Arjantin halkı IMF’nin ve hükümetin kesinti paketine karşı sokakta!

Geçtiğimiz 9 Temmuz Cumartesi günü, Sosyalist Sol (Izquierda Socialista – IS) ve Sol Cephe-Birlik (FIT-U), diğer siyasi örgütler, insan hakları örgütleri, toplumsal örgütler, Dış Borçların Ödenmemesi İçin Çağrı ile birlikte, Herkesin Cephesi iktidarının ve IMF’nin kemer sıkma planına karşı ülke çapında etkinlikler düzenlediler. 

Sosyalist Sol, ABD emperyalizmine ve IMF’ye bağlayan zincirleri kıracak olan ikinci ve kesin bağımsızlık çağrısını yükseltti.

Eylem çağrıcısı örgütler tarafından kabul edilen ve Plaza de Mayo’da okunan belge:

9 Temmuz’da, hükümet ve IMF anlaşmasına karşı ülkenin tüm sokaklarını kazanalım!


Dış borç ödemelerine hayır! Hükümetle IMF arasındaki anlaşma iptal edilsin! Guzmán gitti ve IMF devam ediyor.

Kesintilere, yağmaya, sömürüye ve bağımlılığa son! Asıl borç halklara ve doğayadır!
Kaynaklar halkın ihtiyaçlarını gidermeye, yani maaşlara, emeğe, emekliliğe, sağlığa, eğitime, barınmaya, bakıma ve çevrenin korunmasına kullanılsın.

Kemer sıkma politikasının bir diğer biçimi enflasyondur. Asgari ücret yoksulluk sınırının üstüne! Ücretler, emekli maaşları ve sosyal yardımlar enflasyona göre her ay güncellenmelidir.

Tüm işçi ve halk mücadelelerinin zaferi için!
Kesintilere karşı genel grev ve bir mücadele planı!
Protestoların kriminalize edilmesi son bulsun!
Latin Amerika halklarının IMF’ye karşı mücadelesiyle dayanışmaya!

Bu 9 Temmuz’da, aşağıda imzası bulunan örgütler, toplumsal örgütler, insan hakları örgütleri, çevre örgütleri, mücadeleci Piquetero hareketi, mücadeleci sendikacılık ve solun tüm örgütleri olarak, hükümetin IMF ile yaptığı anlaşmaya ve kemer sıkma planına, protestoların kriminalize edilmesine hayır demek için seferber olduk. 

Hükümet ve sağ muhalefet bir yandan ikiyüzlü bir şekilde bağımsızlık gününü kutlarken, diğer yandan IMF ile anlaşıp emperyalizmle tüm askeri, ekonomik ve siyasi bağları derinleştiriyorlar.

Aralık ve Şubat aylarında onlarca örgütle birlikte hükümet ve IMF arasında yapılan anlaşmaya karşı öncülük ettiğimiz seferberliklerde, bu politikanın işçi sınıfının ve halkın diğer kesimlerinin durumunu ağırlaştıracağını teşhir etmiştik.

Bugüne geldiğimizde, %75/80’lere ulaşacak yıllık enflasyon, maaşlarda, emekli aylıklarında ve dolayısıyla satın alma gücündeki azalma, daha fazla fiyat artışı ve petrol, gaz, madencilik ve tarım endüstrisinin yağmalanması için yetki verilmesi söz konusudur. Açlığın ve yoksulluğun, kitle mücadelelerinin arttığı ve iktidarın farklı kesimlerinin arasındaki çatışmanın şiddetlendiği bir dönemde Ekonomi Bakanı Martín Guzmán’ın yakın zamandaki istifası, hükümetin siyasi ve ekonomik krizini derinleştirdi. Özellikle de IMF’nin kesinti politikalarının uygulanması bağlamında. Silvina Batakis’in görevi devralması elbette bir değişiklik anlamına gelmeyecek. Aksine, yeni bakan hâlihazırda IMF programına bağlılığını açıkladı.

