Arjantin: Sol Cephe’den koronavirüs krizine dair açıklama

Arjantin’de devrimci sol partilerin ittifakı olan Sol – Cephe – Birlik (FIT-U), koronavirüs krizine ilişkin bir açıklama yayımladı. Sol Cephe – Birlik (FIT-U) İşçi Demokrasisi Partisi’nin (İDP) Arjantin’deki kardeş partisi Sosyalist Sol (IS) ve PTS (Sosyalist Emekçilerin Partisi), PO (İşçi Partisi) ve MST’den (Emekçilerin Sosyalist Hareketi) oluşuyor. FIT-U’nun açıklamasını sizlerle paylaşıyoruz.

1- Arjantin hükümeti 24 valinin de desteğiyle 20 Mart’tan 31 Mart’a kadar ülke genelinde karantina ilan etti. Devlet başkanı Alberto Fernandez ve bakan Gines Gonzalez Garcia salgını hafife alma noktasından, böyle aşırı bir önlem alma noktasına geldiler. Karantinanın koronavirüse karşı mücadelede nasıl bir stratejik planın parçası olduğu açıklanmazken, virüsün kimlere bulaştığını tespit etmek için çok sınırlı sayıda test yapılıyor. Karantina ilan edilmeden önce, yayılan pandeminin durdurulması için gerekli önlemlerin alınmasını talep eden işçiler, temel olmayan sektörlerde üretimi durduruyordu. Bu talepler hala gündemde ve Techint emekçileri, Santa Cruz madencileri, alışveriş merkezi çalışanları iş bırakmaya devam ediyor. Gerçek şu ki, Arjantin’in kamu sağlık sistemi, farklı hükümetler tarafından gerçekleştirilen bütçe kesintileri ve emekçilerin güvencesizleştirilmesi politikası nedeniyle ağır hasar görmüş halde. Mevcut hükümet dâhil bütün bu hükümetler, dolandırıcılık üzerine kurulu dış borcu hiç sektirmeden ödediler, ancak kamu sağlık sektörü lehine hiçbir adım atmadılar. Bu nedenle, her şeyden önce, koronavirüsün tetiklediği ekonomik ve mali krizin bedelini, işçiler ve halkın değil, kapitalistler, büyük işadamları, çokuluslu şirketler ve bankaların ödemesi gerektiğini ifade ediyoruz. Dolandırıcılık üzerine kurulu dış borcu ödemeyi bırakmanın zamanı geldi: Ülkenin kaynakları pandemiyle mücadele etmek için ve işçilerin ve halkın çıkarlarını esas alan bir üretim planı oluşturmak için kullanılmalıdır.

2- Milyonlarca işçinin ve diğer halk kesimlerinin, sırtlarına yüklenen krizin ağır bedeli karşısında yaşadığı endişeyi paylaşıyoruz. Neden dış borç ödemeleri durdurulup, hastanelere ve sağlık personeline gerekli kaynaklar tahsis edilmiyor? Kaynaklar neden sağlık sistemine aktarılmıyor da spekülatörlere ve işverenlere öncelik veriliyor? Durumu tam olarak anlamak ve buna göre hareket etmek için neden gerekli sayıda test tedarik edilmiyor? İşten çıkarma ve açığa almalar neden yasaklanmıyor? Neden günübirlik işler yapanların ve en savunmasız kesimlerin geçimini sağlamak için hiçbir önlem alınmıyor? En ağır etkilenen kesimler neden elektrik, gaz faturası ve kira ödemek zorunda bırakılıyor? Hükümet neden şirketleri sigortasız ve güvencesiz çalışanların ücretlerini garanti etmeye zorlamıyor, ya da neden kendi hesabına çalışanlara destek sağlamıyor? Bu zorlu durum karşısında, Alberto Fernandez hükümeti önceki başkan Macri’nin 2019 bütçesiyle ülkeyi yönetmeye devam ediyor; çünkü yeni bir bütçe yasası hazırlanması için önce borç konusunda pazarlık yapılması şart koşulmuştu. Kaç yoğun bakım yatağı olduğu ve bunların ne kadar artırılacağı, karantina altındaki ağır olmayan hastalara yeni hastane tahsis edilip edilmeyeceği, yeni solunum cihazları alınıp alınmadığı, Ulusal Laboratuvarlar ve Sağlık Kurumları İdaresi’ne (Malbran) bağlı çalışacak 35 laboratuvarın ne zaman faaliyete geçeceği ve sağlık planının diğer boyutları konusunda henüz hiçbir açıklama yok.

Sosyal yardım ödemeleri artırılmıyor, işten çıkarmalarla beraber maaş kesintisi veya maaş ödememe durumlarıyla karşı karşıyayız, sadece Ocak ayında 42 bin kişinin işini kaybettiği belirtiliyor.

