Pandemi nasıl ve ne zaman bitecek?
Covid-19 salgını dünya çapında yaklaşık iki senedir devam ediyor. Türkiye genelinde aşılama devam etse de hasta sayısında artış görülüyor ve pandemi aktif olarak devam ediyor. Türk Yoğun Bakım Derneği’nin elde ettiği verilere göre bazı şehirlerde yoğun bakım üniteleri yüzde 100 doluluk oranlarına ulaştı ve Covid-19 dışında diğer viral enfeksiyonlar da görülmeye başlandı. Bu yıl temmuz ayı itibarıyla Covid-19 kaynaklı kısıtlamalarını kaldıran AKP iktidarından yaşanan artışlara ilişkin herhangi bir ek tedbir veya açıklama gelmiyor.
Sağlık Bakanı Koca, vakaların yüzde 40’nın 23 yaş altındakilerden oluştuğunu kendi ağzıyla söylüyor. Bu durumda yeni hastalananların büyük çoğunluğunun öğrenciler olduğunu söylemek mümkün. Yüz yüze eğitim başlayalı haftalar oldu ve hâlâ ek öğretmen ataması yapılmış değil. Sınıflar seyreltilmiyor, okullarda gerekli hijyen koşulları sağlanmadan eğitimler sürdürülmeye çalışılıyor. Veli Der’in araştırmasına göre; yalnızca Ankara Yenimahalle’de Şehit Mustafa Aslan Ortaokulu’nda 40 öğrenciye koronavirüs pozitif tanısı konuldu ve 13 sınıf karantinada. Eğitim-Sen ise Edirne’nin Keşan ilçesinde Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı 47 eğitim kurumunun 24’ünde kadrolu temizlik görevlisi bulunmadığını açıkladı. Düzce’de bulunan ve 552 öğrencinin eğitim gördüğü MEB’e bağlı Hürriyet Ortaokulu’nda personel yetersizliği nedeniyle okul-aile birliği velilere mesajla IBAN göndererek 100 TL bağış istiyor. Sonuç olarak; en temel hijyen koşullarının sağlanamadığı koşullarda vakaların artması sürpriz değil. Bu koşullarda pandeminin yakın zamanda biteceğini söylemek güç.
Bir yanda personel bekleyen öğrenciler ve veliler var, öte yanda atanmayı bekleyen binlerce öğretmen ve iş arayan milyonlar var. Arz var, talep de var, peki neden atama yok, bütçe yok? Çünkü devlet de patronlar da, kendi üzerinde ciddi bir basınç oluşmadıkça, tedbirlerin hepsini bir maliyet kalemi olarak görüyorlar. Pandemi ile birlikte süpermarket, e-ticaret, lojistik gibi sektörlerin büyüdüğünü biliyoruz. Patronların kârı artıyor, buna rağmen işten çıkarmalar, hak gaspları devam ediyor. Patronlar mevcut işleri kalan çalışanların arasında bölüştürüp fazla mesailerle ve iş güvenliği olmaksızın çalışma düzenini sürdürüyorlar. Türkiye Covid-19 ile mücadelede dünyada vatandaşlarına en az nakit ayıran ülkelerden olan Meksika’dan sonra ikinci sırada geliyor. Türkiye’de sayısı 3,5 milyon civarında olan sigortasız işçiler sefalet ve yoksullukla mücadele etmeye devam ediyor.
Pandeminin bitmesi için öncelikle etkin tedbirlere bütçe ayırmak şart. İşçi sağlığı ve halk sağlığından tasarruf edilemez. Kaynak belli, Demirören’in Ziraat Bankası’na ödemediği krediler, İstanbul Havaalanı’nda pandemi boyunca Kalyon, Cengiz, Limak ve Mapa’dan alınmayan kira bedelleri… Sadece bunlar bile zenginlerden tahsil edilse okullara atanacak temizlik personelinin maaşı çıkardı. Demek ki pandemiyle mücadele emekçiler için bir zorunlulukken, devlet ve patronlar için tercih. Pandeminin hemen bitmesi için önce bu sistemle mücadele etmeli ve acil olarak bulaşmayı kontrol altına almayı hedefleyen etkin halk sağlığı önlemlerinin oluşturulmasını talep etmeliyiz. Pandemi ancak bu şekilde kalıcı olarak bitebilir.
Yorumlar kapalıdır.