Yakın gelecekte, pesonun daha fazla devalüasyonu, maaşları ve emekli aylıklarını eritmeye devam edecek olan enflasyonist sürecin yeniden yükselişi söz konusu. Buenos Aires’te yaşayan eğitimcilere ve devlet çalışanlarına yönelik geçmişte yaptığı saldırılarla anılan Batakis, toplu iş sözleşmesi müzakerelerine ilişkin yeni bir saldırıya ve faturalardaki artışın serbestleştirilmesine hazırlanıyor.

Guzman ile hükümet, mali açığı belirlemek, fiyatları artırmak, vergileri reforme etmek için IMF’ye tutunmaya çalıştı. Bu makroekonomik değişkenlerle yetinmeyip, IMF’ye kamu ihalelerinin yöntemini değiştireceğini, sosyal politikaları yeniden dizayn edeceğini, kara para aklamayla mücadele için yasa çıkarılacağını ve peso ile finansman elde etmek için yerel bankaların ve yatırım fonlarının önünde diz çökeceğini vaat etti. 

Guzman’ın taahhüt ettiği ve şimdi Batakis’in de onayladığı bu önlemler, kabul edilecek dayatmaların zeminini hemen hemen belirlemiş oldu. Her an, özellikle de bir temerrüt durumunda, IMF yeni talepler öne sürebilir. IMF geçen hafta açıklanan ilk çeyrek hedeflerini onayladı, ancak belli sınırlar da çizdi: İkinci dönemde kamu harcamalarının %7,8 oranında azaltılarak enflasyonun düşürülmesini, yeni bir emeklilik reformu ve maaşlarda daha fazla kesintiye gidilmesini talep etti.  

Böylece, %20-30 arası yeni bir zam dalgasının, hem sabit kura göre işlem gören hem de karaborsadaki doların rekor seviyelere çıkışının, büyük işverenlerin ve finansçıların spekülasyonlarının ortasında; yeni bakan Batakis ile IMF başkanı Kristalina Georgieva arasında “piyasalara güven vermek” amacıyla yapılan görüşme, belirlenmiş hedefler doğrultusunda emekçiler üzerinde acımasız bir kesinti planını teyit etti. IMF başkanı “acı verici” tedbirlerin alınmasını tavsiye etti.

Ancak halka vurulan bu darbeler büyük mücadeleleri de beraberinde getiriyor. Piquetero (İşsizler) hareketi kitlesel seferberliklerle ve eylemlerle açlığa ve yoksulluğa karşı koyuyor. 14 Temmuz’daki Piquetera Birliğinin eylemine desteğe çağırıyoruz. Lastik işçileri, sendikaları SUTNA önderliğinde çalışma şartları ve ücretlerini korumak için eylemler ve genel grevlerle hayata geçirdikleri mücadele planını ileriye taşıyorlar. Arcor Bagley direnişi emeğin güvencesizleştirilmesine karşı ortaya konan mücadele planının bir parçası. 

Tierra del Fuego’da, Rio Grande metal işçileri enflasyonun üstünde ücret talebiyle greve gittiler. Rio Negro’daki sağlık emekçileri, San Juan’daki ve La Rioja’daki eğitimciler, ülkenin her yanından üniversite hocaları, eğitim düşmanı maaş kesintilerine karşı büyük kitleler halinde buluştular.

Başkentte taşımacılık işçileri işten çıkarmalara karşı, America kanalı işçileri ise ikramiyelerin ödenmesi için greve gitti. Mücadele eden halklar, yerel topluluklar doğayı yok eden büyük madencilik faaliyetlerine ve Arjantin Denizi’ndeki petrol şirketlerinin ilerleyişine karşı direniyor. Çokuluslu tarım şirketlerinin kimyasal ilaçlarına maruz kalan halklar ve örgütler bu şirketlerin ölümcül kimyasallarına, genetiği değiştirilmiş soya ekilmesine, ormansızlaştırmaya, büyük hayvan endüstrisine karşı tarihsel mücadelelerine devam ediyorlar. Son olarak bu mücadele, topraklarımıza milyonlarca litre yeni kimyasal zehirlerin atılmasına neden olacak, tarım şirketlerinin ellerindeki genetiği değiştirilmiş yeni bir buğday türü olan HB4 ekilmesine karşı sürüyor.

