Mesafe’nin 10. sayısı “Emperyalizm ve Türkiye” dosyasıyla çıkıyor
Sosyalist düşünce dergisi Mesafe’nin 10. sayısında dosya konusu, “Emperyalizm ve Türkiye” başlığını taşıyor. İki sayıda incelenecek dosyanın bu bölümünde, “alt emperyalizm” kavramı odağa alınıyor. Çünkü bu kavramın, “yeni bir emperyal sisteme doğru mu gidiyoruz?” tartışmalarında, öne çıkan siyasal aktörlerin politik tahlil ve tanımında önemli bir rol oynadığı görülüyor.
Bir süredir, Türkiye de dahil olmak üzere bir dizi ülkeyi bu kavram üzerinden tanımlamaya yönelik çalışmalar mevcut. Özellikle, Türkiye üzerinden yapılan çalışmalarda bu kavram Türkiye’nin gelişen ekonomisi ve artan bölgesel nüfuzu üzerinden temellendirilerek, yarı-sömürge/bağımlı ülke kategorisinin aşılması anlamında kullanılıyor. Pekiyi, Türkiye kapitalizminin gelişmişlik düzeyi gerçekten yeni bir kategoriye mi tekabül ediyor? Belli bir niceliksel birikim, yeni bir niteliksel aşamayı mı gündeme getirmiş durumda? Muhittin Karkın imzalı “Türkiye alt emperyalist mi?” yazısı kavramın ekonomik temellerini ve bu kavram çerçevesinde Türkiye’nin konumu inceleniyor. Dosyada yer verilen iki çeviri makale, “Güney Afrika (Alt) Emperyalist mi?” (Melanie Samson) ve “BRICS ülkeleri alt emperyalist mi?” (Patrick Bond) ise, yine bu kavram ekseninde Güney Afrika’nın emperyalizm içindeki koumunu ele alan çalışmalar. Güney Afrika, BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) olarak anılan ve Türkiye’nin de sıklıkla kıyaslandığı “yükselen ekonomilerden” ve politik olarak da “bölgesel güç” olarak değerlendirilen ülkelerden biri. Dolayısıyla bu makaleler, emperyalizmin bugünkü durumu, emperyalistler arası rekabet ve bağımlılık ilişkileri ve Türkiye’nin emperyalist sistem içindeki yeri tartışmalarına zenginlik katacak nitelikte.
Çeşitlenen emperyalizm kuramları, ortaya çıkan politik sonuçları itibarıyla, antiemperyalizm kuramlarını da belirliyor. Hakkı Yükselen tarafından kaleme alınan “Küçük Burjuva Emperyalizme Karşı” başlıklı yazı da bu noktadan hareketle, bu teorilerin etkilerini ya da doğrudan yazarının ifadesiyle “‘Küreselleşme çağında’ küçük burjuvazinin ve esas olarak da küçük burjuva solculuğunun ‘antiemperyalist’ hallerini” tartışmaya açıyor. Bu tartışmadan, küçük burjuva antiemperyalizminin temeli olarak işaret edilen Stalinci azgelişmişlik anlayışı ve Neo-Marksist teoriler de payını alıyor.
Atakan Çiftçi’nin “Leninist Emperyalizm Teorisi” başlıklı yazısı ise, Leninist emperyalizm teorisinin temellerini tanıtmaya, bunu yaparken, emperyalizm kuramının doğuşunu ve evrimini aktarmaya çalışıyor. Reformist teorilerden başlayarak Leninist teoriye ilerleyen yazı, Lenin’in emperyalizm teorisinin temellerinin bugün, daha da geçerli ve güncel olduğunu savunuyor.
Dosya dışı yazıların da bulunduğu 10. sayı, Ocak ayında okurlarıyla buluşuyor.
Yorumlar kapalıdır.