermiş durumda. Halka karşı ateş açmayı reddeden askerlerin sayısı giderek artıyor ve çatışma ordu içerisine de sıçramaya başlıyor.

Beşar Esad’ın kokuşmuş asker-polis diktatörlüğü, kitlelere yönelik ağır bir baskı uygularken, diğer yandan kısmi tavizler vererek de, rejimi ayakta tutmaya çalışıyor. Ayaklanmanın başlamasının ardından Esad, ülke nüfusunun yüzde 10’unu oluşturan ve vatandaşlık hakkı olmayan Kürtlerin, nihayet bu hakkını tanıdığını ilan etti. Ayrıca, yaklaşık 40 yıldır süren ve kitlelerin de önemli taleplerinden biri olan Olağanüstü Hal uygulaması kaldırıldı, devlet güvenlik mahkemeleri lağvedildi. İşin ironik tarafıysa, Olağanüstü Hal uygulamasının kaldırılmasından 24 saat geçmeden, rejimin kitlelere dönük en kanlı saldırılarından birini başlatması ve 70’den fazla kişiyi öldürmesiydi. Giriştiği kıyımların ardından, Esad’ın bu sembolik tavizlerle yakayı kurtarması pek mümkün görünmüyor.

Fakat dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise, Bin Ali ve Mübarek’ten farklı olarak, Beşar Esad’ın halen hatırı sayılır bir toplumsal kesimin desteğini arkasına alıyor olması. Suriye toplumundaki etnik ve mezhepsel farklılıkları ustaca kullanarak, Esad rejimi, kitleleri bölmeye çalışıyor ve Alevi-Nusayri kesimin desteğini almayı henüz sürdürüyor.

Ortadoğu’da seferberliklerin yoğunlaştığı bir diğer merkez ise, Yemen. Bölge’nin en yoksul ülkesi olan Yemen’de, 32 yıllık devlet başkanı Ali Abdullah Salih’in gitmesi talebiyle gerçekleşen eylemler, esasında Ocak ayından bu yana sürüyor. Bu süreçte kırılma noktasını oluşturan tarih ise, 18 Mart oldu. 18 Mart’ta ordunun kitlelerin üzerine ateş açmasıyla 50’den fazla insan katledildi. O güne dek eylemlerle giderek yıpranan Salih’in kitlelerin üzerine ateş açma emri vermesi, rejim ve ordu içerisinde de bir yarılma yarattı. Birçok diplomat, bakan ve general da bu süreçte Salih’in karşısına geçti.

Emperyalizm içinse Yemen, Süveyş Kanalı’nı kontrol eden bir bölge olması, El Kaide’nin güçlendiği ülkelerden biri olması ve devrimin Suudi Arabistan’a sıçramasına neden olabilecek bir ülke olması nedeniyle, stratejik bir öneme sahip. Bu nedenle emperyalizm, onunla tamamen işbirliği içindeki Salih rejiminin, bu süreçte daima arkasında durdu.

Ne var ki, tıpkı Bahreyn için olduğu gibi, Yemen’deki devrimci durumun kendi ülkelerine sıçramasından korkan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK, başını Suudi Arabistan’ın çektiği petrol üreticisi Körfez ülkelerini kapsayan oluşum) emperyalizmle eşgüdüm halinde, duruma müdahale etmeye karar verdi. Bahreyn’e devrimin ezilmesi için karşıdevrim ordusu gönderen KİK, Yemen’de ise Salih ve muhalefet koalisyonunu uzlaştırarak, Salih’in çekilmesini sağlamaya çalışıyor. KİK’in hazırladığı planda, Salih’in bir ay içinde görevini bırakması ve iki ay içinde başkanlık seçimlerinin yapılması, Salih’e ve rejimin kilit isimlerine dokunulmazlık zırhı verilmesi ve seçime kadarki süreçte, muhalefetin de dahil olduğu bir “ulusal birlik” hükümeti kurulması öneriliyordu.

Muhalefet koalisyonunun kabul ettiği plan, kitlelerin tepkisi ve Salih’in manevraları nedeniyle şimdilik rafa kalkmış durumda. Fakat muhalefet koalisyonunun bu düzen-içi anlaşmayı kabul etmesi dikkate değer. İslamcılardan “sosyalistlere” geniş bir siyasi yelpazeyi barındıran Ortak Eylem Partileri (Joint Meeting Parties) tipik bir burjuva muhalefet koalisyonu niteliğinde. Muhalefet, Salih’le bir anlaşmaya varmaya oldukça istekli görünürken, sokaktaki kitlelerse, Salih’in derhal istifa etmesini ve Salih gitmeden hiçbir anlaşma yapılmamasını talep ediyor. Örneğin, Barışçıl Devrim Gençliği Örgütü, tüm bu müzakere sürecinin bir şov olduğunu, Salih’in kitleleri ezmek için yalnızca zaman kazanmaya çalıştığını ve Salih’in derhal istifasını talep ettiklerini açıklıyor. Burjuva muhalefet koalisyonu ve kitleler arasındaki makasın açılması, rejimin devrilmesi ve emperyalizmden kopuşu temel alan yeni bir önderliğin gelişimine zemin sağlayabilir.

Yorumlar kapalıdır.