Arjantin’de seçimler: Kirchner’in zaferi, Sol Cephe’nin oyları
Arjantin’de gerçekleştirilen iki basamaklı başkanlık seçimlerinin galibi, yüzde 54’lük oy oranına ulaşan eski devlet başkanı Cristina Kirchner oldu. 23 Ekim’de gerçekleştirilen ikinci basamak seçimlerinde, 2007 yılında görevi eşi Nestor Kirchner’den devralan Peronist Cristian Kirchner’in en yakın rakibi “Sosyalist” aday Hermes Binner ise tüm oyların yaklaşık yüzde 17’sini alarak rakibinin çok gerisinde kaldı.
Önümüzdeki dönemde hem parlamentonun hem de kongrenin çoğunluğunu elinde tutmayı garantileyen Kirchnerin zaferini iki temel faktörle açıklamak mümkün. İlk olarak, Kirchner’in egemen sınıfların geniş kesimlerin desteğini arkasına almış olduğundan ve dahası karşısına çıkan Binner gibi rakiplerinin hitabet ve güven uyandırıcı politik projeler bağlamında hayli zayıf kaldığından söz edelim.
Ama hiç kuşkusuz, zaferi sağlayan asıl etmen, Kirchner’in Arjantin’deki geniş yığınlarda uyandırmış olduğu ve 2001 yılında yaşanan devasa ekonomik çöküşle kıyaslandığında mevcut ekonomik gidişatın umut verici olduğuna yönelik yanılsama oldu. 2001 yıkımından sonra, özellikle de son 3 yıl içinde Arjantin’in başlıca ihracatçılarından olduğu soya, mısır vb. tarım kalemlerinin dünya piyasalarında tavan fiyat kazanmasıyla yaşanan görece ekonomik toparlanma Kirchner’i geniş yığınlar için kötünün iyisi, alternatifsiz lider konumuna getirdi. Yine de bu yanılsamayı yaratırken Kirchner’in bugüne dek işini kolaylaştıran, muhalefet ayaklarımı bağlıyor argümanının artık geçerli olmadığını, yeni başkanın, kararlılıkla sürdüreceği dünya piyasalarıyla entegrasyonu temel alan özelleştirmeci neoliberal yıkım politikaları nedeniyle önümüzdeki dönemde daha etkili ve patlamalı seferberliklerle karşı karşıya kalacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yok.
Bu genel seçim panaroması içinde altı çizilmesi gerekli bir diğer olgu ise, işçi sınıfı örgütleri ve Troçkist sol güçlerin ortak bir seçim ve mücadele programı oluşturarak yarattıkları Solun ve Emekçilerin Cephesinin- FIT- elde etmiş olduğu 600 bini aşkın oy oranı oldu. Cephe bir yandan tüm ezilenler için ülke genelinde bir politik referansa dönüşürken diğer yandan da 14 Ağustos tarihli ilk basamak seçimlerinde elde etmiş olduğu 500 binlik oy oranını daha da yukarılara taşımış oldu. Açığa çıkartmış olduğu muazzam enerji ve umutla, Solun ve Emekçilerin Cephesi’nin önünde şimdi yeni bir görev var: Derinleşen ekonomik kriz koşullarında patlak verecek tüm mücadelelere eşlik edecek, tüm ülke çapında devrimci bir alternatif odağı, bayraklar karışmaksızın birlikte vurulabilecek bir mücadele zemini olarak yoluna devam etmek.
Yorumlar kapalıdır.