İcetto aramızdaydı!

Geçtiğimiz haziran ayında İşçi Cephesi’nin pikniğinde, “Biz öyle sandık” oyunuyla ağırladığımız İcetto tiyatro topluluğu “Ezilenlerin Tiyatrosu” çalışma teknikleriyle ilk atölye çalışmasını gerçekleştirdi.

Yapılan sunumda tiyatronun her dönemde politik bir etkinlik olduğu, Antik Yunan baskıcı tragedyalarından başlayarak Ezilenlerin Tiyatrosu kuramıyla açıklandı. Tiyatronun yalnızca salonlarda profesyonel oyuncular tarafından yapılan bir eğlence olmaması gerektiği, her yerde oyuncu olmayanların da yapabileceği bir faaliyet olması üzerine tartışıldı.

Konuşmaların arkasından Ezilenlerin Tiyatrosu çalışma teknikleriyle, İmge Tiyatrosu, Maskeler ve Ritüeller gibi türler atölyedeki işçiler, öğrenciler ve oyuncu olmayan pek çok kimseyle denendi. Atölye çalışmasıyla; tiyatronun politikayla ayrılamayacağını ve ezilenlerin politik birer özne olma sürecinde tiyatronun çok devrimci bir rolü olabileceğine olan inanç pekişmiş oldu. Oyuncu olan-olmayan herkes bu topluluğun parçası olabilir, İcetto atölyeleri ve oyunlarıyla aramızda olmaya devam edecek.

Ezilenlerin Tiyatrosu nedir?

Augusto Boal’ın geliştirdiği, ilk olarak 1956’da Brezilya’da ortaya çıkan bir tiyatro biçimidir. Ezilenlerin Tiyatrosu’nda amaçlanan, seyirciyi oyuna dahil etmek, sahnede olan biten karşısında seyircinin oyuncu haline gelerek özne olmasını sağlamaktır. Oyuncu, edilgen bir şekilde oyuncuları izleyip onlarla özdeşleşmek yerine, bizzat kendini oyunun içinde bulur, gidişatı değiştirme ve bir karar alma dinamiğinin içine girer. Böylece kişiler, kendi hayatlarındaki ekonomik-politik baskı karşısında da tepkilerini prova etme şansı elde etmiş olurlar.

Yorumlar kapalıdır.