Bütçedeki kara delik: Kaynaklar emekçilere ayrılsın!

Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan 2022 bütçe teklifi geçtiğimiz haftalarda meclise sunuldu. İktidarın ekonomi yönetiminden pandemi uygulamalarına değin attığı her adım emekçilerin sefalet düzeyini korkunç bir biçimde artırmışken, 2022 yılında devletin yapacağını öngördüğü harcamaların detayı bu bağlamda daha da önem kazanıyor. Devlet bütçesinin bir kamu kaynağı olduğu, çalışan sınıfların, emekçilerin vergilerinden oluştuğu düşünüldüğünde bu kaynağın hangi kesim ve öncelikler için kullanılacağı her zaman iktidarın siyasi tercihlerinin bir sonucu oldu.

Nitekim geçen senenin bilançosuna bakıldığında da 2020 bütçesinin 160 milyar TL aşıldığı, yani hedeflenenden yüzde 11,9 fazlasının yetkisiz bir biçimde harcandığı ortaya çıkıyor. Bu aşım konusunda hesap veren de sorabilen de yok! 2021 bütçe çalışması için iletilen Sayıştay raporları son derece kadük olsa da, basında ortaya çıkan bilgi ve belgelerden 2020 yılındaki bütçede yapılan yolsuzluklar ortaya saçılmış durumda. Berat Albayrak döneminde Darphane’de basılan altınların Hazine’ye aktarılmaması, Fahrettin Altun’un başında olduğu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın yüzlerce milyon lira ödenek alması ve Anadolu Ajansı’na milyonlar aktarmış olması, Saray’ın çeşitli ülkelerdeki yabancı danışmanlara milyonlar akıtmış olması vb. saçılan usulsüzlüklerden yalnızca birkaçı. Raporlarda ortaya çıkan başka bir konu da, kamu kurumlarının mali tablolarındaki hatalar ve yapılan yardım kayıtlarının gizlenmesi. Tüm bu detaylar TÜGVA hikâyesi ile Saray iktidarının çürümüşlüğünü yeni bir boyuta taşıyor. Ve tüm bunların 2020 gibi milyonlarca emekçinin açlıkla sınandığı, yaşamını kaybettiği veya ölümle burun buruna çalıştığı pandemi senesinde yaşanmış olması, yaşananların Saray’ın sınıfsal tercihlerinin sonucu olduğunu bir kez daha özetliyor.

2022 için hazırlanan bütçe tasarısında ise RTE’nin maaşının 88 bin TL’den 100 bin TL’ye yükseltilmesi öngörülüyor. Hadi o kadar da olsun diyenler olacaksa, geri kalan detaylar da patronları destekleyen öneriler… SGK işveren prim ödemeleri için 35 milyar lira ödenek ayrılmış; işletmelerin 70,2 milyar lira tutarındaki vergi ve sosyal güvenlik prim ödemeleri ile 143 milyar lira tutarındaki kredi borçları ertelenmiş. Yani 2022 yılsonuna değin işe alınacak her bir işçi için ödenecek SGK primleri ile vergilerin 12 ay boyunca devletçe karşılanacağı belirtiliyor. Peki patronların işçi maliyetini bile karşılamadığı düzende, işçinin maliyetini kim karşılıyor? İşçinin kendisi… Dolaylı ve dolaysız alınan vergiler, yapılan zamlar yoluyla, hem de hayatta kalmanın imkânsıza yaklaştığı şu koşullarda.

İşçi ve emekçilerden karşılanan maliyet yalnızca bununla sınırlı değil. Sadece faizin iki baz puan düşmesi sonucu oluşan 200 milyar liralık faiz ödemesi de devlet bütçesinden karşılanacak. Yani Türkiye’de kayıtlı çalışanların vergilerinin tamamı faiz ödemesine gidecek. Bir de buna kamu kaynaklarına boğulan Yap-İşlet-Devret işletmeleri, kiraları karşılanan, yolcu garantili otoyollar, köprüler, havalimanlarını da ekleyince tablo inanılmaz boyutlara ulaşıyor. İnsan bu durumda sormadan edemiyor: Bu bütçe kimin bütçesi? Tüm bu yağma ve talan düzenini yıkmaktan, işçi ve emekçiden yana bir ittifaktan bahsediliyorsa, bu doğrultuda çok net bir programa ihtiyacımız var. Bu program sadece bütçeye dönük değil, emekçilerin tüm acil taleplerini içeren bir eylem programı olmalıdır. Bu durumu sadece teşhir etmek yetmez diyerek, kitlelere seçimi işaret eden Millet İttifakı’na “Sen iktidar olunca bu bütçeye nasıl el atacaksın sorusu?” bu eylem programı ile sorulmalıdır. Bu programda işsizlik ve hayat pahalılığı girdabına itilen işçi ve emekçiler için acil bir fon oluşturulmalı; bu fon yalnızca emekçi kitlelerin ihtiyaçları için kullanılmalıdır. Bu fon için kaynak YİD işletmelerin kamulaştırılması, zenginlerden alınacak servet vergisi ve dış borç ödemelerinin durdurulması ile derhal karşılanabilir. Bu sorun seçimlere ertelenemeyecek kadar acildir; açlık ve sefalet hiçbir düzen temsilcisinin insafına terk edilemez.

Yorumlar kapalıdır.