Krizden değil, mücadele etmemekten korkalım!

2011 yılı kötü geçti!
Ekmeğimiz küçüldü.
Özgürlüklerimiz azaldı.
Barış bu yıl da gelmedi.
Demokrasi mi? Bir adım ileri, iki adım geri…

2012 yılı daha da kötü geçecekmiş!
Neden?
Çünkü dünyada ekonomik kriz var ve derinleşiyor, öyle diyorlar…
İyi de bir tek işçi sınıfına, emekçi halklara mı kriz var?
Madem cumhuriyet tarihinin ihracat rekoru da kırıldı.
Hani kişi başına düşen 10 bin dolarımız, nerede?
Payımıza düşen züğürt tesellisi mi?
34 dolar milyarderimiz varmış; Japonlardan bile çokmuş!

Söz vermişlerdi. Asgari ücret vergiden muaf olacaktı.
Onuncu yılına giren hükümetin elini tutan kim?
“Biz AB’den daha mı zenginiz?” diye buyurmuş Maliye Bakanı.
Asgari ücret 1000 lira olursa firmalar batarmış, Yunanistan olurmuşuz…
Batar dediği en büyük 500 büyük firmanın net kârı krizde yüzde 22,2 arttı.
Krizi fırsata dönüştürmede ustalar.
Bir de konu emek olduğunda bahane üretmekte…

Hükümet, patronlar ve bir kısım sendikacıların 2012 reçeteleri de açık:
Güvenceli esneklik!
Güvence patronlardan, esneklik emekçilerden…
Pekiyi, esnettikleri nedir, güvence bunun neresinde?
Her beş kişiden ikisi işsiz durumda.
Her iki kişiden biri kayıt dışı çalışıyor.
Her yüz çalışandan sadece altısı sendikalı.
Her on çalışandan sadece biri işsizlik sigortasından yararlanabiliyor.
Kıdem tazminatı topun ağzında
Emeklilik ancak mezarda mümkün.
Güvence mi dediniz?
Kısaca…
Fedakârlık dedikleri… Firmalarımız batmasın!
Tevekkül dedikleri… Kader, kısmet!
Tasarruf dedikleri… Kemere bir delik daha!
Kısaca…
Bana hükümetini söyle sana 2012’nin nasıl geçeceğini söyleyeyim!

Pekiyi, ne yapacağız?
Garibanlık bir tür lanet mi?
“Yorgun yatıp, yorgun kalkanlar” gün yüzü görmeyecek mi?
Sır yok, görünen krize mucize gerekmez!
Dünyada kriz var.
2011 kötü geçti.
2012 çok daha kötü geçecek.
Lakin krizin nedeni işçi sınıfı ve emekçi halklar değil.
Çözümü de işçi sınıfının ve emekçi halkların daha da yoksullaştırılması olamaz.
Krizin sorumluları kimlerse faturayı da onlar ödemeli.
Hem krizden kurtulmak hem de tekrar etmemesi için…
Dolayısıyla, krizden değil, mücadele etmemekten korkalım!

Ne için, neye karşı, nasıl mücadele edeceğiz?
Krizin faturasını ödememek için mücadele edeceğiz.
Hem krizi yaratan, hem de krizde kârlarına kâr katanlara karşı mücadele edeceğiz.
Birlik ve dayanışma içinde mücadele edeceğiz.
Biliyoruz ki kılavuz kapitalizm oldukça dünya krizden kurtulamaz.
Kapitalizme karşı mücadele edeceğiz.
Krizden değil, mücadele etmemekten korkalım!

Yorumlar kapalıdır.