Formasyonun kaldırılması geleceğimizin çalınması demektir

5 Nisan 2012’de YÖK genel kurulunda alınan kararlardan birkaçı şu şekildeydi; “Açık öğretim fakültelerindeki öğretmenlik bölümlerinin kaldırılmasına, Fen-edebiyat fakültelerinde de yeni pedagojik formasyon programlarının açılmamasına ve var olanların da kapatılmasına karar verilmiştir.”

Bu şu demek; artık bundan sonra açık öğretim ve fen-edebiyat fakültelerinden mezun olanlar öğretmen olamayacak. Bu kararın ardındaki gerekçeyi Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer Şöyle açıklıyor; “Bu kararla birlikte öğretmen arz ve talebi dengelenecektir. Çok sayıda öğretmen yetiştiriliyor, ama bunların istihdamı anlamında ciddi bir sıkıntı olduğu görülüyor.”

300 bini bulan atanamayan öğretmenlerin 30’a yakının intihar ettiği ülkemizde (resmi rakam), atanmayan öğretmenler sorunu, bölümler kapatılarak çözülmeye çalışılmaktadır. Evet, artık atanmayan öğretmenlerin sayısı azalacak, çünkü yüzbinlerce insanın öğretmenlik hakkı ellerinden alınmış olacak.

Hükümet bu çözüm yolunu uzun yıllardır planlıyor. Formasyonun kaldırılması planı, genel tepkilerin olmaması için kademeli olarak uygulanmak isteniyor. Uzun vadedeki asıl amaç, sadece eğitim fakültelerinden mezun olanların öğretmen olabilmesi…

Şunu sormak gerek; yasalarına göre her üniversitede fen-edebiyat fakültelerinin zorunlu tutulduğu bir ülkede formasyon neden kaldırılır? Evet, bir düzenleme zorunludur ama bu insanların gelecekleri ellerinden alınarak değil. Niteliksiz eğitimin ortadan kaldırılarak, sermaye ve kar odaklı olmayan, eğitimin kamusal olduğu olgusuyla hareket eden bir planlamayla çözülebilir.

Bugün Türkiye’de 126 bin 137 öğretmen açığı varken formasyonu kaldırmak neden? Güzel sanatlar, fen-edebiyat gibi fakültelerden mezun olanlar, ülkemizdeki diplomalı işsizliğin sayısını daha yükseltmiş olacaklar. Formasyonun kaldırılmasıyla niteliklerini iyice kaybedecek olan eğitim sistemine rağmen 81 ile üniversite açmak neden? İşte öğrencinin geleceğini umursamayan ve onu müşteri olarak gören eğitim sisteminde geldiğimiz nokta…

Formasyonun kaldırılması üzerine gelen tepkiler, YÖK’ü geri adım atmaya itti ve 4 Mayıs’taki açıklamasında “Yükseköğretim kurumlarımızda halen öğrenim gören öğrenciler ile bu kurumlardan mezun olanların alınan kararla ilgili olarak her hangi bir mağduriyeti söz konusu olmayıp, açılacak pedagojik formasyon programlarına başvurma hakları bulunmaktadır” ifadelerine yer verdi. Peki hangi açılacak yeni formasyon programına başvurulacak? Acaba YÖK yeni bir formasyon programı açacak mı? Daha belli değil.

Her ne kadar YÖK geri adım atsa da bu sorunun ilerde karşımıza çıkacağı kesin. Geleceğimizin çalınmasına izin vermeyelim. Buna karşı durmaksa özellikle fen-edebiyat fakültesi öğrencilerinin bir araya gelmesini sağlayacak bir koordinasyon ağını kurmaktan geçiyor.

Yorumlar kapalıdır.