Taşerona, güvencesiz çalışmaya son! Madenler işçi denetiminde kamulaştırılsın! Tüm iş yerlerinde işçi denetimi!
İş cinayetlerinin büyük artış göstermesinin baş nedeni AKP tipi büyüme ve kalkınma modelidir. Bu neoliberal model iş güvencesini ve sosyal hakları parçalarken sadece çok daha fazla kazanca odaklanmıştır. Bu modelde denetimsizlikten, tedbirsizlikten, ihmalden bahsedilemez. Bilakis bu model daha fazla kazanç uğruna kuralsız ve esnek çalışmayı teşvik etmektedir. Denetimsizlik, tedbirsizlik, ihmal ve sonucunda gerçekleşen “kazaları” geçiştirme, üstünü örtme, cezasızlık bu modelin ana mantığıdır. Bu nedenle iş cinayetlerinin ardı arkası kesilmemektedir. Bu nedenle 12 yılda 15 bin işçinin öldüğü bir savaş bilançosu oluşmuştur. Bu nedenle işçiler öldükçe fıtrattan, kaderden bahsedilmektedir. Bu neoliberal model derhal terk edilmelidir.
Madencilik ve inşaat gibi hayati risk taşıyan işler başta olmak üzere taşeron çalışma yasaklanmalıdır. İşçiyi güvencesiz ve örgütsüz kılan esnek çalışma düzenine son verilmelidir. Tüm çalışanlar için kadrolu, güvenceli, grevli-toplu sözleşmeli sendikalı çalışma temel çalışma hakkı olmalıdır. Lakin bunlar yetmez! Aynı zamanda işyerlerinde işçi denetimi sağlanmalıdır. İşçilerin denetimi olmaksızın işçi sağlığı ve güvenliğinin tam olarak sağlanması mümkün değildir.
AKP tipi neoliberal büyüme ve kalkınma ekonomik bir zorunluluk değil siyasi bir tercihtir. Cari açık gibi ekonomik gerekçeler nedeniyle kömür madenciliğinden vazgeçilemeyeceği ve/veya batı standartlarında madencilik yapılamayacağı iddiaları doğru değildir. Öncelikle tam da cari açığın baş nedeni sayılan sınırlı enerji üretimi nedeniyle madenler mutlaka işçi denetiminde kamulaştırılmalıdır. Hem enerjiyi “milli” bir mesele ilan etmek hem de özelleştirmek çelişkidir. Özelleştirme değil kamulaştırma istiyoruz!
Lakin başta madenler olmak üzere birçok kamu iktisadi kuruluşunun yıllarca kamu yönetimi adına nasıl arpalık haline getirildiği, kalitesiz mal ve hizmet üretildiği de bir gerçektir. Kamulaştırma derken kastımız, geçmişte olduğu gibi, işçinin emekçinin alın terinin bir avuç bürokrata güç ve servet yapılması değildir. Tam da bu nedenle işçi denetiminde kamulaştırma diyoruz. Tam da bu nedenle işçilerin denetiminde üretim istiyoruz. İşçiler denetlerse hem Soma (Mayıs 2014 – 301 işçi) ve Ermenek (Ekim 2014 – 18 işçi) hem de Armutçuk (1983 – 103 işçi), Amasya (1990 – 65 işçi) ve Kozlu (1992 – 262 işçi) benzeri faciaların tekrarlanması engellenebilir. Tabii ki işçi denetimiyle sadece madenlerde değil Torunlar İnşaat’ta yaşanan asansör faciası, Isparta’da tarım işçilerini taşıyan midibüsün devrilmesi sonucu yaşanan facia gibi iş cinayetlerinin de önüne geçilmesi mümkün olabilir.
Üstelik kamulaştırma ve işçi denetimi sadece işin sürdürülmesiyle sınırlı bir talep de değildir. Aynı zamanda toplum sağlığı ve doğanın korunması amaçlarını da içerir. Örneğin kömüre dayalı enerji üretimine kademeli olarak son verilmesi, başta rüzgâr ve güneş olmak üzere temiz alternatif enerji kaynaklarının çoğaltılması kamulaştırma ve işçi denetimiyle uygulanabilirlik kazanacaktır. Hiç kuşkusuz doğayla uyumlu emek eksenli insanca bir üretim ve bölüşüm öncelikle ve özellikle toplumun çoğunluğunu oluşturan işçi ve emekçiler için hayati önemdedir. Bu durum ekonomi ile politikanın nasıl ayrılmaz bir bütün oluşturduğunu da göstermektedir.
AKP tipi büyüme ve kalkınmaya hayır! Taşerona, güvencesiz çalışmaya son! Madenler işçi denetiminde kamulaştırılsın! Tüm işyerlerinde işçi denetimi!
Yorumlar kapalıdır.