Halk mücadeleleri yükselirken hükümet, yargı ve eyalet yönetimleri protestoyu kriminalize etmek konusunda adımlar atıyorlar. Böylece, Jujuy, Misiones, Neuquén, Mendoza, Chubut, Catamarca, Santa Cruz ve tüm ülkede açlık, sefalet ve yağmaya karşı örgütlenenlere karşı açılan davalarla karşı karşıya kaldık. Bu davalar Macri’nin emeklilik reformuna karşı mücadeleye katıldıkları için Cesar Arakaki ve Daniel Ruiz’e verilen mahkûmiyetlerde ifadesini bulan kriminalizasyon sürecini derinleştirmeye yönelik davalar ya da mücadelesini sürdürdüğümüz Facundo Molares’in iadesi için verilen ceza gibi davalar. Daha yakın zamanda ise Kongre önünde IMF ile yapılan anlaşmaya karşı seferberliğin hemen sonrasında, Jaru Rodriguez Carrero ve Oscar Santillán’ın tutuklanarak Julián Lazarte hapishanesine gönderilmelerine ve yargılanmalarının bugüne kadar devam etmesine sebebiyet veren davalar.

Bu saldırının merkezi parçası bağımsız Piquetero hareketine yönelik saldırıdır. Bu baskıyı, Halk Cephesi (FP) lideri Dario Santillán, MTE, La Dignidad, Movimiento Evita, CCC, FOL, Barrios de Pie ve MTR gibi halk örgütlerine 12 Nisan’da Jujuy ve Buenos Aires’te yapılan baskınları ve ülke genelindeki yoldaşlara yönelik zulmü ve İşçi Partisi (Partido Obrero) ve İşçi Kutbu (Polo Obrero) liderlerine karşı açılan davaları reddediyoruz!

Piquetero hareketine karşı bu saldırı, meselenin her iki tarafında da bir kadın çehresine sahip: bir tarafta başkan yardımcısı ve şimdi çiçeği burnunda ekonomi bakanı; diğer yanda ise toplumsal örgütlerin büyük bölümünü oluşturan binlerce kadın ve LGBTİ+’lar. Bu sektöre yönelik kriminalize edici açıklamalar, kesinti politikalarının kadınları daha da yoksullaştırdığını hesaba katmıyor gibi görünüyor. Gerçekten de, sağlık krizi ve ekonomik krizin derinleşmesi göz önüne alındığında, kapitalizmde toplumsal yeniden üretimin maliyetinin, ücretsiz bakım görevlerinin zorunluluktan dolayı bizler (genel anlamda, kadınlar ve dişileştirilmiş kimlikler) tarafından üstlenildiği ve imkânsızlıklar yüzünden çok daha güvencesiz işlere mahkûm olduğumuz daha açık hale geldi. Bu bağlamda, Kadın, Toplumsal Cinsiyet ve Çeşitlilik Bakanlığı’nın politikaları, ücretsiz iş yükünü ve bedenlerimiz üzerindeki vahşi denetimi daha da artırıyor.  Diğer kamu politikalarının eksikliklerinin yanı sıra devam eden kesinti politikaları ile birlikte tam bir dışlanmışlık durumunda yer alan, yarısından fazlası yoksulluk sınırının altında olan, kaliteli gıdaya ve eğitime erişimi olmayan, ruh sağlığı ve bağımlılık konusunda yardımdan yoksun çocukların ve gençlerin durumuna özel olarak değinmek gerekir. Piquetero Hareketini kriminalize etmek, açıkça yoksul kadınlara saldırmaktır.

