Çocuğun cinsel istismarına sıfır çözümlü yasa tasarısı

Çocukların cinsel istismarı sorununu bitireceği iddiasıyla, 9 Nisan 2018 tarihinde iktidar tarafından meclise bir kanun tasarısı sunuldu. Ancak, Tasarı’nın yalnızca, son zamanlarda artan çocuk cinsel istismarları üzerine oluşan tepkileri bastırmak için gelişigüzel hazırlandığı ortada… Öyle ki tasarıda yer alan değişiklikler mevcut sorunlara çözüm getirmek yerine yeni sorunları da beraberinde getiriyor.

Her şeyden önce Tasarı, çocuğa yönelik istismarın nedenlerini araştırmak ve önüne geçmek için önlemler almak yerine ağır cezalar getirme iddiasında. Övünerek artırdıklarını söyledikleri cezalar ise, yalnızca belirli koşulların ispatı halinde verilebilecek. Üstelik 12 yaşındaki ve 15 yaşındaki çocuklar arasında da ayrım yapılmış. Çocuk 12-15 yaş arasındaysa, saldırı baba/abi gibi kan bağı olan biri tarafından yapılıyorsa ve işin içinde cebir veya tehdit varsa saldırgan ağır ceza alıyor. Örneğin, silah zoru yoksa 13 yaşındaki çocuğa cinsel saldırıda bulunan öğretmene veya komşuya yüksek ceza öngörülmüyor. Yüksek cezaların saldırganları daha da kışkırtacağı ve “tecavüz edip, suç delilini ortadan kaldırmak amaçlı” cinayetlere neden olacağı açık. Cezaların ağırlığı, başta aile içi istismar vakaları olmak üzere birçok durumda, “mağdur” ve yakınlarını olayı örtmeye itecektir. Değişikliğin ağır ceza kısmı böylece etkisizleşirken, iktidarın hala 15 yaş üstündeki çocukları “rıza verebilen” kişiler olarak değerlendirmeye devam ettiğini görüyoruz.

Diğer yandan, Tasarı’da kimyasal hadım yani cinsel isteğin ilaçla baskılanmasına yönelik tıbbı müdahale yer almaktadır. Oysa cinsel istismarda bulunanlar tıbben hasta insanlar değildir. Çocuğa yönelik cinsel şiddet, çocuğun üzerinde kurulan iktidar ve gücün kötüye kullanımı ve tahakkümünün bir sonucudur. Bu sorunun cinsiyetçi sistemden kaynaklanan toplumsal boyutlarının göz ardı edilerek bireye indirgenmesi gerçekçi bir çözüm değil. Kimyasal hadım türü tıbbi müdahaleler iktidarın elinde tehlikeli bir oyuncak halini alma riski taşıyor.

Çocuk istismarı haberlerine yayın yasağı önerisi de Tasarı’da yer alıyor. Çocuğun “yüksek yararı” gerektirdiğinde, yayın yasağı getirileceği belirtiliyor. Çocuğun herhangi bir bilgisi kullanılmadan yapılan bir haberin yasağını, çocuğun değil de, bu istismarların bu derece artmasına izin verenlerin “yüksek yararı” gerektirebilir. İktidara yönelen bunca eleştiri de, onların daha fazla dayanamayarak bu konuda bir düzenlemeye kalkışması da gittikçe daha fazla ifşa olan çocuk istismarlarının bir sonucudur.

Göstermelik ceza artışları veya etkisizliği ispatlanmış kimyasal hadım, çocukların istismarına hiçbir çözüm getirmez. 18 yaşın altındaki herkesi doğrudan çocuk kabul etmeyen ve kimsenin göremeyeceği yerlerde yaşanan istismar vakaları için zorlamanın ispatını arayan bir kanun asla çözüm olamaz. Kaldı ki, çocuk istismara uğradıktan sonra ne yüksek ceza ne de hadım bu duruma çare olabilecektir. Gerçekte devletin hak temelli bir çocuk koruma anlayışıyla istismar hiç yaşanmadan olasılıkların önüne geçmesi gerekmektedir. Bu anlayıştan oldukça uzak olan bu tasarının derhal geri çekilmesini talep ediyoruz. Geçtiğimiz yıl 12 yaş üzerindeki çocukların tecavüzcüsüyle evlendirilmesi halinde cezasızlık getiren değişikliğin kadın dayanışması ve mücadelesiyle geri püskürtüldüğünü hatırlatmak isteriz.

Yorumlar kapalıdır.