Aşısız, desteksiz tam kapanma olmaz! Herkese ekonomik destek, acil aşı!

Türkiye’de nisan ayında 8,7 milyon test sonucu 1,5 milyon yeni vaka açıklandı. Bu, test yapılan her 100 kişiden 17,3’ünün pozitif çıktığı anlamına geliyor. Fikir vermesi için; ilk bir yılda bu oran 100 kişide 8,2 idi. Son bir ayda iki kattan fazla artış yaşamışız! Dünyada en fazla vaka ve ölüm yaşanan ABD’de bu oran 7,4. Hastalıktan kırılan Hindistan’da 6,6. “Kıskanç” Almanya’da 6,1. Esnafı “kan ağlayan” Japonya’da 4,9! Nisan ayında en az 8594 insanımız da Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Bu tabloya göre Türkiye’de nisan ayında her gün ortalama 50 bin kişi hastalığa yakalandı, her gün 286 kişi öldü.

İşte bu koşullar altında 30 Nisan’dan itibaren geçerli olmak üzere 17 günlük -aslında kapananların istisna, çalışmaya devam edenlerin çoğunlukta olduğu- bir “tam” kapanma kararı geldi. Salgında en az insani kaybı vermek, sürdürülebilir ve yönetilebilir bir sonuç elde edilmek isteniyorsa en az 28 günlük tam kapanma dışında bir yol olmadığı başta TTB ve benzeri meslek kuruluşları olmak üzere, konunun uzmanı kurum ve kişiler tarafından zaten ifade ediliyordu. İktidarın aldığı 17 günlük kapanma kararı sadece süresi bakımından değil kapsamı bakımından da gerekli kapanma ihtiyacını karşılamaktan uzak. En az 28 günlük tam kapsamlı kapanma!

Tam kapanmanın salgını sona erdirmek için bir yol olmadığı, sadece toplumsal bağışıklığı sağlayacak aşının nüfusun en az yüzde 70’ine yapılana kadar kayıpları en azda tutmak ve salgını yönetebilmek için bir zaman kazanma uygulaması olduğu bir gerçek. Eğer etkin aşılama olmazsa 17 günlük kapanma sonrası vaka ve ölüm sayılarının artması kaçınılmaz. Ne yazık ki Sağlık Bakanı “önümüzdeki iki ay aşı tedariki açısından zor geçecek” diyerek kapanma sürecine yaygın bir aşılamanın eşlik etmeyeceğini itiraf etmiş oldu. Öyle ki elde yeterli aşı olmadığı için mevcut iki aşı arasındaki süreler dahi dört haftadan sekiz haftaya uzatıldı. Tam kapanma ancak etkin ve yaygın bir aşılamayla anlam kazanabilir. Derhal herkes için etkin, yaygın, acil aşılama!

Herkese ekonomik destek sunmadan kapanma olmaz. Başta işçiler, emekçiler, küçük esnaf olmak üzere tüm toplum kesimleri, borçlandırarak değil karşılıksız olarak desteklenmeli. Hiç kimse gelirsiz, aç ve açıkta kalmamalı. Herkese gelir güvencesi!

Salgın, ekonomik kriz ve kapanmalar bahane edilerek işten çıkarma, ücretsiz izin, hileli iflas uygulamalarına izin verilmemeli. İşten çıkarma, Kod-29 dahil, hiçbir bahane ve gerekçe söz konusu olmadan, gerçekten yasaklanmalı. Ücretsiz izin uygulamasına son verilmeli. İşsizler için yeniden iş bulana kadar en az asgari ücret düzeyinde destek ödemesi yapılmalı. Çalışma saatleri ücrette kesinti olmadan kısaltılmalı, on milyonu aşkın işsize iş sağlanmalı. Herkese iş ve iş güvencesi!

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ultra zenginler salgına ve ekonomik krize rağmen servetlerine servet kattılar. Buna rağmen bu ultra zenginler işsizlik fonunu kullanmaya, devletten her türlü teşviki ve desteği almaya, Yap-İşlet-Devret (YİD) gibi ödeme garantili projelerle, kollarını oynatmadan, milyarları kasalarına indirmeye devam ediyorlar. İşsizlik fonunun işçiler dışında kullanımına hemen son verilmeli! Bütün YİD projeleri derhal ve tazminatsız kamulaştırılmalı, yeni YİD projelerine izin verilmemeli! Ultra zenginlerden servet vergisi alınmalı! Kamu kaynakları emekçiler ve üretim için kullanılsın!

Salgın nedeniyle sağlık emekçileri en ön safta hayati bir mücadele veriyorlar. Sağlık emekçilerinin ücretleri artırılmalı, çalışma şart ve koşulları düzeltilmeli, başta emeklilik olmak üzere tüm sosyal hakları iyileştirilmeli. Covid-19, illiyet bağı aranmaksızın, derhal meslek hastalığı olarak kabul edilsin!

Emeklilik yoksulluk ve çaresizlik olmaktan çıkarılmalı. En düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyine çıkarılsın! Asgari ücretin yoksulluk ücreti olmasına son verilsin. İnsan onuruna uygun asgari ücret istiyoruz!

İfade ve örgütlenme, toplantı ve gösteri hakkı olmadan yukarıda sıralananlar dâhil hiçbir hak ve özgürlük talebi işlerlik ve süreklilik kazanamaz. Sendika düşmanlığına son verilsin. Örgütlenme suç değil haktır. Basın, yayın, propaganda önündeki tüm engeller kaldırılsın. Antidemokratik uygulama ve yasaklara hayır! Siyasal demokrasinin önü açılsın!

Yorumlar kapalıdır.