Din ticareti

Merhaba arkadaşlar, ben İsmail. Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan, emeğiyle geçinen demek isterdim ama maalesef diyemiyorum. Koşullar belli, geçinmeye çalışan bir işçiyim.

Emek diyoruz ama günümüzde değeri yok. Öyle ki bazı siyasi oluşumların ortaya koyduğu yönetim ve kendini ayakta tutma gayretinden dolayı insanlara emeklerinin değersiz olduğunu empoze edebilmek için türlü yollara başvuruyorlar. Bizim karşımıza çıkan ve en kirli yüzünü gösteren şey de din ticareti.

Her cuma fabrikadan iki servis kalkıyor ve cuma namazına gidiyoruz. Organizede 2 cami var, her ikisinde de aynı şey yapılıyor. “Yediğiniz çanağa pislemeyin” felsefesini imam her vaazda işliyor, hiç değilse iki cümle ile illaki işçileri fırçalıyor. İşçiler de imamın söylediği diğer sözlerin doğruluğunun etkisiyle bunun da doğruluğuna inanıyor. Bu vaazlarda patronlara da sopa gösteriyormuş gibi yapsa da muhatapların (patronların) orada olmayışından dem vurup işçi üzerinden devam ediyor: “Sendikalara üye olmayın. Patronunuz size rızkınızı veriyor, rızkını sizinle paylaşıyor, milyonlar döküp şirket kuruyorlar, siz zarara uğratıyorsunuz” diyor. “Kapıda bas bas bağırıyorsunuz ‘isteriz, isteriz’ diye. Neyi, kimden istiyorsunuz? Allah’tan isteyin” gibi işçilerin beynini sulandıracak hikâyeler anlatıyor. Bu hikâyelerden rahatsız olan bir sürü işçi olmakla beraber savunup sahiplenen çok sayıda işçi de var.

Saygıdeğer imamımızın yediği naneler bununla da sınırlı kalmıyor. Direnişte olan hamile kadın işçilerin cami tuvaletini kullanmasından rahatsız olduğunu dahi söylemişti. Kadın işçilerin yaptıkları direnişin doğru olmadığını söyleyerek, camiye erkeklerin sık ziyaretinden dolayı bir daha camiye gitmemeleri gerektiğini, bu durumun hoş olmadığı gibi bir sürü şey zırvalıyor.

Bizler de karşısından bir sürü şey anlatıyoruz ama bizde hoparlör yok. Buna karşın sol ne yapıyor? Müslüman’a Darwin’in evrim teorisini anlatıyor. Karşındaki de kollarını açmış, ateist olmak için sana koşuyordu zaten. Arkadaşlar, kusura bakmayın ama sınıfta kalmaktan bıkmadık mı? Örgütlenmeye çalıştığın kesim din üzerine tartışma bile yapamayacağın bir sınıf. Bizim bakışımızı, stratejimizi, bu yoldaki yürüyüşümüzü değiştirmemiz gerekiyor. Ben inançlı bir arkadaşınız, yoldaşınız olarak herkesi daha derin düşünmeye davet ediyorum. İnanç hususundaki fikirlerinizi saklamanızı değil, sınıfın gözüne sokmaktan vazgeçmenizi istiyorum.

Düşüncelerim bundan ibaret. Okuyan, okumayan, doğru bulan, bulmayan, saygı duyan, duymayan herkese saygılarımla, hoşça kalın.

Yorumlar kapalıdır.