Metal – Askeri düzen ve disiplin!

Merhaba arkadaşlar,

Ben 14 aydır bir otomotiv firmasının AR-GE departmanında mekatronik teknikeri olarak çalışmaktayım. Çalışmakta olduğum firma askeri düzen ve disiplinle yürütülüyor diyebilirim. Benimle aynı koşullarda çalışan toplam 14 tekniker bulunmaktaydı.

İşe girişimden itibaren ilk 2-3 ay, her sabah ve akşamları toplantı adı altında sıraya dizilerek günün değerlendirilmesi ve iş paylaşımı yapılırdı. Bu toplantıların gerekçesi ise tüm çalışanların her durumdan haberdar olmasıymış. Toplantılarda rutin olarak günün fırçası ve kimi zaman hakaret boyutuna gelen kelimeler sarf ediliyordu (Tabi bunlar müdürümüz tarafından yapılıyor). Yapılan bir hata başka biri tarafından ikinci kez yapılıyor ise, “toplantılarda konuşmuştuk çocuk gibi davranıyorsunuz”, ( karşısındaki tahtaya vurarak) “ha bu, ha siz”, “erkek olsaydım size ne diyeceğimi iyi bilirdim”, gibi seviyesiz cümleler kullanılıyordu.

Sebebini kimse bilmiyor fakat ben de dahil olmak üzere her çalışan bu duruma kayıtsız kalıyordu. 2-3 aylık süreç sonunda işlerin yoğunlaşmasıyla birlikte akşam toplantıları iptal edilmeye başladı. Firmada cumartesi ve pazar günleri tatil. Çalışma saatleri olarak 08:30 işbaşı, 10:00-10:15 arası çay paydosu, 12:00-13:00 arası öğle paydosu, 15:00-15:15 arası çay paydosu ve 18:00, iş çıkışıydı. Fakat öğle paydoslarında top oynamamızı gören yöneticimiz, genel müdürle görüşüp ve yasal olduğunu belirterek öğle paydosunu 30 dakikaya düşürdü. Aradan 1 hafta geçmeden gayet doğal ve rahat bir şekilde, sabah toplantısında “bir gelişme var” denerek sabah işbaşı 08:00 olarak değiştirildi.

Açıkçası yarım saatlik öğle paydosu için kendi çapımızda bir araştırma yaptık. Fakat yasal olarak haftalık 45 saati tamamlamaya çalıştıkları bariz biçimde belliydi ve elimizden bir şey gelmiyordu maalesef. Tabi şu da bir gerçek ki, herhangi bir tepki belki de, geri adım atmalarını sağlayabilirdi. Biz sesimizi çıkartmadığımız ve bilinçsiz olduğumuz için işe giriş saatini dahi hiç çekinmeden değiştirebildiler. Bu durumda da hesapladığımızda haftalık 45 saatin tamamlandığını görmüş olduk.

Yöneticimizin teknik bilgisi sıfır diyebilirim fakat, sistemde herhangi bir şekilde yapılan ufacık bir değişikliği dahi kabul etmez. Herhangi bir tasarım ya da geliştirmede, kesinlikle fikirlerimiz sorgulanmaz ve direkt olarak İtalya’daki bağlantılara gösterilerek onay alınır. Yöneticinin yardımcısı olarak çalışan elektrik-elektronik mühendisinin bile hiçbir cümlesi bir şey ifade etmez. Çalıştığım 14 ay boyunca 3 mühendis, 3 yönetim, 1 sekreter, 1 şoför, 8 tekniker işten ayrıldı veya çıkarıldı.

Yaklaşık 1,5-2 aydır işler çok durgun. Tabi ki bu durum, çalışanları fazlasıyla etkiliyor ve işten çıkarılma korkusu yaratıyor. Sık sık genel müdürle toplantılar yapılıyor. Müdür yardımcısına, çalışma arkadaşlarım tarafından durumla ilgili bir açıklama yapılması söylenildi. 2 yöneticinin kendi isteği ile istifa etmesinden sonra toplantı yapılarak müdür, “Kesinlikle bizim departmanla ilgili bir sıkıntı yok, araç satışı ile ilgili sıkıntılar var. Siz hiç merak etmeyin, kafanız rahat olsun. Burası güven altında, buraya dokunulmayacak.” şeklinde açıklama yaptı.

Tabi ki, herkesin içerisinde rahatlama oldu. İnsanlarda güven duygusu yaratıldı. Fakat bu sözler sarf edildikten 1 hafta önce 5 kişinin işten çıkartılacağı söylentisi dolanıyordu ve bu kişilerde açık açık belliydi zaten. Tabi ki, tazminat hakkını kazanamayan ve hiçbir hak sahibi olamayacak kişiler çıkartılacaktı. Ve bu sözlerin sonunda Cuma günü iş çıkışı biri şoför olmak üzere 4 tekniker çağrılıp, “İşler durgun, sizlere verecek iş bulamıyoruz, eleman alımında ilk olarak sizler çağırılacaksınız”, diye bir konuşma yapıldı. Çalışanların önüne bir kağıt uzatılarak herhangi bir hak istemediklerini belirten bir kağıt imzalatılmış.

Bu durumda yasal olarak bir hak sahibi olabilirler miydi, bilemiyorum. Fakat yapılan en mantıksız ve saçma durum ise, daha öncesinden bayram tatili ile birleştirerek zorunlu olarak 1 hafta tüm çalışanların izin yapması, bu işten çıkarılan arkadaşların maaşından 2 gün kesilerek alınmış. Koskoca ünlü bir şirketin yaptığı bu karaktersizlikten herkesin bir ders alması gerektiğini düşünüyorum. Yasaların burjuvanın eline verdiği bu kozları nasıl kullandığını bir kez daha görmüş oldum. Sınıf olarak bilinçsiz olmanın yanına hukuki olarak da bilinçsiz olmak eklendiğinde burjuvanın kölesi olmak kaçınılmaz oluyor maalesef.

Bunun için biraraya gelerek örgütlenmenin yollarını bulmalı, patronun saldırılarına karşı birlik olmalıyız.

Yorumlar kapalıdır.