İş cinayetleri politiktir: 2020 yılında en az 2427 işçi hayatını kaybetti

2020 yılında en az 2427 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) yayınladığı rapora göre son 20 yılın en yüksek iş cinayetleri sayısıyla karşı karşıyayız. Kayıpların istihdam dağılımına baktığımızda; yüzde 83’ü işçi ve memur gibi ücretli çalışanlardan oluşurken, yüzde 17’lik kesim ise kendi hesabına çalışan esnaf ve çiftçilerden oluşuyor. İşkolu dağılımına baktığımızda en çok cinayetin yüzde 18 ile tarım ve orman çalışanlarında olduğunu, bunu sırasıyla yüzde ile 15 inşaat, yol; yüzde 14 ile sağlık; yüzde 12 ile ticaret, büro, eğitim ve yüzde 10 ile taşımacılık işkollarının takip ettiğini görüyoruz.

Geçen seneki istatistiklerde sıralamada olmayan sağlık çalışanları maalesef pandeminin etkisi ile sarsıcı bir artışa maruz kaldılar. Türk Tabipleri Birliği ve sendikaların Covid-19’un meslek hastalığı olarak tanınması talebinin ne kadar da önemli ve acil bir talep olduğunu acı bir şekilde deneyimlemiş oluyoruz. Ayrıca, 2020 yılındaki iş cinayetlerinin yüzde 30’unun Covid-19’dan kaynaklı ölümler olduğunu görüyoruz. Göstermelik olarak alınan kapanma ve hayatı durdurma önlemlerinin işçi ve emekçilere uygulanmaması, patronların Vestel, Dardanel gibi çeşitli fabrikalarda işçileri  işyerlerine kapatarak çalıştırmaları bu tablonun oluşmasına neden oldu.

Siz hiç iş cinayetine kurban giden patron gördünüz mü?

İşçi cinayetleri bir istatistikten ibaret olmayan, içinde on binlerce acıyı barındıran politik bir olgudur.

2020 yılında pandeminin de etkisiyle işçi cinayetleri rekor bir düzeye ulaştı. “Virüs sınıf farkı tanımıyor” söylemlerinin yalan olduğunu, çalışmak zorunda bırakılan işçilerin hastalığa en çok yakalanan kesim olmasında ve Covid-19 kaynaklı ölümlerin çoğunun işçi ve emekçilerden oluşmasında görmekteyiz. İş cinayetleri belirli önlemlerle asgariye indirilebilecekken patronların kâr hırsı ve sınıfsal dürtüleri yüzünden bu mesele bizler için önemli bir mücadele alanı haline gelerek politikleşmektedir. İSİG önlemlerinin azami dikkat gösterilerek uygulanması, işyerlerinde salgın komiteleri kurularak bu komitelerin denetiminin işçilerde olması, önlemlerin işçiler ve sendikalar tarafından denetlenebilir olması mücadelemizin önemli talepleri.

Güvencesiz ve sendikasız çalıştırmanın yaygın olduğu işyerlerinde patronların yeterli önlemleri almamaları iş cinayetlerinin temel nedeni. İşçi ölümlerinin yüzde 94’ünün sendikasız işyerlerinde yaşanması bunun açık bir işareti. Bu durum bile başlı başına bir mücadelenin konusu olmaktadır. Cargill’de, Baldur’da, PTT’de, Döhler’de halihazırda sendika hakkı için yapılan bütün mücadeleler işçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelemizin de birer parçası olarak kazanımla sonuçlanmayı hak ediyor.

Yorumlar kapalıdır.