IŞİD’in Tunus’taki saldırısını kınıyoruz! Hükümetin Olağanüstü Hal uygulamalarını reddediyoruz!
Tunus’ta 18 Mart tarihinde başkentte, Bardo Müzesi’nde, ve 26 Haziran’da Susa’da gerçekleştirdiği katliamların ardından, IŞİD 24 Kasım’da yeni bir saldırı daha gerçekleştirdi. Başkentin en işlek yerlerinden, şehir merkezinde yer alan Mohammed V. Caddesinde, devrik lider Bin-Ali’nin partisi olan Anayasal Demokratik Parti (RCD) merkezinin önünde, cumhurbaşkanlığı muhafızlarını taşıyan otobüse yönelik gerçekleşen canlı bomba saldırısının ardından, hepsi cumhurbaşkanı muhafızı olmak üzere 12 kişi hayatını kaybetti, 20 kişi ise yaralandı.
Saldırının sonrasında ise hükümet yetkilileri, Susa katliamından sonra olduğu gibi, olağanüstü hal ilan ettiler. Ancak bu sefer yasanın içeriğini daha da sertleştirerek… Ülkede bir ay boyunca uygulanacak olan olağanüstü hal yasası kapsamında, akşam 21.00 ile sabah 05.00 arası sokağa çıkma yasağı getirilirken, toplanma, gösteri ve yürüyüş hakları da engellenmiş durumda. Ayrıca saldırının hemen ardından Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) 25 Kasım günü başkentte gerçekleşecek olan özel sektör genel grevini “ulusal birlik” ihtiyacı gerekçesiyle iptal etti.
UIT-CI (İşçilerin Uluslararası Birliği- Dördüncü Enternasyonal)’den sosyalistler olarak IŞİD’in gerçekleştirmiş olduğu bu saldırıyı kınıyoruz! IŞİD’in gerçekleştirdiği bu terör saldırıları, hükümetlerin baskıcı politikalarının meşrulaştırılmasına zemin sunduğu gibi, kitle seferberliklerinin de geri çekilmesine neden olmaktadır. IŞİD’in Kuzey Afrika ve Ortadoğu devrimleri sürecinde oynadığı karşıdevrimci rol, bu saldırılarla daha da pekişmektedir.
Diktatör Bin Ali’nin devrilmesinden bu yana göreve gelen iktidarlar da emperyalizmle işbirliği içerisinde uyguladıkları demokratik gericilik politikalarıyla kitlelerin hiçbir talebini yerine getirmeden halk hareketini kontrol altına almaya çabalamaktadır, tıpkı mevcut cumhurbaşkanı El Bacı Kaid el Sebsi ve iktidar partisi Nidaa Tounes gibi. İktidar, IŞİD’in bu saldırısını da, tıpkı bundan öncekilerde yaptığı gibi, kendisini meşrulaştırmak için kullanmakta, “ulusal birlik” ve “terörle mücadele” adı altında baskıcı yöntemleri devreye sokarak, sokağa çıkma yasağı, grev, toplanma, gösteri ve yürüyüş haklarını engelleyerek Tunus halkı ve emekçilerinin özgürlüklerine saldırmaktadır. Ülkede demokratik geçiş süreci adına hiçbir ilerleme yaşanmazken, toplumsal ve ekonomik kriz giderek derinleşmekte , insanca ve onurlu bir yaşam mücadelesinin önemi can alıcı hale gelmektedir. Aynı zamanda iktidar, IŞİD’in gerçekleştirmiş olduğu saldırıları emperyalizmle işbirliğini arttırmak adına kullanmaktadır. Bu kapsamda Kasım ayı başında Avrupa Birliği ile güvenlik güçlerinin yenilenmesi adına 23 milyon Euro tutarında bir anlaşma imzalamış ve 2016 bütçesinin %20’lik kısmının güvenlik ve savunma harcamalarına ayrılacağını açıklamıştır. Kısacası hükümet, Tunus halkını IŞİD terörüyle devlet terörü arasında bir seçim yapmaya zorlamakta.
UIT-CI olarak, IŞİD’in saldırılarını kınadığımız gibi, Tunus hükümetinin baskıcı, özgürlük düşmanı politikalarını da reddediyoruz! Tunus’ta, karşıdevrimle mücadelenin temel dinamiğini ancak ve ancak demokratik, ekonomik ve sosyal dönüşümleri temel alan bir mücadele programı sağlayabilir. UGTT’nin, Halk Cephesi’nin, Devrim Cephesi’nin ve diğer gençlik ve emek örgütlerinin başını çektiği bir mücadele cephesi, kitlelerin seferberliğini temel alan bir eylem planıyla baskı politikalarının durdurulmasını ve radikal İslamcıların geriletilmesini olanaklı hale getirebilir.
IŞİD’in Tunus’taki saldırısını kınıyoruz!
Tunus hükümetinin baskıcı uygulamalarını reddediyoruz!
Olağanüstü hale, sokağa çıkma yasağına, grev, toplanma ve gösteri hakkının engellenmesine hayır!
İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (UIT-CI)
25 Kasım 2015
Yorumlar kapalıdır.