Karantina ilanıyla birlikte, toplanma hakkına sınırlamalar getirildi ve güvenlik güçleri yaygın bir şekilde konuşlandırıldı; bu da işçilerin yaşam koşullarını ve işlerini savunma hakkını, “temel hizmetler”de çalışan emekçilerin koruyucu önlemler talep etme gücünü sınırlıyor. Ve aynı durum geçimini sağlamaya çalışan farklı halk kesimleri için de geçerli; özellikle de, kimi kentlerde nüfusun %5 ila %10’una denk gelen, sokakta veya aşırı kalabalıkta yaşayan kesimler için. Onlarca fabrika ve işyerindeki emekçiler, işverenlerin umarsızlığı karşısında karantina tedbirlerine uyulmasını talep ediyor.

3- Koronavirüs pandemisi dünya kapitalist krizini tetikleyen bir unsur oldu. Pandeminin yol açtığı buhran nedeniyle, ILO’ya göre, en az 25 milyon insan daha işsiz kalacak. Dünya eskisi gibi olmayacak. Ancak emperyalizm ve IMF, her zaman olduğu gibi, büyük işadamları ve çokuluslu şirketler için milyonluk kurtarma paketleri öneriyor ve kapitalist krizin bedelinin dünya halklarına ödetilmesini savunuyor. Pandemi, sağlık sistemlerinde yapılan kesintilerin ne kadar korkunç sonuçlar yarattığını ortaya koydu. Son on yılda İtalya’da hastanelerde 37 milyar avro kesinti yapıldı. İngiltere ve İtalya’da hastanelerdeki yatak sayısı %30 azaldı. Amerika Birleşik Devletleri’nde nüfusun üçte biri sağlık sigortasına sahip değil. Macri’nin dört yılı boyunca yönettiği Arjantin’de ulusal sağlık bütçesi bu süreçte reel olarak %25 küçüldü; 2003’ten bugüne Peronistlerin veya Macri’cilerin yönettiği Buenos Aires eyaletindeyse sağlık bütçesi %5 azaltıldı. Benzer bir durum tüm eyaletlerde yaşandı. Bu nedenle Ulusal Laboratuvarlar ve Sağlık Kurumları İdaresi gibi farklı hastane ve kurumlardaki sağlık personeli, kaynak eksikliği, güvenlik sorunları ve iş sözleşmesi sistemi nedeniyle protestolar gerçekleştiriyor. Alberto Fernandez’in karantina uygulamasını açıkladığı esnada insanlar sağlık çalışanlarının emeklerini alkışlıyordu; İtalyan kentlerinde, Madrid’de ve başka başkentlerde gerçekleştirilen bu alkış eylemi aslen sağlık emekçilerinin talepleri tam olarak karşılandığı zaman hedefine ulaşacaktır.

Hükümet tarafından sağlık bütçesine ek olarak açıklanan acil durum ödeneği son derece düşük: Sadece 1,7 milyar Arjantin pesosu. Oysa yeni hükümet göreve başladığından beri her gün dış borç için bu miktarın iki katını ödüyor. Buenos Aires valisi Kicilloff 250 milyon dolar borç ödemesi yaptı, merkezi hükümet geçen ay faiz ödemelerine 40 milyar peso ayırdı ve 2019 sonunda kabul edilen Acil Durum Yasası’nda yine faiz ödemlerine 4,5 milyar dolar ayrıldı. Hükümet emekli maaşlarında kesintiye giderken, petrol ve madencilik şirketlerinin vergi borçlarını affediyor ve bankaların gelir vergisini erteliyor. Demek ki hükümetin öncelikleri belli.

4- Hükümetler durumdan istifade edip, güvenlik güçlerinin ve silahlı kuvvetlerin sokağa hâkimiyetine olanak tanıyan ulusal acil durum ve olağanüstü haller ilan ederek her türlü protestoyu engelliyor ve sosyal hayatı zapturapt altına alıyor. Bütün iktidar yürütme erkinde yoğunlaşıyor ve Arjantin’de de görüldüğü üzere sözde “cumhuriyetçi” Fernandez ve valilerin emriyle kongreler ve yasama organlarının işleyişi askıya alınıyor. Hükümet “evde kalın” çağrısı yapıyor, ama kamu sağlığı sistemindeki yıkımı aşmaya uğraşmıyor ve krizle mücadele etmek için yapısal önlemler almıyor. Kısmen bile olsa emekçi kitlelerin sorunlarını ortaya koymaktan uzak duran CGT (Genel Emek Konfederasyonu) ve CTA (Arjantin Emekçileri Merkezi) ise, bu krizin faturasının da işçilere kesilmemesi için tam da işbirlikçi tutumlarından vazgeçmeleri ve işçilerin talep ve şikayetlerini sahiplenmeleri gereken bir zamanda, hâlâ hükümeti desteklemeye devam ediyor.

