Okur mektubu: “Mülteci sınıf kardeşlerimizle ortak mücadele etmeliyiz”
Mülteci; Oxford sözlüğüne göre “bir başka yere ya da ülkeye sığınan kimse”, Birleşmiş Milletlere göre ise “ırkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönmeyen veya dönmek istemeyen kişi”dir.
Peki insanlar yaşadıkları ülkeyi neden terk etmek zorunda kalırlar? Bunun birçok nedeni var. Savaş, açlık, yoksulluk, düşünceleri, inançları ya da cinsel yönelimleri… Ama daha çok savaşlardan dolayı terk ederler. İnsanlar yaşadıkları ülkeyi terk ederken nelerle karşılaşırlar? Donarak ölme, teknenin batması sonucu ölme, insan kaçakçıları… Ola ki bir ülkeye geldiler, bu sefer de barınma, sağlık, eğitim, yaşamlarını sürdürebilmeleri için iş bulma derdi, ayrımcılık, nefret söylemleri… Bir işe girdiklerinde ise güvencesiz çalışmaya, uzun saatler çalışmaya, düşük ücretle çalışmaya maruz bırakılmaktalar. İstanbul’un birçok gecekondu mahallesinde merdiven altı kurulan tekstil atölyelerinde mülteci işçi görmekteyiz. Bunların bir çoğunu da kadınlar ve çocuklar oluşturuyor.
Son günlerde özellikle üç büyük ilde İstanbul, Ankara ve İzmir’de mültecilere yönelik ırkçı ve nefret söylemleri, saldırılar arttı. Yaşadığımız mahallede, çalıştığımız işyerinde, eğitim aldığımız okulda bu nefret söylemlerinin hepsine şahit olmaktayız. Bu saldırıların hedefinde ise daha çok Suriyeli ve Afganistanlı mülteciler var.
Ağustos ayında Ankara’da Suriyeli mültecilere yönelik saldırıda birçok insan yaralandı, dükkanları yağmalandı, hatta bazıları yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kaldı. Ancak bu saldırılar sadece Ankara ile sınırlı değil. İzmir’de yakılarak öldürülen üç göçmen işçi… Ya da Esenyurt’ta dükkanları ateşe verilenler, Fatih’te kaldıkları ev yakılanlar… Nasıl unutabiliriz Bayrampaşa’da 19 yaşında göğsünden bıçaklanarak öldürülen Nail Alnaif’i? Biliyoruz ki bu saldırılar ne ilk ne de son olacak.
AKP iktidarı en temel hakkımız olan yaşam hakkımızı elimizden almakta, mülteci sınıf kardeşlerimizle aramızda yabancı düşmanlığını körüklemektedir. Bizler biliyoruz ki ayrımız gayrımız yok. Bizi birbirimize düşürenlere, yaşam haklarımızı ellerimizden alanlara, bizi ucuz işgücü olarak görenlere karşı yan yana gelmeliyiz, mülteci sınıf kardeşlerimizle birlikte ortak mücadele etmeliyiz.
İstanbul’dan bir eğitim emekçisi
Yorumlar kapalıdır.