Tiyatrolar can çekişirken Kültür Bakanlığı cenazeyi hazırlıyor
Pandemi, herhangi bir devlet desteğinden yoksun olan özel tiyatroları ekonomik olarak iflasa sürüklüyor. Zira hükümet can sağlığı ve güvenliği için kritik olmayan sektörlerde ücretli izin uygulaması, ulaşım araçlarının kullanımının yoğunluğunun azaltılması, gıda ve maske dağıtımı gibi yakıcı önlemlerin üzerinden atlarken, pandemiyle mücadele adı altında özellikle tiyatrolara gidilmesinin yasaklanmasının üzerinden atlamadı.
Bugün Türkiye’nin kültür hayatı ile birikiminin kritik bir bölümünü oluşturan özel tiyatroların ezici çoğunluğu kepenk kapatma tehlikesiyle karşı karşıya. Birçoğu son 7 ay boyunca hiçbir oyun oynayamadı. Bu, tiyatroların basit bir ara verdikleri anlamına gelmiyor. Pandemi ve ekonomik kriz, yıllardır rejimin başaramadığını yapabilir, yani Türkiye tiyatrosunun varlığına korkunç bir darbe indirebilir. Bunun yanı sıra ödeneksiz tiyatrolarda çalışan sahne emekçileri de derin bir yoksulluk tehdidiyle yaşıyor.
Kültür Bakanlığı ise bu konuyla ilgili ne yapabilirse onu yapmamakta ısrarlı. Özel tiyatroların kira giderlerini üstlenmekten, bu tiyatroları finansal olarak ezmek için özel olarak hazırlanmış mobbing vergilerinin kaldırılmasına dek Kültür Bakanlığı devlet desteğiyle tiyatrolar için bir acil yardım çantası işlevi görebilir. Ancak bunu tercih etmiyor. Türkiye’nin kültür hayatı sarsıcı bir kayıp ihtimaliyle yüzleşirken, İstanbul Kaymakamlığı Kürtçe bir tiyatro oyununu yasaklarken Kültür Bakanlığı devekuşu kafasını kuma gömüyor ve belki de arada RTÜK’le birlikte Netflix’e getirilmesi gereken sansürleri tartışıyor.
Tiyatroların can çekişen mevcut durumları, Türk kapitalizminin kültür ile sanatı dahi asgari düzeylerde hayatta tutamayan çürümüşlüğünün bir sonucu. Ekonomik krizin yıkıcı etkileri ile pandeminin karşısında hayatta kalma şartlarını yerine getiremeyen tiyatroların iflası, rejimin temsilcileri açısından bir sevinç kaynağı. Tam da bu yüzden kültür ile kültürel üretimin savunulması da yine işçi sınıfının siyasal bir sorumluluğu. Özel tiyatrolar elbette mali yardım kampanyalarına ihtiyaç duyuyorlar; ancak asıl ihtiyaç işçi sınıfının önderliğinde kültür ile sanatın savunulmasına adanmış bir sosyalist perspektifin inşa edilmesidir.
Yorumlar kapalıdır.