IMF ile yapılan anlaşma, halihazırda öncelikli olarak Dünya Bankası’nın desteklediği türden sosyal yardımların hedeflendiği bir perspektifi benimsiyor. Kamusal sosyal yardımlarda yapılan kesintiler bu politikanın devamlılığıdır. Herkesin Cephesi (Frente de Todos) koalisyonundan bazı gruplar tarafından önerilen evrensel temel gelir 14 bin pesoluk bir sefalet olacaktır. Kayda değer bir tartışma, tüm Piquetero ve işçi sınıfı hareketinin görüşlerini dikkate almalı, çalışma saatlerinin çalışanlarla işsizler arasında dağıtılması ve hane bütçesine denk işsizlik sigortası sağlanması gibi sosyal güvencelerle işsizliğin üstesinden gelinmesi gibi gereksinimlere yer vermelidir.

Sendika bürokrasisi iktidar cephesine yedeklenerek, hükümetin bu kesinti politikasını geçirmesi için merkezi bir destek noktası olmuştur. Bu nedenle CGT ve CTA’yı hükümetten kopmaya ve bu teslimiyetçi anlaşmaya karşı işçilerin birleşik mücadelesine ve tüm diğer mücadelelerine destek çağrısı yapmaya davet ediyoruz. İşçilerin ve halkın taleplerini desteklemek adına IMF’nin ve hükümetin kapitalist kemer sıkma programına karşı, işçilerin ve halkın talepleri etrafında tüm işçi hareketinin, çalışanlarla işsizlerin birleşik mücadele planının başlangıcı olacak ulusal bir greve ihtiyacımız var. 

Peronizm, “sağa karşı savaş” ve “dolu bir buzdolabı” vaatleriyle seçimleri kazandı. Ancak önceliği, Macri’nin IMF’ye borcunu kabul etmek ve şimdi emekçilerin sırtına bu borcu yüklemek oldu. Soykırımcı askeri diktatörlükten bu yana biriken bu borç neredeyse 40 yıl boyunca tüm kapitalist hükümetler tarafından tanınmakta ve çok bariz bir sahtekârlık olan kesinti programlarıyla ödenmektedir. Bu borç, aynı zamanda IMF’nin emirlerine kabul edilemez bir itaat anlamına gelir ve işçi sınıfından yana ekonomik ve sosyal politikaların sağlayacağı olanakları kısıtlar. Bu yüzden bizden çalınanı ödemeyeceğimizi söylüyoruz.

IMF ile yapılan anlaşma, büyük işverenlerin, çokuluslu şirketlerin, büyük toprak sahiplerinin, kilisenin, Birlikte Değişim İçin’in patronlar muhalefetinin ve CGT gibi bürokratik ve hain sendikaların liderlerinin desteğini aldı. Ayrıca anlaşma, yatırım fonlarının ve kârlarını devlet tahvilleri ile katlamaya devam etmek isteyen yerel bankacıların talepleriyle özel olarak ilgilenme taahhüdünü de içeriyor. Anlaşma, ABD emperyalizminin başı Joe Biden tarafından da kutsanmıştı.

Hükümet enflasyonun artmasına izin vererek yalnızca kapitalist kârları artırmakla kalmayıp, aynı zamanda maaşların ve emekli aylıklarının da erimesine neden oluyor ve IMF’ye olan bağımlılığı derinleştiriyor. Tüm bunların yanında, “fiyat belirleyici” tekeller, cezasız bir şekilde gıda fiyatlarını artırmaya devam ediyor; asıl suçlular, hükümet müdahalesi olmadan “her gün yeni fiyatları açıklayarak geçimini sağladığını” itiraf eden bu kesimlerdir. 

IMF’yle anlaşma, Kongre’de Birlikte Değişim İçin’in desteğiyle oylandı. Milei ve Espert gibi ultra liberal ekonomi politikalarını savunan faşistler, sağdan bir eleştiriyle, daha büyük bir kesinti talep ederek oylamaya katılmadılar. Peronizm’in Kirchnerist kesimi bu anlaşmaya karşı oy kullandı ve onu eleştirdi, ancak ne IMF’den kopmakla, ne de bu gayrimeşru ve düzmece borcu ödememekle ilgili herhangi bir öneride bulunmayıp anlaşmanın komisyonlardan ve senatodan geçmesini mümkün kıldı. 