5- Sol Cephe – Birlik olarak biz, karşımızdakinin pandemi ve kamu sağlığı krizi olduğu kadar ekonomik, sosyal ve politik bir kriz olan bu durum karşısında, antikapitalist ve sosyalist bir program savunuyor ve şunları öneriyoruz:

  • Kaynaklar dış borç ve IMF ödemeleri için değil, devlet hastanelerinin ihtiyaçları, yatak kapasitesinin arttırılması, teknik ekipman, doktor ve sağlık çalışanlarının ücretlerinin artırılması için harcanmalıdır.
  • Sağlık sistemi ülke çapında birleştirilmeli ve merkezileştirilmeli, kamu, özel, sosyal hizmet ve üniversite sistemlerinin tüm kaynakları, işçilerin ve sağlık çalışanlarının kontrolünde bir araya getirmelidir. İşçilerin katılımıyla merkezi ve yerel acil durum (veya kriz) komiteleri oluşturulmalı, ülke çapında testler yaygınlaştırılmalı ve denetimler uygulamaya konulmalıdır.
  • Eyaletlerin, belediyelerin ve Ulusal Laboratuvarlar ve Sağlık Kurumları İdaresi’nin malzeme, test kitleri ve teknik ekipmanı derhal tedarik edebilmesi, uzman personelin sayısının artırılması ve sahra hastaneleri inşaatı için kamu sağlığına ayrılan bütçe ulusal düzeyde derhal üçe katlanmalıdır. Pandemiye yüksek düzeyde maruz kalan sağlık çalışanlarının izin, çalışma koşulları ve biyogüvenlik gibi talepleri karşılanmalıdır.
  • Ülke genelinde işten çıkarmalar ve açığa almalar yasaklanmalıdır. Mevcut çalışma saatleri tüm çalışanlar arasında paylaştırılmalıdır. Kayıt dışı çalışan emekçilere çözüm sunulmalıdır. İşsizler ve geliri 30.000 pesonun altında kalan serbest çalışanlar için sigorta uygulamasına geçilmelidir. Acil durum süresince elektrik, su, gaz ödemelerinden muafiyet sağlanmalıdır. Asgari maaş, emeklilik ve sosyal yardım ödemeleri artırılmalıdır. Maaşlar enflasyona endekslenmelidir. Yemek ödemeleri koşulsuz olarak ikiye katlanmalıdır. Aşevlerinde söz verilen gıda yardımları uygulanmalıdır. Evsiz ve sokakta yaşayan nüfus için özel bir program geliştirilmelidir. Acil durumlarda boş binaların geçici olarak işgal edilmesine yasal olarak izin verilmeli ve sıhhi koşullara sahip yeni toplu konut inşaatı planları yürürlüğe konmalıdır.
  • Dezenfektan jellerde, belirli gıda ve ilaçlarda spekülatif ticaret ve satış durdurulmalıdır. Bu ürünlerin kamusal ihtiyaç maddesi olduğu açıklanmalı, kamulaştırılıp ücretsiz bir biçimde dağıtımları sağlanmalıdır.
  • Gerçek üretim maliyetlerine göre, ürün fiyatlarının tavan fiyatları halk kontrolünde belirlenmelidir. Fiyatlar yılın başındaki düzeye çekilmeli, fiyat arttıranlar cezalandırılmalı ve bunların elindeki temel ürün ve gıdalar ihtiyacı olan milyonlarca insana ulaştırmak için kamulaştırılmalıdır.
  • Dış borç ödemelerine hayır! Ülke kaynakları ülkenin içinde bulunduğu acil durum için kullanılmalıdır. Bankacılık, dış ticaret, petrol / doğal gaz sektörü ve stratejik kaynaklar işçilerin kontrolünde kamulaştırılmalıdır. Acil durumda krizle baş edebilmek için büyük işadamlarına, bankalara, oligarşiye ve çokuluslu şirketlere özel vergiler uygulanmalıdır. İşçi ve emekçilerin çıkarlarını gözeten bir ekonomik plan hayata geçirilmelidir.
  • Tüm işyerlerinde hijyen ve temizlik komiteleri kurulmalı, bu komiteler gerekli olmayan veya gerekli güvenlik önlemlerine uyulmayan tüm faaliyetlerin durdurulabilmesi yetkisine sahip olmalıdır. Üretim, sağlık acil durumunun gereklerine göre, işçilerin kontrolü altında yeniden düzenlenmelidir.
  • İşçi sınıfının örgütlenme ve toplantı hakkı sınırlandırılamaz! İşçi meclisi ve toplantılarına sınırlama getirilemez. Söz konusu toplantılar, gerekli tüm sıhhi önlemlerin alınmasıyla serbestçe gerçekleştirilebilmelidir. Demokratik özgürlüklerimize hiçbir sınırlama getirilemez.

Sol Cephe – Birlik, 21 Mart 2020

Sosyalist Emekçilerin Partisi (PTS) – İşçi Partisi (PO) – Sosyalist Sol (IS) – Emekçilerin Sosyalist Hareketi (MST)

Yorumlar kapalıdır.