Tarihte bu ay: 1 Kasım 2015 sopalı seçimleri

Türkiye 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından aslında Haziran 2019’da yapması gereken bir seçimi, 1 Kasım 2015’te yapmaya zorlandı. Türkiye’nin oldukça kısa bir zaman sonra, bir kere daha seçim yapmaya zorlanmasının sebebi, kasımdan beş ay önce AKP’yi, ona mecliste çoğunluğu verecek derecede seçmemiş olmasıydı. Özetle toplum AKP’ye dönük duyduğu güven yitimini seçimle ifade etti; “milli iradenin” 7 Haziran 2015’te ortaya koyduğu iradeyi beğenmeyen AKP ise toplumu bu güven yitimini yeniden değerlendirmeye “davet etti”: Ülke “birdenbire” eşine az rastlanır bir şiddet, saldırı ve baskının sahnesine dönüverdi.

7 Haziran seçimlerinde, AKP’nin parti olarak seçime girmesini istemediği HDP %13 oranında oy aldı. Böylece hiçbir siyasi parti tek başına iktidar olabilmek için gerekli olan 276 milletvekili sayısına ulaşamadı. Bunun anlamı AKP’nin başkanlık rejiminin inşası için gereken meclis çoğunluğuna sahip olmadığıydı. 

Başkanlık rejimini rıza yoluyla tesis edemediğini gören AKP daha haziran ayının başında taktik değiştirdi ve yüksek ihtimalle ileride tarihçiler tarafından Türkiye tarihinin en karanlık beş ayı olarak anılacak olan süreç böyle başladı. 

5 Haziran’da HDP’nin Amed (Diyarbakır) mitingine saldırı yapıldı. Beş kişi yaşamını yitirdi. 17 Temmuz’da Erdoğan çözüm sürecini tanımadığını ilan etti. Hemen üç gün sonra, 20 Temmuz’da, IŞİD üyesi olduğu söylenen bir canlı bomba, Suruç’ta 34 sosyalist genci katletti. Suruç Katliamı’ndan iki gün sonra Ceylanpınar olayı yaşandı: Urfa’da iki polis evlerinde öldürüldü. Bu olay özelde Kürt hareketinin, genelde ise iktidarın bütün muhaliflerinin toplumun gözünde suç unsuru haline getirilmesi için kullanıldı. Bu sırada bir AKP-CHP koalisyonu ihtimali çoktan çöpe atılmıştı. 10 Ekim günü Türkiye, kendi tarihinin en kanlı bombalı saldırısına tanıklık etti. Barış Mitingi’ne yapılan saldırıda 107 kişi yaşamını yitirdi. Davutoğlu 20 Ekim’de meşhur “AK Parti giderse beyaz Toroslar gelir” açıklamasını yaparak, bir kere daha Kürtlere ve muhaliflere gözdağı verdi.

Sonuç? 1 Kasım sopalı seçimlerinde toplum ellerini havaya kaldırmaya ve teslim olmaya zorlandı. AKP 317 milletvekili elde etti parlamentoda. Ancak Erdoğan yine de dilediğini alamadı. Onun hedefi yalnızca meclis çoğunluğu değil, aynı zamanda HDP’nin de %10’nun altında bırakılarak meclisten kovulmasıydı. Erdoğan ne yaparsa yapsın HDP’nin yeniden %10’un üzerine çıkarak meclise girmesini engelleyemedi.

7 Haziran 2015 ile 1 Kasım 2015 tarihleri arasında Türkiye’de iktidar eliyle sayısız suç işlendi. Bu suçların sorumluları yargı karşısına çıkarılmaksızın Türkiye’de demokrasiden herhangi bir şekilde bahsedebilmek mümkün olamaz.

Yorumlar kapalıdır.