Máximo Kirchner ve La Campora, kesintiyi desteklerken (sanki iyi bir IMF varmış gibi) “daha faydalı bir anlaşma”dan söz ettiler ve emekliler için gerçek bir soygun anlamına gelen ve Macri’nin IMF’yle anlaşmasını tam anlamıyla devam ettiren emeklilik düzenlemesine oy verdiler. Cristina Fernández “ülkeden kaçanlar borcu öder” söylemiyle IMF borcunun toplanması ve ödenmesi için direkt olarak bir kanun teklifi gönderdi, biz ise buna karşı çıkıyoruz. Çünkü, ülkeden kaçırılan sermaye gerçekten geri alındığında, işçilerin ve halkın ulusal kalkınma politikası lehine emekçilerin cebine girmelidir, tefecilerin değil. 

Büyük patronların, esnek çalışma yasaları gibi önlemlerle emekçilere yönelik bu saldırıyı yoğunlaştırmak için net bir programı var. IMF, anlaşmayı revize ederken, Senato’da yarı onay alan emeklilik moratoryumunun uzatılmasını zaten tartışmış, emeklilere ve emekli maaşlarına ek zam yapılmasının imkânsızlığını gündeme getirmiş ve emeklilik reformu analizinin başlatılmasını talep etmişti. IMF’nin neyi hedeflediğini zaten biliyoruz: emeklilik yaşının yükseltilmesi, özel emeklilik programlarının ortadan kaldırılması, zamanla aktif çalışan maaşının %82’sine denk gelen emekli aylığının düşürülmesi ve Macri ve Fernandez’in reformlarının derinleştirilmesi. 

Bu önlemler özellikle biz kadınları ve hayatının büyük bir bölümünde ücretsiz ve güvencesiz işlerde çalışmış olan biz LGBTİ+ları etkiliyor. Bununla birlikte, harcamalara dair düzenlemelerin ve devalüasyonun sonuçlarını, özellikle bakım ve ev işi yükünü taşıyan bizler yaşıyoruz. Harcamaların kısıtlanması, feminist politikaları ve bakım politikalarını, cinsiyetçi şiddete karşı ve kapsamlı bir cinsellik eğitimi için gerekli politikaları daha da sınırlayacaktır.

Gençler, giderek daha düşük ücretlerle güvencesiz işlere mahkûm ediliyorlar. Hükümet ve IMF, ülke genelinde binlerce genci sefalete sürükleyen taşeronlaşmanın, geçici sözleşmelerin, kayıt dışı çalışmanın, hor görülmenin ve kötü muamelenin yaygınlaşmasında suç ortağıdırlar. Taşeronlaşmaya ve güvencesizliğe son! Kısmi ve güvencesiz işlerde çalışanlar yasal güvence altına alınsın! Bu kesimlerin mücadele örgütleri hükümet tarafından tanınsın!  

Öğrenci gençler, salgın sırasında hükümetler tarafından eğitime ara verilmesinin ve IMF tarafından dayatılan eğitim bütçesi kesintilerinin sonuçlarını yaşıyorlar. Bu, devlet liseleri ve üniversitelerindeki problemleri, yani ısınma problemi, üniversite binalarına dair problemler, kontenjan eksikliği, ders saatlerinin kısaltılması, eğitim süreci için temel materyallerin eksikliği gibi problemleri ağırlaştırıyor. 

Bu durum karşısında krizin faturasının emekçi halka değil onu yaratanlara kesilmesi için işçilerin örgütlediği, alternatif bir mücadele planı ortaya koyuyoruz.

Emekçileri ve tüm emekçi örgütlerini yoksulluğu ve bağımlılığı yeniden üreten IMF anlaşmasını reddetmeye ve birleşik bir seferberliğe çağırıyoruz. Devlet Başkanı Alberto Fernández’in Amerika Zirvesi’nde verdiği ABD emperyalizmiyle “işbirliği halinde çalışma” mesajı ülkemizin çokuluslu şirketler ve emperyalist bankaların çıkarlarına bağımlı olan bir yarısömürge olarak boyun eğmesini sembolize ediyor. 

