Yapılmayan kürtajın parasını ödemek istemiyoruz!
Geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlanan habere göre, “isteğe bağlı” kürtajlar SGK kapsamına girdi. Böylesi bir haber, toplumsal belleği her an “sıfırlamaya” meyilli olan medya tarafından bir zafer olarak kutlandı, artık “parası olana” kürtajın kalktığı, ve kürtajın artık kamusal hizmet olarak sağlandığı yeni bir döneme girildiği şeklinde yansıtıldı. Peki gerçekten kürtaj hizmetinden artık kadınlar yararlanabilecek mi? Kadınların bedenini pazarlık nesnesi haline getiren, aile politikaları üzerinden beslenen AKP hükümeti kürtajı erişilebilir kılmak ister mi?
Elbette hayır! Bu uygulama da, AKP’nin kurduğu yalan diktatörlüğünün hanesine artı bir olarak yazılmış oldu. Uygulama kürtajın on hafta içinde yapılma zorunluluğu olduğunu ve herkes tarafından erişilebilir olduğunu vaat ediyor, fakat biz bu sürenin uzun bir zamandır 8 haftayla sınırlandığını, kadınların önlerine çeşitli engeller konulduğunu biliyoruz. Yasal süreyi bir kenara bırakalım, Türkiye’de kaç hastane kürtaj hizmeti veriyor? 2012 yılından itibaren, hükümetin fiili yasak uygulamasına gitmesi ile bu sayı da gittikçe azalmış durumda ve kadınlar “Kürtaj yasaklandı”, “Eş rızası gerekli” gibi gerekçelerle hastanelerden geri çevriliyorlar. Sağlığı tehdit eden durumlarda dahi kürtaj uygulanmıyor ve kadınların önüne bakanlık raporu ve üç hekim izni gibi bürokratik engeller koyuluyor. Ayrıca performans sistemine göre kürtajın hekimlere getirdiği puan 150 puan, ve bu apandisit, katarakt gibi uygulaması basit amelyatlara göre çok çok az. Dolayısı ile kürtaj üzerindeki fiili engel devam ediyor ve AKP hükümeti kürtajı yasaklama girişiminden vazgeçmedi.
Biz kadınlar bu sürecin takipçisiyiz ve kürtaj hakkımızdan vazgeçmiyoruz! Kamu ve özel hastanelerde duygusal, fiziksel baskılar ve mahremiyet ihlali olmaksızın sağlıklı koşullarda ücretsiz kürtaj hakkı erişilebilir olmalıdır! Evli kadınlar için eş izni uygulamasına son verilmelidir!
Kürtaj kadının kararıdır, başbakanın ya da devletin değil!
Yorumlar kapalıdır.