Newroz’dan 1 Mayıs’a! Barış ve emek mücadelesi ortaklaşmalı…
Newroz bu yıl da büyük bir coşkuyla kutlandı. Yüz binler yine meydanları doldurdu. Barış en büyük talep ve umut olmaya devam ediyor. Siyasi tutsakların salıverilmesi, özellikle Aysel Tuğluk gibi hasta mahpusların bir an önce bırakılması en acil talep durumunda. Kuşkusuz mesele kişiye özel uygulama değil. Bir bütün olarak siyasi demokrasinin işlerlik kazanması gerekiyor. Bunun için Kürt sorununun çözümü elzem.
Nasıl olacak? Tabii ki çözüm, sorunun nedenlerini ortadan kaldırmakla mümkün. Muhataplarını değil. Sorunu büyütmek isteyen susturmaya, çözmek isteyen konuşmaya imkân verir. Zindanlar boşalmalı. Seçilmişler görevlerine iade edilmeli. Anadili bilinmeyen dil olmamalı. Özgür, eşit, adil ve ortak bir yaşam için yeni bir anayasa hazırlanmalı. Kaderini tayin temel olmalı. Yeni bir anayasa için barajsız, engelsiz, yasaksız bir seçimle bir Kurucu Meclis oluşturulmalı. Kilit değil, anahtar olunmalı.
Neden? Çünkü kaynakları, canları, emekleri, huzuru, geleceği yutan Kürt sorunu Türkiye’ye iyi gelmiyor. Türkiye’yi hasta ediyor. Zehirliyor. Pahalılık dendiğinde Kürt sorunu gerekçe oluyor. İfade özgürlüğü dendiğinde Kürt sorunu gerekçe oluyor. Yasaklar dendiğinde Kürt sorunu gerekçe oluyor. Kayyum düzeninin bahanesi yine Kürt sorunu oluyor. Sınırsızca harcamanın, hesap vermemenin, kısıtlamaların, baskının, şiddetin bahanesi hep Kürt sorunu oluyor. Ekmek küçük. Özgürlük sınırlı. Gelecek belirsiz. Bahanesi hep Kürt sorunu oluyor.
Biliyoruz ki siyasi varlığını bu sorun üzerine inşa etmiş, adeta Türkiye’yi rehin almış bir avuç gereksiz dışında kimsenin bu sorunla yaşamaya ihtiyacı yok. Türkiye çözemediği Kürt sorununun parçası oldu. Bu soruna rehin kaldı.
Oysa Türkiye bu sorunu çözerek onlarca yıl ileriye sıçrayabilir. Sayısız yükten kurtulabilir. Sadece geçmişiyle yüzleşmek ve barışmakla kalmaz, aynı zamanda çocuklarının, gençlerinin geleceğini de kurtarır. Bütün ömrü bu sorunla geçmiş, bu sorunun çilesini çekmiş milyonların huzur bulması sağlanır. Yıllardır yol gözleyip çile çeken anaların gözlerinin arkada kalmamasına imkân verir. Kendiyle barışır Türkiye. Açık ki Kürt sorununu çözmek Türkiye’ye gerçekten çok iyi gelir!
Bu yüzden Newroz’u geride bırakmış ve 1 Mayıs’a giderken işçi sınıfının, emekçi yoksul halkların, tüm ezilen ve sömürülen kesimlerin birlik, dayanışma ve mücadelesini ortaklaştırmak her zamankinden daha fazla gerekli ve değerli görünüyor. Ekmek ve barış. Adalet ve özgürlük. Eşitlik ve işçi demokrasisi yan yana, omuz omuza olabilmeli. Bunun yolu kuşkusuz sınıf mücadelesinden geçiyor. Yaşasın işçilerin birliği, halkların özgürlüğü! Yaşasın Newroz! Yaşasın 1 Mayıs!
Yorumlar kapalıdır.