Şayet bir borç ödenecekse, bu emekçilere ödenmelidir diyoruz. Başka bir yol mümkün! Hiç kimse temel hane giderlerinden (ATE-Induc verilerine göre 164 bin pesoya tekabül eden) az kazanmamalı, tüm maaşlar, emekli aylıkları ve sosyal hizmetler enflasyon oranına göre güncellenmelidir. Daha önceki hükümetlerin işçi sınıfını köleleştiren tefeci ve sahtekar anlaşmaları gibi Macri-IMF anlaşmasını da tanımıyoruz, ulusal kaynaklar emekçilerin öncelikli ihtiyaçlarına, yani maaşlara, emekli aylıklarına, işe, sağlığa, eğitime bakıma, bilime ve çevrenin korunması ve restore edilmesine kullanılmalıdır.

Ücretler düşürülmeden, çalışma saatleri günlük 6 saate düşürülmelidir. Sosyal programlar, işsizlik sigortasının asgari ücret seviyesine sabitlenmesi ve kamu hizmetlerinin gerçek iş olanakları yaratmak için planlanması yolunda kısıtlanmaksızın hayata geçirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. 

Eğitim ve sağlık bütçesi üç katına çıkarılmalıdır. Bu önlemler, emperyalizme ve kapitalizme karşı bir işçi hükümeti mücadelesi içinde, işçiler ve emekçilerin önderliğindeki politik, ekonomik ve sosyal planlamaların bir parçası olan tüm diğer önlemler gibi, alternatif bir programa dâhil edilmeli ve emekçiler için sosyal, ekonomik ve politik yeniden örgütlenmenin bir parçası olmalıdır. Sermaye kaçışını önlemek ve ulusal birikimlerin işçi ve halk kesimlerinin hizmetine ayrılması için tüm bankacılık sisteminin kamulaştırılması, oligarşik tekelleşmeye son verilip işçi denetimde dış ticarette devlet tekeli inşa edilmesi, tüm özel şirketlerin kamulaştırılması, kaynakların yağmalanması ve kirliliğe karşı, çevreci ve sürdürülebilir bir perspektifle petrol ve gazın işçi ve halk kesimlerinin denetimine alınması gibi. 

Bu temelde, mücadeleye sokaklarda devam etmeye çağırıyoruz. IMF ve dış borç ödemelerine karşı, 11 Aralık’ta 200’den fazla örgütle, Plaza de Mayo’da ve ülkenin her yerinde bir araya geldik. Aynı şekilde, 8 Şubat’ta, IMF ile anlaşma imzalandıktan sonra ve sonrasında da işçilerin arkasından kabul edilen yasaya karşı Kongre önündeki eylemlerde buluştuk. Bugün, IMF ile yapılan anlaşmayı kabul etmediğimizi, IMF yetkililerine ve merkez ülkelerin emirlerine boyun eğmediğimizi göstermek, bu anlaşmanın emekçi halk ve ekosistemler üzerindeki korkunç sonuçlarıyla her gün mücadele etmek ve işçiler ve halktan yana alternatif bir kurtuluş için sokağa çıkıyoruz. Bu 9 Temmuz’da Plaza de Mayo’da ve ülkenin birçok şehrinde tekrar seferber oluyoruz. Bağımsızlık ya da kurtuluş IMF ile mümkün olmadığı için; “Bu borç değil dolandırıcılıktır, asıl borç emekçilere ve doğayadır.” diyoruz!

Bu anlaşmaya ve sonuçlarına karşı çıkmak isteyen tüm örgütleri sokaklara çıkmaya, bu kesinti ve entegrasyon politikasını yenmeye çağırıyoruz.

