Arjantin’de kürtaj yasası için ilk kazanım sağlandı, sırada Senato oylaması var!

Arjantin’de kadınların yasal, ücretsiz ve güvenli kürtaj talebiyle sürdürdüğü mücadele geçtiğimiz cuma günü (11 Aralık) kürtaj yasasının Temsilciler Meclisi’nde 117’ye karşı 131 oyla kabul edilmesiyle önemli bir kazanım elde etti. Böylelikle tasarının yasalaşması yolunda ilk adım atıldı. Şimdi sırada 29 Aralık’ta gerçekleşecek Senato oylaması var. “Yasalar parlamentoda tartışılır haklar ama sokakta kazanılır” diyen kadınlar bu yüzden sokaklardan geri adım atmıyor ve yasa tasarısı 29 Aralık’ta Senato’da da onaylanana kadar dayanışmayı yükseltmeye çağırıyor.

Aşağıda İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal’in Arjantin seksiyonu Sosyalist Sol’un geniş kadın örgütlenmesi olan ve Kürtaj Hakkı İçin Ulusal Kampanya’nın içinde yer alan Isadora – Mücadeledeki Kadınlar üyesi Mercedes Trimarchi ile sürece ilişkin gerçekleştirdiğimiz kısa değerlendirmeyi siz okurlarımızla paylaşıyoruz.

Kadın Dayanışması: Kürtaj yasa tasarısı Arjantin’de kadınların ısrarlı mücadelesi sonucunda Temsilciler Meclisi’nde kabul edildi. Arjantin’de feminist hareketin bu kazanımı Türkiye’de de büyük coşku ve mutluluk ile karşılandı. Şimdi biliyoruz ki sırada Senato oylaması var. Bize bundan sonraki süreci aktarabilir misin?

Mercedes Trimarchi: Arjantin parlamentosu iki meclisten oluşuyor. Biri Temsilciler Meclisi, diğeri ise Senato. Bir yasanın geçmesi için her ikisi tarafından da onaylanması gerekiyor.

2018 yılında Temsilciler Meclisi tarafından onaylanmıştı ama Senato’dan geçememiş ve dolayısıyla yasalaşmamıştı. Geçtiğimiz cuma ise yine Temsilciler Meclisi’nde onaylandı ve şimdi tekrar Senato’nun önüne gidecek. O yüzden şu an biz bu süreci “yarı onaylandı” şeklinde ifade ediyoruz. 29 Aralık’ta Senato’da görüşülecek, onaylanırsa da yasalaşmış olacak. Eğer Senato’da onaylanmazsa da yasalaşmamış olacak ve 2018’deki gibi tekrar başa dönmüş olacağız. Kamudaki görüşlere ve Senato’daki oy eğilimlerine baktığımızda Senato’dan da geçecek gibi görünüyor ama tabii ki bunu 29 Aralık’ta net olarak göreceğiz.

KD: Temsilciler Meclisi’nden geçen yasa tasarısı ile Ulusal Kampanya’nın önerdiği yasa tasarısı arasında bir fark var mı?

MT: Temsilciler Meclisi’nden geçen kürtaj yasası ile Ulusal Kampanya’nın önerdiği kürtaj yasa tasarısı birbirine çok benzer. Her ikisi de gönüllü kürtajın 14. haftaya kadar hem devlet hastaneleri hem de özel kliniklerde ücretsiz, yasal ve güvenli olarak yapılabileceğini öngörüyor.

Aralarındaki tek ama önemli bir fark, Ulusal Kampanya olarak önerdiğimiz yasa tasarısında “vicdani ret” maddesinin olmamasıydı; ancak Temsilciler Meclisi’nden geçen yasada bu “vicdani ret” maddesi var. Bu da şu demek oluyor: Bireysel olarak doktorlar, dini gerekçelerle kürtaj yapmak istemezlerse yapmayabiliyorlar. Benzer şekilde bu madde özel kliniklere de kürtaj yapmayı tamamıyla reddetme seçeneği sunuyor ve bu yüzden herhangi bir cezai yaptırıma maruz kalmayacaklar. Devlet hastanelerinde, topyekûn reddetme durumu söz konusu değil ama burada görev yapan doktorlara da bireysel olarak ret seçeneği sunuluyor.

KD: Peki, bu durumda bu maddenin kürtajın fiilen önüne geçme tehlikesi taşıdığını söyleyebilir miyiz?

MT: Bu vicdani ret maddesi zaten Başkan Alberto Fernández ve kilisenin işbirliği üzerinden tasarıya eklendi. Bunun için özellikle bir baskı uygulayarak lobi faaliyeti yapıldı ki yasa tasarısında bu madde olsun. Ancak şöyle bir şey var; bir klinik topyekûn reddedebilir, bunun cezai yükümlülüğü yok ama devlet hastanesinde topyekûn reddedilmesi mümkün değil. Eğer o devlet hastanesinde tüm doktorlar bireysel olarak kürtaj yapmayı reddederse, devlet oraya kürtajı yapabilecek bir doktor atamakla yükümlü olacak.

KD: Bu yoğun gündeminiz içinde fırsat bulup zaman ayırdığın için çok teşekkür ederiz. 2020’yi kadınların bu önemli kazanımıyla kapamak için 29 Aralık’ı heyecanla bekliyoruz. Dayanışmayla!

Yorumlar kapalıdır.