Açlık grevlerinin gösterdikleri

Cezaevlerinde, okullarda, mecliste, içeride dışarıda sürdürülen açlık grevleri 68. gününde, Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrının ardından sona erdi. Bu 68 gün, ‘Kürt kardeşlerini’ dilinden düşürmeyen ve onları ‘her türlü sinsi plana karşı’ uyaran büyük abi Erdoğan’nın gerçek niyetini, iktidarda olduğu 10 yıllık süreden daha fazla ortaya çıkardı, netleştirdi. Niyet belli; Kürt sorununun çözümünde tek söz sahibi olmak, Kürt siyasi hareketini tasfiye etmek, kısaca meseleyi “halletmek”. Oysa 68 günlük süreç, Kürt halkının direniş kapasitesini ve Kürt hareketinin gücünü bir kez daha göstermiş durumda. Buna rağmen süreç boyunca çirkin karalamalar, meydan okumalarla tantana yapan hükümet sorumluluklarını gizlemeye çalışmak dışında bir şey yapmıyor. Bu tantana da hükümetin politik olarak eşiğinde olduğu iflasını örtbas etmeye yetmiyor.

Açlık grevleri 3 temel taleple başladı; anadilde eğitim, ana dilde savunma hakkı ve Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi. Oysa bu demokratik taleplerin hükümet tarafından ele alınış biçimi bile aynı tasfiyeci zihniyetle yapılıyor. Uğruna onlarca yıldır mücadele verilen anadilde eğitim hakkı, bir takım seçmeli derslerle geçiştirilmeye çalışılıyor. Kürt tutsaklar için temel siyasi haklardan olan anadilde savunma hakkı, ücretini ‘müşteri’nin ödeyeceği bir tercümanlık hizmeti sorununa indirgeniyor. Oysa anadilde savunma hakkı koşulsuz biçimde tanınmalı, siyasi tutsakların özgürlüğe kavuşması için Terörle Mücadele Kanunu lağvedilmelidir. Dolayısıyla mesele, rejimin kendisiyle göbekten bağlı olan siyasal demokrasi sorunudur!

Süreç boyunca hükümetin tavrı ise, ikiyüzlü politikalarını açık etmiş ve rejimin sınırlarının bir kez daha göstermiştir. Dolayısıyla mesele yasa maddeleriyle düzeltilecek bir yanlışlık değildir ve iktidar bir kez daha Kürt halkının özgürce kendi kaderini tayin edip edemeyeceği sorunuyla yüzleşmektedir.

Açlık grevleri muhattabın, Abdullah Öcalan ve PKK de dahil olmak üzere, Kürt siyasi hareketi olduğunu bir kez daha göstermiştir. Dolayısıyla hükümet Kürt halkının taleplerinin karşılanması için Kürt siyasi hareketi ile açık görüşmeleri derhal başlatmalıdır. Çözüme gidecek yol ancak böylesi bir ortamın sağlanması ile açılacaktır. Hükümetin ilk elden açlık grevinde dile getirilen talepleri derhal hayata geçirmelidir. Kürt halkının tüm ulusal ve demokratik haklarının tanınması için ise, mücadeleler sürmeye devam edecektir.

Yorumlar kapalıdır.