Metal TİS süreci
Sınıf mücadelesi için en önemli sektörlerlerden biri olan metal sektöründe 100 binden fazla işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmeleri devam ediyor. Süreç devam ederken ortaya çıkan tablo, metal işçilerinin patronların yanı sıra işbirlikçi sendikalara karşı da mücadele ederek TİS’ler üzerindeki söz haklarına sahip çıkması oldu.
Metal sektörünün önemi
Metal sektörü Türkiye sınıflar mücadelesinde özellikle de toplu iş sözleşmeleri sürecinde mücadelenin belirleyici unsurlarından biri olmuştur. “Sınaî üretimin bittiğini” iddia edenleri haksız çıkaran istatistikler, Anadolu’da fazla kâr eden 500 şirket’ içinde metal sektöründe üretim yapan şirketlerin açık ara önde olduğunu göstermektedir. Bu nedenle sermaye sahipleri için oldukça stratejik olan bu sektör, işçi sınıfı için de büyük önem taşıyor. Çünkü metal, Türkiye’de tarihsel olarak grevlerin en yaygın görüldüğü sektör olarak sınıfın geneli için de yol gösterici bir rol üstlenme potansiyeline sahip. Son dönemde kaynayan metal kazanı ise yakın vadede mücadeleler açısından yeni deneyimlere gebe olduğunun sinyallerini veriyor.
TİS süreci
Geçen toplu sözleşme döneminde “greve çıkmaya cesaret edemeyecekleri” beklenilirken yıllar sonra tekrar greve çıkan ve metal patronlarını boyun eğdiren metal işçileri bu kez de sendikalarının önderliğinde hazırladıkları toplu iş sözleşmesiyle bir kez daha mücadelenin kritik bir dönemecinden geçiyorlar.
Türk Metal Sendikası, MESS’e (patronlar sendikası) %18’lik bir zam teklifiyle giderken, işçiler teyakkuzda. Türk Metal’in alışılmış ayak oyunlarına artık karnı tok olan işçiler bu TİS sürecinde patronlarla işbirliğine geçen sendikaya karşı da direniyor. Bunun en açık örnekleri Bursa’daki Renault ile Eskişehir’deki Arçelik fabrikaları… Burada işçiler, Türk Metal Sendikası tarafından açıklanan TİS taslağının, taleplerini ifade etmediğini söyleyerek eylemler düzenlemiş (hatta Renault’da işyerini işgal etmiş) hemen ardından patron ve sendika baskılarına maruz kalmıştı. Sendikacıların, işçilerin tepkisiyle patronun istekleri arasında sıkıştığını söyleyen işçiler, işyerlerinde baskının artmasını ve tepki gösteren fabrikalardaki işten çıkarmaları bu duruma bağlıyorlar. Türk Metal ise, atılan işçilerin geri alınması ve onlara ciddi olarak sahip çıkılması adına somut hiçbir adım atmıyor.
Sendikalar ve Toplu İş İlişkileri Yasası ile birlikte keskinleşen işçi ve sendika düşmanı atmosfer içinde Birleşik Metal-İş sendikası anlamlı bir adım atarak “yetki bekleme, yetki sende” sloganı ile tüm sendikalara çağrıda bulunmuştu. 1500’ün üzerinde fabrikada yaklaşık 15 bin metal işçisi için toplu iş sözleşmesi görüşmesi yürütecek olan Birleşik Metal-İş, işçilerin talepleri doğrultusunda hazırladığı TİS taslağında ise %19’luk zammın yanında ücret farklarının giderilmesi, sosyal haklar, vergi dilimleri ve çalışma saatleri konusuna da yer veriyor…
Elbette bu süreçte en belirleyici rolü oynayacak olan ise her zamanki gibi metal işçisidir. Onlar, işyerlerinde örgütlü olduğu sürece, arkadaşlarını ailelerini haklı mücadelelerine ikna ettikleri sürece, olumlu sonuç alıp, sınıfın diğer sektörlerinde de hareketliliğe öncülük edebilirler. Bu noktada sınıf güçlerini bekleyen görev, mücadeleci sendika ve işçilerle dayanışma içinde mücadeleleri birleşik ve sürekli bir hale taşımaktır.
Yorumlar kapalıdır.