Tarihte bu ay | 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi: Rantçılar için fırsat

Türkiye’nin 20. yüzyılda yaşadığı en yıkıcı deprem olan 17 Ağustos depremi arkasında en az 20 bin ölü (bazı kaynaklar bu sayının 50 bin civarında olduğunu ileri sürüyor), 100 bine yakın yaralı, 600 bin evsiz bıraktı. Bu korkunç bilançonun sebebi neydi? Depremin geleceği bilinmiyordu denemez: Adapazarı bölgesi 1943, 1957, 1967 senelerinde şiddetli depremler yaşamıştı ve bu bölgede 30 yılda bir büyük depremlerin olduğu kayıt altına alınmıştı.

17 Ağustos, doğal bir afetin kapitalist bir ekonomiyle birleştiğinde ne denli trajik tahribatlara yol açabileceğinin bir kanıtıdır. O gün iktidarda olan hükümet işçi düşmanı politikalarıyla, bu doğal afeti bir sosyal afete dönüştürmeyi başarmıştır: Hem hiçbir önlem almayarak, hem senelerce müteahhitlerden rüşvet alarak kötü yapılara izin vererek, hem de depremi emekçilere saldırmak için bir bahane olarak kullanarak.

Depremin ardından müteahhitlere açılan 2100 davanın 1800’ü düşürüldü, geri kalan 300 davanın yaklaşık 100 tanesinden ceza kararı çıktı. Verilen cezaların büyük kısmı ertelendi, kalan davalar ise zaman aşımına uğradı. DSP-MHP-ANAP hükümeti bununla da kalmadı ve deprem ülke gündemini işgal etmişken meclisten mezarda emeklilik yasa tasarısını alelacele geçirdi.

1999 depreminin ardından alınan birtakım önlemler de yine sermaye birikiminin bir aracı haline getirildi ve özellikle AKP hükümetleri bu konuda başarılı oldu: Deprem sigortaları komisyon kazancı eliyle kâr kapılarına döndü, kentsel dönüşüm projelerinin altında kaçak yapılar inşa etmekle ün yapmış binlerce müteahhite yüz binlerce yeni konut yaptırıldı ve bu alanlardan rant sağlandı. Deprem vergileri hortumlandı, bir kuruşu dahi işçi ve emekçiler için güvenli konutların yapılması için harcanmadı.

Bugün İstanbul yeni bir deprem bekliyor. İzmit bir sanayi bölgesi olduğu için, 17 Ağustos depremi işçileri vurmuştu; beklenen İstanbul depreminin de işçileri, yoksulları, kadınları vuracağı açık değil mi? İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul’da durumun 1999’da İzmit’teki durumdan daha kötü olduğunu raporlayalı birkaç yıl oldu! AKP’nin denetimsiz ve yandaşları semirtme odaklı inşaat politikaları, İstanbul’u 15 milyonluk bir şantiyeye dönüştürmüş durumda.

Yeni 17 Ağustosların durdurulabilmesi için kâr ve rant amaçlı kentsel dönüşüme son verilmesi, boş arazi ile konutların işçi denetiminde kamulaştırılması, yoksulları merkezine alan planlı bir kentleşme stratejisinin güdülmesi, kamu kaynaklarıyla depreme dayanıklı konutların inşasına başlanması yakıcı bir gündem halini almış durumda.

Yorumlar kapalıdır.