Köylerde uzaktan eğitim sorunu

Merhaba Gazete Nisan okurları,

Biz birkaç işçi arkadaşla, işçi kenti Manisa’da işçiler her türlü sorunlarına ortak çözüm bulabilsinler diye sosyal medya üzerinden Kardeş İşçiler isminde sayfa oluşturmuştuk. Pandemide hastalanan, işsiz kalan, geçinemeyen arkadaşlarımızın sorunlarını birlikte tartışıyor, çözümler arıyorduk. Okulların uzaktan eğitimle açılacağı açıklanınca köylerde ikamet eden işçi kardeşlerimiz “Bizim evlatlarımız eğitime nasıl ulaşacaklar?” diye endişelerini dile getirdiler. Kardeş İşçiler olarak, dayanışma amacıyla köylerdeki kardeşlerimizin sesini duyurabilmek için birçok köyün olduğu Yunt Dağı denilen bölgede ziyaretlerde bulunduk. Yaptığımız görüşmelerde oldukça fazla sorunla karşılaştık. Köylerde internet erişimi çok kısıtlı, birçok evde yarım yamalak çekiyor. Öğrenciler sürekli yayının kesildiğini, dersi anlayamadıklarını anlattılar. Aynı evde üç kardeş öğrenci vardı. Ders saatlerinin çakıştığını, bir tek babalarında akıllı telefonu olduğunu, babaları da çalışmaya mecbur olduğu için çoğu zaman telefonu onlara bırakamadığını anlattılar. Kardeşlerden 4. sınıf öğrencisi olduğunu ileten küçük kardeşimizin ağzından “Telefonu ben kullanırsam küçük kardeşlerim çalışamaz ki” cümlesini duyduğumuzda küçücük çocuğun aldığı sorumluluk hepimizin gözlerini doldurdu. Fakat maşallah eğitim bakanımız bu durumdan hiç rahatsızlık duymuyor olmalı ki milyonların karşısında rahatça sırıtabiliyor.

Yine köylerden birinde iki küçük öğrenci vardı. Babaanne ve dedeleriyle beraber evlerinde ağırladılar bizleri. Babaanne ve dede diyorum, çünkü hem anne hem baba fabrikalarda işçi. Çocuklardan biri 3. sınıf, diğeri 1. sınıf öğrencisiydi. 3. sınıf öğrencisi çocuk gururla göğsünü şişirip “Ben telefonla yayına bağlanmayı öğrendim ki amca” dedi. “Alıyorum kardeşimi de, çıkıyoruz evin yanındaki tepeye. Hem kardeşime ben de öğretiyorum okumayı yazmayı. Yanlış yaptığı zaman hemen düzeltiyorum amca ben,” dedi. “Neden evde yapmıyorsunuz?” diye sordum, “Çekmiyormuş evde, bağlanılmazmış, babam öyle söyledi,” dedi ufaklık. Onların da dersleri aynı saatlere denk geliyormuş çoğu zaman. Aile büyükleri “Okula göndersek hastalık var evladım. Böyle de bir şey öğrenemiyor çocuklar, vallahi şaştık kaldık. Köyde kalsalar çiftçilikle ömür bitiyor. Eskisi gibi insanın gelirine de yetmiyor. Kara kara düşünüyoruz ne yapacağımızı,” dediler. Bu ülkede böyle çaresiz kalmamalı insanlar. Muhakkak akılcı bir çözüm üretilmeli. Çok ama çok acil bir şekilde!

Yorumlar kapalıdır.