Darphane işçileri direnerek kazandılar

Yaklaşık üç ay önce başlamış bulunan Darphane işçilerinin grevi, 13 Eylül tarihinde birçok kazanımla ve birkaç uzlaşmayla sona erdi. Türk-İş’e bağlı Basın-İş üyesi 257 işçi, toplu sözleşmede işverenle anlaşmaya varamayarak 25 senelik sessizliklerini bozmuş ve altın, madeni para, nüfus cüzdanı, ehliyet, pasaport ve benzerlerinin üretildiği sektörlerinde üretim sürecini durdurma kararını uygulamaya geçirmişlerdi.

Sabırların tükenme noktasına gelmesine sebep olan saldırı politikası, toplu sözleşme sırasında işçilerin iradesinin görmezlikten gelinmesi olsa bile, Darphane işçilerinin karşı karşıya kaldığı sosyal ve hayati sorunların sayısı ve niteliği, daha fazla ve daha derindi.

Döküm atölyelerindeki sağlık koşullarından maaşların düşüklüğüne, artan iş günü saatlerinden yoğunlaşan çalışma periyodlarına ve iş güvenliğinin yokluğuna, grevin ardında yatan dinamiklerin çeşitliliği boldu.

Bu “bolluk” karşısında direnişe geçen Darphane işçileri, sadece kendi yaşam ve çalışma şartlarına değil, Türkiye işçi sınıfına ve onun sınıf mücadelesine de anlamlı bir katkıda bulundular. Ücret zammının yanı sıra, işçi sağlığı ve iş güvenliği hususlarında da düzenlemelere gidildi. Teşvik primi yüzde 3 arttırılırken, ekstradan kalınan mesailerde de kumanya dağıtılmaya başlandı.

Darphane grevi, özellikle de dünya burjuvazisinin ekonomik kriz karşısında eskisi gibi yönetememeye başladığı bir esnada, işgal ettiği önemli stratejik pozisyonuyla, karamsarlığa yer bırakmıyor. Bu gibi stratejik sektörlerin Kazova pratiğiyle kaynaşmaları ve/ya bu pratiği gerçekleştirmeye başlamaları ise, şairin bahsettiği “güneşli günler”in habercisi olabilecek karakterde.

Yorumlar kapalıdır.