Lübnan’da kemer sıkma politikalarına karşı kitlelerin isyanı: Halk rejimin yıkılmasını istiyor!
Lübnan’da 17 Ekim Perşembe gününden bu yana hükümetin uygulamakta olduğu kemer sıkma politikalarına karşı ülke tarihinin en kitlesel seferberlikleri sürüyor. Özellikle başkent Beyrut olmak üzere ülkenin birçok şehrinde sokaklara çıkan kitleler kolluk güçlerinin göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullandığı müdahalelerine rağmen geri adım atmadı.
Seferberliklerin fitilini ateşleyen, hükümetin WhatsApp ve benzeri internet aramaları sağlayan uygulamaları günlük 0,20 dolar vergilendireceğini açıklaması olsa da arka planda çok daha yapısal sorunlar mevcut: Ekonomik kriz.
Bölgenin borç miktarı en yüksek olan ülkelerinden biri olan Lübnan’da, Saad Hariri hükümeti geçtiğimiz Nisan ayında ekonomik krizden çıkış doğrultusunda tüm düzen partileriyle ortaklaşarak kemer sıkma planlarını açıklamıştı. Krizin faturasını Lübnanlı emekçilere ödetmek doğrultusunda oluşturulan plan kapsamında devletin kamu harcamalarından elini çekmesi, kamuda ücretlerde kesintiye gidilmesi, emekçi halkın vergi yükünün artırılması gibi uygulamalar hedeflenmekteydi.
Halihazırda elektrik, su ve sağlık gibi en temel hizmetlere erişimde önemli noksanlıklar yaşayan Lübnan halkının bir de erişemediği bu hizmetler üzerinden daha fazla vergilendirilecek olması hükümete karşı öfkenin birikmesinin koşullarını yarattı. Ayrıca geçtiğimiz hafta ülkenin en büyük ormanlarında çıkan ve Lübnan doğasını önemli oranda tahrip eden yüzden fazla yangına, kamu harcamalarında kesintiye gidilmesinden ötürü hükümet tarafından yeterli müdahalenin gerçekleştirilmemiş olması da halkın hoşnutsuzluğunu tırmandıran etkenlerden bir diğeri.
Ekonomik krizin faturasını ödememek için kitlesel şekilde seferber olan Lübnanlı emekçilerin mücadelesi sonucunda hükümet, internet aramaları sağlayan uygulamaları vergilendirme planını geri çekmiş durumda. Aynı zamanda Başbakan Hariri bakan ve danışmanlardan 21 Ekim tarihine kadar ekonomik krize karşı bir program hazırlamalarını istedi. Ancak şu ana kadar hükümetin atmış olduğu bu geri adımlar kitlelerin sokakları boşaltmasını sağlamadı.
Çünkü Lübnanlı emekçiler mevcut krizi salt bir hükümet sorunu olarak değil bir düzen sorunu olarak görmekte. Kendiliğinden gelişen eylemlerin öfkesinin odaklandığı yer, neredeyse tamamı patronlardan oluşan, ülke kaynaklarının önemli bir miktarını kontrolü altında tutan ve yolsuzluğa bulaşmış olan düzen partileri. Bu nedenle de kitlelerin en temel sloganı 2010 yılından bu yana Kuzey Afrika ve Ortadoğu coğrafyasında sınıflar mücadelesinin dinamiğini belirleyen “halk rejimin yıkılmasını istiyor”.
Biz, İşçi Demokrasisi Partisi olarak, Lübnanlı emekçi halkın ekonomik krize ve mevcut rejime karşı sürdürmekte olduğu mücadeleyi destekliyoruz. Bu mücadelenin, 2010 yılında benzer taleplerle kıvılcımı yanan, 2019’da Sudan’da, Cezayir’de, Mısır’da ve Irak’ta sürmekte olan seferberliklerin bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Lübnan özelinde, mevcut düzenden, onun partilerinden ve emperyalizmden kopuşu hedefleyen, işçi sınıfının bağımsız politik hattını oluşturmayı gündemine alan bir mücadele programının oluşturulabilmesinin, kitle hareketinin hükümete attırmış olduğu geri adımı garanti altına almasının ötesinde seferberliklerin sürdürülmesinde de önemli bir yere oturduğuna inanıyoruz. Bu noktada Lübnanlı sosyalistlere ve sınıf örgütlerine önemli bir sorumluluk düşmekte. Bizler, tüm devrimci enternasyonalistleri, Lübnan halkının seferberliğiyle bu doğrultuda dayanışmaya davet ediyoruz.
İşçi Demokrasisi Partisi
20 Ekim 2019
Yorumlar kapalıdır.