İmzacılar

Encuentro militante Cachito Fuckman
Asociación de Profesionales en lucha (APEL)
Centro de Abogados por los Derechos Humanos (CADHU)
Centro de Profesionales por los Derechos Humanos
Ademys
AGD UBA
ATE Defensoría del Pueblo PBA
ATE Hospital Garrahan
ATE INCAA
ATE INDEC
ATE INTA
ATE Ministerio Economía
ATE SENASA
ATE Subsecretaría Trabajo CABA
Comisión Interna Anselmo Morvillo
Comisión Interna de APUBA Facultad de Ciencias Sociales
Comisión Interna Fernet Branca
Comisión Interna GPS
Comisión Interna Hospital Italiano
Comisión Interna Textilana
Cuerpo de Delegados Ferrocarril Sarmiento
Madygraf bajo gestión obrera
SiTraCP (Sindicato de trabajadoras de casas particulares)
SITRAREPA
SUTEBA Bahía Blanca
Suteba Matanza – Multicolor
SUTEBA Tigre
Unión Ferroviaria Oeste
Plenario del Sindicalismo Combativo
Agrupación Nacional Clasista Antiburocrática (ANCLA)
Coordinadora Sindical Clasista (CSC)
Corriente Sindical 18 de diciembre
Movimiento de Agrupaciones Clasistas (MAC)
Lista Multicolor de la CTA Autónoma
CEAVI (UNA)
CEDAM (UBA)
Centro de Estudiantes de ciencia y tecnología (UNSAM)
Centro de Estudiantes de Farmacia y Bioquímica (UBA)
Centro de Estudiantes de Veterinaria (UBA)
Centro de estudiantes del Terciario 39 de Vicente López
Centro de estudiantes del Terciario 51 de Pilar
Centro de Estudiantes Escuela de Enfermería Cecilia Grierson
Comisión interna Lustramax
Centro de Estudiantes Visuales UNA
Centro de Estudiantes Instituto Superior Form Docente y Técnica Nrp 9 La Plata
Centro de Estudiantes Instituto Formación Docente Nro 35
Acción Ecológica Anticapitalista
Agrupación ambiental anticapitalista Alerta Roja
Ambiente en Lucha
Coordinadora Basta de Falsas Soluciones
Red Ecosocialista
Tribuna Ambiental
Isadora, mujeres en lucha
Juntas y a la Izquierda
Las Rojas
Libre Diversidad
Mumalá
Pan y Rosas
Plenario de trabajadoras
Autoconvocatoria por la suspensión del pago e investigación de la deuda (Dialogo 2000, ATTAC – CADTM Argentina, CPI, EDI Economistas de Izquierda, PRML, Cuba-MTR, TUN 29 de Mayo, JR Che, Opinión Socialista, FeTERA, LyF La Pampa y Desde el Pie – La Pampa, Mesa Coordinadora de Jubilades y Pensionades, Asamblea de Villa Pueyrredón, Emancipación Sur, Propuesta Sur Rosario, Hilo Rojo Colectivx Militante, Partido de la Liberación, Agrupación 29 de Mayo – Presidencia del CEJVG, Frente Popular Dario Santillan, Colectivo Reagrupando, Coordinadora por el Cambio Social: Frente de Organizaciones en Lucha / Movimiento de los Pueblos, Por un Socialismo feminista desde abajo: Frente Popular Darío Santillán – Corriente Plurinacional, MULCS Movimiento por la Unidad Latinoamericana y el Cambio Social, Movimiento 8 de Abril / FAR y COPA en Marabunta Corriente Social y Política / FOB Autónoma / OLP Resistir y Luchar / Igualdad Social)
Barrios de Pie
Colectivo militante diciembre
Democracia Socialista
Frente de Izquierda Unidad : Izquierda Socialista (IS) – Movimiento to Socialista de los Trabajadores (MST) – Partido de Trabajadores Socialistas (PTS) – Partido Obrero (PO)
Frente Popular Darío Santillán
Libres del Sur
Marabunta, Corriente social y política
Movimiento Sin Trabajo Teresa Vive
Movimiento Sur
MTR 12 de Abril
Nuevo MAS
Organización Revolucionaria Guevaristas
Polo Obrero
Venceremos Partido de Trabajadores

Yorumlar kapalıdır.